
İzmir Milletvekilimiz Ertuğrul Kürkçü, TBMM'de devam eden Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerine söz aldı. Kürkçü, şöyle konuştu:
AKP, Türkiye dış politikasını yeniden tanzim ederken komşularla sıfır sorun siyasetini benimsemişti. Şimdi her komşuyla sorun var ve sıfır komşu var neredeyse. Öte yandan, kendi içindeki iç çatışmanın da uluslararası alana yansımasının bütün bunları daha vahimleştirdiği bir durumla karşı karşıyayız.
Türkiye'nin hem iç politikada hem dış politikada uğradığı en önemli başarısızlık nedeni egemenliği paylaşma fikrine duyduğu yabancılıktır. İçeride yurttaşlarıyla egemenliği paylaşmak, uluslararası alanda egemenliği uluslararası kurumlarla paylaşmak çağımızın güdücü ilkesidir. Türk dış siyaseti bir zaman için prim verdiği bu yaklaşımdan uzaklaştığından beri şimdi içeride egemenliğin kayıtsız şartsız bir merkez tekelinde bulunması gerektiği fikrine sahip kesimlerle ittifakını durmaksızın çoğaltıyor. Tekçilik, ultra milliyetçilik, şovenizm ve demokrasinin inkârı içeride ne kadar hakim olursa uluslararası ilişkilerde de Türkiye’nin manevra olanağı ve iş yapma kabiliyeti o kadar azılıyor.
Bir mesele tam çözülecekken Beştepe'den demeç patlıyor
Bu nedenle Sayın Bakan, sizin işiniz kolay değil. Çünkü bu dış siyasete rengini veren bir tek siz değilsiniz. Tam siz bir yerlerde bir mesele çözmeye çalışırken bir bakıyoruz demeç patlıyor Beştepe’den. Türkiye'nin dört bir tarafında taşlar yerinden oynuyor. Ya da bir yandan Amerika Birleşik Devletleri Başkanının Reza Zarrab meselesinde muavenetini aramak için çaba gösterirken öbür taraftan “Türkiye'deki darbeyi onlar kışkırttı.” dediğinizde Amerikan diplomasisiyle aranıza kocaman bir kama girmiş oluyor.
Ormanda sarmaşığa atlar gibi
Bugün Türkiye'nin bütün diplomasi çevrelerinde Türkiye'nin durumu öngörülemezdir. Türkiye'nin diplomasisi daha çok ormanda bulduğu her sarmaşığa atlayarak kendisine yol bulmaya çalışan bir rol gibi değerlendirilmektedir. Bunu da dış politikadaki 15 yıl içindeki muazzam yalpalamalardan görmek kabildir.
Türkiye, aslında hala bir çıkış imkanına sahiptir fakat bunu yakalayabileceğinden son derece şüpheliyim. İçeride 2013 şartlarına geri dönülebilirse, dışarıda özellikle Suriye'de çözümün ortağı olacak şekilde Kürtlerin masaya oturmasının yolunu açabilirse, yani Kürtlerle arasına kurduğu duvarları yıkmayı başarırsa o zaman yeniden parlayabilir, yeniden böyle bir imkân doğabilir.
Özgürlüğe, eşitliğe, adalete U dönüşü yapabilirsiniz
Değilse, savaş hazırlığı içerisinde olan, güvenlik ve savunma kurumlarına ayırdığı bütçenin neredeyse üçte 1’ine yakınını kapsayan bir bütçe yaklaşımı okun yaydan çıktığına dair bir işaret sayılabilir. Ama ne kadar çok büyük U dönüşleri oldu iç ve dış politikada. Aslında, iyiliğe, ortaklığa, eşitliğe, adalete ve komşularla ve özellikle kendi halklarımızla barışık bir iç ve dış siyasete muazzam bir U dönüşü yapabilirseniz o zaman tabii ki, Halkların Demokratik Partisi'nin desteğini yanınızda bulacaksınız.
16 Kasım 2017