HDP Onursal Başkanı ve Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Milli Eğitim Bakanlığı'na verdiği soru önergesinde eğitimde özelleştirilmeyi teşvik eden sistemi ve sakıncalarını sordu.

Kürkçü'nün önergesinin gerekçesi şu şekilde;

“2014-15 eğitim öğretim yılında Özel okullarda öğrenim gören öğrenciler için eğitim ve öğretim desteği verilmesine dair tebliğ” ve “2014-15 eğitim öğretim yılında Organize Sanayi Bölgelerindeki Özel Mesleki ve Teknik Eğitim okullarında öğrenim gören öğrenciler için eğitim ve öğretim desteği verilmesine dair tebliğ” Resmi Gazete’de 7 Ağustos 2014 günü 29081 sayı ile yayınlanmıştır.

Maliye Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı özel öğretim kurumlarının teşviki amacıyla MEB’e ayrıca bir ödenek için çalışma yapmıştır.

5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 12. Maddesi 3. Fıkrasında “... öğrencinin devlete maliyetinin bir buçuk katını geçmemek üzere...” desteklenmesi maddesi ve çıkarılan her iki destek yasası yoluyla kamu okullarına devam eden öğrenciler ile teşvik alan öğrenciler arasında var olan eşitsizliğin arttığı bir gerçektir.

MEB’in Ortaöğretimi İzleme ve Değerlendirme raporu 2013’te de belirtildiği gibi, “2012-2013 itibarıyla resmi örgün ortaöğretim okullarında toplam 3.811.767 öğrencinin % 47,6’sı (1.816.159) Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, % 42,4’ü (1.614.837) Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü, % 10’u (380.771) ise Din Öğretimi Genel Müdürlüğü bünyesindeki okul/programlara devam etmiştir. Son yıllardaki trende göre Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü’nün payı sınırlı düzeyde artış göstermiş, Ortaöğretim Genel Müdürlüğündeki düşüş ve Din Öğretimi Genel Müdürlüğündeki artış ise önemli düzeyde gerçekleşmiştir”.

Yine aynı raporda belirtildiği gibi “2012-2013’te Türkiye geneli itibarıyla 31 olan derslik başına öğrenci sayısının en yüksek olduğu bölgeler, Güneydoğu Anadolu (38) ve İstanbul (37) bölgeleridir”.

Özel okullara verilecek teşviklerin bir kriteri de özel okulun A, B, C ya da D grubundaki konumuna bağlı tutulmaktadır. Oysa bu konu ile ilgili çalıştayın ve pilot çalışmaların 26-30 Mayıs 2014 tarihinden sonra yapıldığı ve kriterlerin ne kadar bilimsel ve sağlıklı olduğu hala tartışılmaktadır."

Kürkçü şu sorulara önergesinde yer verdi:

"Maliye ve Milli Eğitim Bakanlığı, oluşturulan bu ödeneği kamu okullarının iyileştirilmesi ve hatta yeni kamu okulları için neden kullanmamıştır?
Öğrenci ve velilerin diledikleri tür eğitim öğretim kurumuna yönelmesini hedeflediğini iddia eden MEB, neden belirli tip meslek gruplarına ve özel okullara teşvik vermektedir?
Devletin, özel öğretim kurumlarının tamamına verdiği teşviklerin sadece son iki öğretim yılı içinde (vergi indirimleri, arsa tashihi gibi) devlete toplam maliyeti ne kadardır?
Kamu okullarına devam eden öğrenciler ile teşvik alan öğrenciler arasında var olan eşitsizliğin artmasını önlemek için Bakanlığınızın aldığı önlemler nelerdir?
Özel Mesleki ve Teknik Kurumların ve İmam Hatip Ortaokulları ve Liselerinin teşviki ile devletin elde etmek istediği öğrenci dağılımı nasıldır ve neden bu doğrultuda bir teşvike gidilmektedir?
Derslik başına öğrenci sayısının düşürülmesi için, az çok varsıl olan öğrencileri özel okullara yönlendirmek dışında nasıl tedbirler alınmaktadır?
Organize Sanayi Bölgelerinde ve diğer bölgelerde öğrencilerin meslek liselerine teşviki yoğun biçimde sürmekte iken, staj koşulları ve öğrencilerin iş güvenliği takibi nasıl yapılmaktadır ya da yapılması planlanmakta mıdır?
TEOG ile açığa çıkan yerleştirme probleminin toplumun en azından biraz daha varsıl kesimi tarafından fazlaca algılanmaması ve problem olarak yansıtılmaması için her iki uygulamanın da aynı döneme denk getirilmiş olması tesadüf müdür?
Eğitim ve Öğretim desteği verilebilecek okulların tespiti hangi bilimsel kriterler dikkate alınarak hazırlanmıştır?
Özel okulların akreditasyonu ya da sınıflaması için 2 eğitim müfettişi ve bir tane de özel öğretim kurumlarından eğitmenin görev aldığı basından takip edilmiştir. Teşviklerin kriterlerinin de bilimselliği ve sağlıklılığı soru işareti iken, bu sınıflamanın bilimselliğinin yanında güvenilir bir biçimde yapılıp yapılmadığının kontrolünü yapacak bağımsız bir kurul kurulacak mıdır?
İlan edilen okullardan ve velilerden gelecek itirazlar nasıl değerlendirilecek?
Teşvike hak kazanan öğrencilerin başvurdukları okul, teşvikten yararlanamıyorsa o öğrencinin teşvik hakkı da kullanılamaz olmaktadır. Bu durumda kaç öğrenci bulunmaktadır? Bu durum için uygulanacak politikalar neden açık bir biçimde ilk tebliğde belirtilmemiştir?
Teşvike hak kazanan öğrencilerin başvurdukları okul, teşvikten yararlanamıyorsa o öğrencinin teşvik hakkı da kullanılamaz olmaktadır. Bu durum, velilerin tercih ettikleri okula çocuklarını gönderme hakları olduğunu iddia eden hükümet politikanız ile ne kadar örtüşmektedir?"

16.09.2014