
İzmir Milletvekilimiz Ertuğrul Kürkçü, Meclis Genel Kurulunda yaptığı konuşmada akademisyenlerin Türkiye’den göç etmeye zorlandığını söyledi.
Kürkçü şöyle konuştu:
Olağanüstü hâlin ilanından bu yana, kanun hükmündeki kararnamelerle birlikte üniversitenin üzerine çökmüş olan kâbus, bilim insanlarını toplumsal alanda sorumluluk yüklenmekten kendi kendilerini korumaya doğru iteliyor. Buna rağmen, binlerce akademisyenin ne kadar büyük bir özveriyle, bilim insanı olmaktan doğan haklarını kullanmaya çaba gösterdiklerini hep birlikte görüyoruz. Bunun sonucu, 4.478 akademisyenin olağanüstü hâlin ilanından bu yana akademiden kovulmuş olmalarıdır.
Türkiye çoraklaşıyor
Esasında, Türkiye, böylelikle kendi beynini çekiçle dövmektedir. Bu insanların Türkiye'nin entelektüel ortamına, bilimsel gelişmesine, genel olarak fikrî dünyanın ve akademik dünyanın gelişmesine yaptıkları katkı sadece eksilmekle kalmıyor, onlardan beslenebilecek olan bütün diğer bilgi arayanlar da bundan mahrum bırakılıyor, Türkiye bu manada çoraklaşıyor ve çölleşiyor.
Sadece akademisyenler değil, Türkiye'de kendilerinin artık bu ülkede yaşamalarına tahammül edilmeyeceğini varsayan, devletle aralarında hiçbir yasal ihtilaf ortaya çıkmamış olan binlerce insanın Türkiye'yi terk etmekte olduklarından acaba Meclisimizin haberi var mı?
Türkiye yurttaşlarını göçe zorluyor
Bakın, Türkiye'den göç, 2000'lerin başına kadar, ortasına kadar yılda 30 bin civarındaydı. Çoğunlukla siyasi sebeplerle ve çoğunlukla kimlik sebepleri ve ideolojik sebeplerleydi. Ancak, bu, 2000'lerin başından itibaren, 2016'ya kadar nispeten duruldu. 2016'nın ilk on ayındaysa bu yüzde 50 oranında arttı. Sadece 2016'nın ilk on ayında 9.600 insan göç etti, 15 Temmuzdan sonra da bunun 3-4 katına çıktığını bu konuları araştıran bütün bilim insanları ortaya koyuyor.
Sadece Avrupa'ya değil, Amerika Birleşik Devletleri'ne de; sadece bilim insanları değil, beyaz yakalılar, profesyoneller, meslek sahipleri de kitleler hâlinde Türkiye'den ayrılıyorlar. Bu, Türkiye'yi yönetenler için hiç dert değil mi acaba? Türkiye, yurttaşlarını âdeta cebrî bir biçimde ülkeden çıkmaya zorlamaktadır.
Türkiye kendi beynini çekiçliyor
Olağanüstü hâlin bir an önce sona erdirilmesi bu bakımdan temel bir zorunluluktur çünkü Türkiye beynini çekiçlemekte, kendi beynini örselemekte, kendisini cahil, bilgisiz, ebleh kılmak için elinden geleni ardına koymamaktadır. Aslında devlet kendini kurtarmaya çalıştığını sanırken intihar etmektedir ama bundan haberi yoktur. Bütün bu basınçlar, baskılar altında, hiç değilse bilim yapabilmek, hiç değilse yaşama tarzını sürdürebilmek için dışarıya gitmeyi tercih edenler de arkalarından teneke çalınarak suçlanmaktadır.
“Hayır” deyin, “Hayır” deyin, “Hayır” deyin
Hükûmeti bu meseleyi son derece ciddi bir mesele olarak ele almaya, yaptıklarıyla yüzleşmeye davet ediyorum. Bu yüzleşmeyi en iyi biçimde 16 Nisanda sağlayabileceğimizden eminim. Bütün yurttaşlarımıza, buradan beni duyanlara söylüyorum ki: Sesinizi yükseltin, buna "hayır" deyin, "hayır" deyin, "hayır" deyin. Ancak o zaman hep birlikte özgürleşmenin bir adım daha yakınına geleceğiz.
17 Şubat 2017