İzmir milletvekilimiz Ertuğrul Kürkçü, Tutuklu Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin İzmir'deki basın açıklamasına katıldı. Burada değerlendirmelerde bulunan Kürkçü, şunları söyledi:

Türkiye'de ne zaman çatışma yükselirse, savaş sloganları karşılıklı haykırılmaya başlanırsa cezaevleri de, oradakiler için kamu kurumu olmaktan çıkar. Siyasi sebepler üzerine cezaevine konulmuşlar için zulüm aracına dönüşür.

Cezaevlerine gitmenin önü açılmalı

Ben 2011 yılından beri cezaevlerini izleme komisyonda çalışmaya başladım. O zamandan beri bu yakınmalarda herhangi bir azalma olmadığı gibi, durum giderek vahimleşiyor. Adalet Bakanlığı, milletvekillerinin cezaevlerine gidip bu yakınmalara neden olan, konularda bilgi alınmasının önünü kapatmaya çalışmaktadır. Buradaki ihlaller bana aktarıldığı gün, 10 gün önce yani Adalet Bakanlığı'na tutuklu hükümlülerle görüşmek için başvuruda bulundum. Ama hale yanıt alamadım. Cezaevine gitmemin önü açılmadı.

Burada hukuk ihlallerini, cezaevlerini gözlemek, izlemek çalışanların sorunlarını dinlemek üzere bu kurumlara girmeleri milletvekillerinin, sadece hakları değil, görevleri de aynı zamanda. Ama bunun önüne, Adalet Bakanlığı oluru kondu. Devlet memurunun, milletvekilini hareketleri bakımından kısıtlandığı, izin verdiği gibi bir saçmalık haline sokuldu. TBMM bu açıdan kendi onurunu koruyacak davranışları gerçekleştirmedi. Bizde şikayetleri denetleme görevini yapamıyoruz. Bu iddialarını hepsi sahici. Burada ifade edilenlerin 80 kat fazlası bize ulaşıyor. Şakran Cezaevi'ni, cezaevleri komisyonu üyesi olarak ve kendi gördüğüm gerekler üzerene ziyaret ettim. Buralarda gördüğüm gerçekler ile anlatılanlar arasında büyük bir gerçeklik var. Cezaevlerindeki bu şikayetler ve işkencelerde de genellikle çatışma dönemlerinde artıyor. Türkiye'de ne zaman çatışma yükselirse, savaş sloganları karşılıklı haykırılmaya başlanırsa cezaevleri de, oradakiler için kamu kurumu olmaktan çıkar. Siyasi sebepler üzerine cezaevine konulmuşlar için zulüm aracına dönüşür.

Tüm cezaevlerinin hakimi artık jandarma olmuştur

Başbakanın 'biz gidersek beyaz toroslar gelir' kafasıyla, tayin edilen yeni müdür de, 'biz sizlerle 19 Aralık'tan tanışıyoruz' demesi paralellik gösterir. Başbakan beyaz toroslarla, cezaevi yöneticileri de,19 Aralık katliamlarıyla tehdit eder hale geldiler. Tüm cezaevlerinin hakimi artık jandarma olmuştur. Jandarmanın, bölgedeki tüm çatışmalardan sonra kapıldıkları infialle, cezaevlerinde tutsak olanlardan çıkarmak yönünde intikamcı bir yönteme yönelmektedirler. Cezaevleri bir savaşa aracı haline dönüştürülmüştür. Bunlar devam ederse kayıpların yükselteceği ortadadır.

AKP'nin, iktidar olduğu dönemde,180 bini aşan cezaevi nüfusundan bahsediliyor. Bir bakan, bu rakamın 250 bine çıkacağını söylüyor. Cezaevlerinde, sağlık alanlarında ek sorunla var.

Sırıtma önündeki dilekçeyi imzala

Adalet bakanının sırıtamayacağı bir şey söylüyorum. Cezaevinde dış müdahale olmaksızın, IŞİD suikastçıları oraya girmeksizin, çatışma olmaksızın orada insan ölüyor. Bunu bizzat cezaevi yöneticileri yapıyor. Adalet bakanına sesleniyorum. Sırıtma önündeki dilekçeyi imzala. Bu senin mecburiyetin. Ben milletvekiliyim. Cezaevine gideceğim, önümden çekil, onların aileleriyle aralarına girme, tutuklu ve hükümlüler, hastaneye sevk edilecekleri zaman onur kırıcı yöntemlere tabi tutma.

AKP'nin, iktidar olduğu dönemde,180 bini aşan cezaevi nüfusundan bahsediliyor. Bir bakan, bu rakamın 250 bine çıkacağını söylüyor. Cezaevlerinde, sağlık alanlarında ek sorunla var. Yaşamının son deminde olan çok sayıda tutuklu ve hükümlü, halen cezaevindedir. Hayata huzurla veda hakları ellerinde rapor olmasına rağmen, izin verilmiyor. Bu bir rehin kültürüdür.