Kurtulan: Meclis kendi üyesine, Leyla Güven’e sahip çıkmalıdır

Grup Başkanvekilimiz Fatma Kurtulan, TBMM’de güncel gelişmelere ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. Kurtulan şunları söyledi: 

Uzun süredir hem kadınların hem de HDP’nin gündeminde Leyla Güven arkadaşımızın durumu var. Buna hem Genel Kurul hem de başka çalışmalarda çözüm bulunması gereken bir konu olarak dikkat çekiyoruz. Tüm çabalarımıza rağmen gözler kör ve kulaklar sağır durumunu koruyor. Leyla Güven arkadaşımız burada olmadan Meclis bir eksikle çalışmalarına başladı. Tutukluluk durumunun Anayasa'ya aykırı olduğu iddiamız sürüyor. Leyla Güven’in tutukluluğu Anayasa'ya uygun değildir. Leyla Güven 19 gündür bir açlık grevi başlattı. Durumu, sağlığı ciddiyetini koruyor. Leyla Güven’in dikkat çektiği konu, açlık grevine yatma nedeni Türkiye açısından hayati bir konudur. Tekrar buradan söylemek gerekirse Leyla Güven toplumsal duyarlılığı inşa etmiştir, bunu yerine getirmiştir. Bu duyarlılık toplumsal barışı tehdit eden, kardeşçe yaşamı tehdit eden, adaleti tehdit eden herkesin muzdarip olduğu sorunlara parmak basıp ve gidermeye yönelik bir açlık grevidir. Bu da İmralı’da 3 yıla yakındır Sayın Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecridin kaldırılmasına yöneliktir. Bu tecritle birlikte Türkiye’nin baş aşağı gidişi başlamıştır. Leyla Güven 19 gündür bu açlık grevini sürdürüyor. Talebi bu tecridin kaldırılması, Sayın Abdullah Öcalan’ın avukatları ile görüşmesidir. Meclis Başkanı'nın bu konuda sorumluluk almasını istiyoruz, Meclis'in bu konuda kendi üyesine sahip çıkması gerektiğini söylüyoruz. Leyla Güven haklıdır, tecrit kalkmalıdır.

AİHM kararı bağlayıcıdır gereği yerine getirilmelidir

Bu hukuksuzluklar bitmiyor. Haksız ve hukuksuzca tutuklanan Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş ile ilgili bir AİHM kararı var. Bu karara istinaden Türkiye’nin derhal Selahattin Demirtaş’ı serbest bırakması gerekirken hala tutukluluğu devam ediyor.  Adalet Bakanlığı ilk etaptaki açıklama, “AİHM kararı iç hukukun devamıdır” demişti. Arada bir de olsa doğru söylüyorlar. Bu doğru bir yaklaşım. AİHM kararı bağlayıcıdır, iç hukukla bağlantılıdır. Üstelik AİHS’nin 46’ıncı maddesi de bu kararın bağlayıcılığına dikkat çeker. Türkiye’nin yeni bir hak ihlaline mahal vermeden bu durumu gidermesi gerekir. AİHM’in 18. maddeden bu kararı vermesi, sadece Demirtaş’ın hak ve özgürlüklerinin kısıtlılığı değil, aslında Türkiye’deki hak ve özgürlüklerin büyük bir tehlike altında olduğuna işaret etmiştir. Hem Sayın Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması hem de diğer tutuklu arkadaşlarımız için bu kararın emsal teşkil etmesi gerekiyor. 

Bütçeye muhalefetimizi sürdüreceğiz

Bu yoğun krizin içinde bütçe görüşmeleri oldu. 2019 bütçesinin ekonomik krizi gören bir yerden kurulmasını isterdik ama bunu göremedik. Kaynakların istihdamı demokrasiye aktarılması gerekirken, yoksulun daha yoksullaştığını zenginin daha da zenginleştiğini gördük. Bu bütçe barışı, demokrasiyi, kadını, işçiyi, emekçiyi, öğrenciyi, çevreyi görmeyen bir yerden yapılmıştır. Yoğun bir muhalefetimiz söz konusu oldu. Demokrasiye yönelik taleplerine ilgili bakanların sert yaklaşımlarına, tehditlerine maruz kaldı. Genel Kurul'a geldiğinde bu bütçenin Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bir bütçe değil, AKP  yandaşlarının elini güçlendiren bir bütçe olduğundan hareketle muhalefetimizi sürdüreceğiz. 

Şer ittifakı kâr pazarlığı üzerinden sürüyor

AKP-MHP hiç bitmemişti, bu ittifakı şer ittifakı olarak değerlendirmek, savaşa dayandığını belirtmek gerekiyor. Bahçeli’nin kendisi de “sistemin mimarisinde bizim emeğimiz var” dedi bunun kârında da pay sahibi olmak için yoğun pazarlıklar sonucu seçim ittifakına girdiler. Bunun sabahında bu seçim pazarlığının startı olarak bu  sabah da Ankara, İzmir ve Diyarbakır başta olmak üzere gözaltılar oldu. Ankara’da il ilçe eski yöneticilerimiz  HDK yöneticilerimiz, SES Genel Başkanı Başkanı Gönül Erden, Tüm Bel Sen Genel Sekreteri Yılmaz Yıldırımcı, eski milletvekilimiz Mülkiye Birtane, MYK üyemiz Mahfuz Güleryüz gözaltındalar. Bu sabah bir gözaltı ile HDP ve Türkiye uyandı. Bunun seçim startı olduğunu hep söylemiştik. Bunun karşısında HDP’nin yılmayacağını, biat etmeyeceğini dile getiriyoruz.  

Kadına yönelik şiddetin sinyalini Erdoğan verdi

Dün Türkiye bir haksızlığa ve hukuksuzluğa tanıklık etti. Dün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'ydü. Kadınlar bunu bir haftaya yayarak eylem ve etkinlik yaparlardı. Bu hafta da böyle oldu. Tam da bu hafta içerisinde Erdoğan’ın kadınlarla buluşması oldu, AKP’nin kadın politikalarını dile getiren çok geri bir yerden yaklaşan, kadını anatomisine göre değerlendiren ve kadın-erkek eşitliğinin fıtrata aykırı olduğunu belirterek yaklaştı. Kadınların sokaklarda şiddete uğramasının sinyalini verdi. Dün de kadınlar coplandı, saldırıya uğradı. Kadınlar her yerde haykırdı “korkmuyoruz susmayacağız” dediler, bu haykırış onlara ders oldu. 

Bu yolsuzluk sporuna gereken cevabı vereceğiz

AKP’nin aday tanıtımı oldu. Bu fikrin bu zihniyetin yerel yönetimlerde kadını görmeyen bir yerden adayları oldu. 40 belediye başkanından sadece bir kadın aday gösterdiler. Erdoğan 2 belediyede de kayyımları yeniden aday olarak gösterdi. Bu tanıtımlardan sonra da Erdoğan, bir takımın teknik direktörü gibi her ilin adayı ve milletvekillerini köşeye çekerek onlara direktifler verdiği görüldü. Erdoğan nasıl bir direktif verebilir? "Daha çok yolsuzluk yapın daha çok halk iradesini gasp edin” olabilir. Bu yolsuzluk sporuna cevabı HDP büyük gollerle cevap verecektir. HDP, bütün bu baskılara ve yok saymalara rağmen çok daha güçlü, bu seçimde de mücadele alanlarında AKP’nin beklediğinin tersine, bu şer ittifakına cevabını en güçlü şekilde verecektir. 

Soru: Seçim ittifakları gündemde. Şer ittifakı olarak tanımladınız. Muhalefetin bir araya gelmesi söz konusu. Özellikle İstanbul’da Kürt oyları üzerinden CHP ile temasınız olacağı söyleniyor. 

Seçime yönelik tavrımızı hep belirtik. Biz şuna çok odaklandık, hazırlıklarımız o mahiyette devam ediyor. Seçim çalışmalarımıza uzun süredir start vermişiz. Bölgede çok güçlü sonuçlar ortaya çıkarma planımız var, batıda da bu ittifakı (AKP-MHP ittifakını) geriletmek, kadınlar, emek alanı adına ortaya çıkan adaylar etrafında birleşmek… Yerel örgütlerimiz nasıl bir planlama yapmışsa ona dahil olmaya çalışacağız.  

Soru: Bir demokrasi ittifakından bahsediyorsunuz, CHP’nin göstereceği herhangi bir aday HDP için sorun teşkil etmez mi?

Yerel örgütlerimize bırakıyoruz bu sorunu. Yerel örgütlerimiz yapacakları istişare ile oradaki demokrasi güçlerinin ortak tavrı ile Genel Merkez'e nasıl bir öneri getirirlerse onun gereğini yapacağız. Sadece 3 büyükşehir değil, demokrasi adına bize düşen ne ise onu gözeten bir yerden tutum sahibi oluruz. Bunu her yer için söylüyoruz. Bölgede de Kurdî partiler, Kurdistanî partilerle görüşmelerimiz var ve yerel örgütlerimizle ortak bir tutum sahibi olacağız. 

Soru: Gözaltına alınanların sayısı nedir?

Şuan itibariyle 10-15 kişi var. Net listeyi daha sonra size verebiliriz. Teşekkür ediyorum.