
Grup Başkanvekilimiz Fatma Kurtulan, Meclis'te yaptığı açıklamada güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kurtulan şöyle konuştu:
En son bu odada, bu kürsüde 18 Şubat’ta bir araya gelmiştik. Meclis seçim takvimine başlamadan son yaptığımız basın toplantısında, sürekli söylemeye ve çözüm bulunmadığı sürece de söylemeye devam edeceğimiz açlık grevlerinden bahsetmiştik. Şimdi ne yazık ki daha vahim duruma ulaşan açlık grevleriyle başlamak istiyorum. Konuya ilişkin yaptığımız son açıklamanın üzerinden bugün 70 gün geçti.
Meclis Başkanı anlam veremezse de bu meclisin 4 vekili açlık grevinde
Leyla Güven şu an 173 gündür açlık grevinde. Hewlêr’de Nasır Yağız 161’inci gününü geçiriyor. Cezaevlerindeki grev 136 gün oldu. 14 siyasetçinin Strasbourg’daki açlık grevi ise 134 gündür devam ediyor. Eski milletvekilimiz Sebahat Tuncel ve Selma Irmak 104 gündür açlık grevinde. Bu Meclis’in Meclis Başkanı her ne kadar anlamsız bulsa da bir anlam veremese de, bu Meclis’in Leyla Güven’le birlikte 3 milletvekili daha açlık grevinde. Dersim Dağ 57 Tayip Temel ve Murat Sarısaç arkadaşlarımız 53 gündür açlık grevindeler.
Uyardığımızda 335 eylemci grevdeydi şimdi 3 bin tutuklu grevde
İlk başladığında Leyla Güven ile sınırlı kalmayacağını, devam edeceğini öngörerek bir çağrı yapmıştık. 68 cezaevinde 335 tutuklu açlık grevinde iken, şu an yaklaşık 98 cezaevinde 3 bin tutsak açlık grevinde. “Tabutlar çıkmasın” demiştik, fakat biz seçim çalışması yaparken 7’si olmak üzere tam 8 insan cezaevinde tecrit kalksın diye yaşamlarına son verdiler.
15 tutuklu ölüm orucuna başladığını duyurdu
Yani cezaevlerinden tabutlar maalesef çıktı. Tabutlar çıkmasın söylemini ve bunun çabasını gösterirken, bugün 15 tutuklu yarından itibaren ölüm oruçlarına gireceklerini duyurdular. Bakırköy, Gebze, Van ve Diyarbakır cezaevlerindeki 15 tutuklu bu açıklamayı yaptı. Açlık grevlerin sonunda işin buraya varacağı, geçmiş deneyimlerden de bilindiği gibi herkes bilir herkes tahmin ederdi.
İstenen yeni bir yasal düzenleme değil, mevcut olanın uygulanmasıdır
Bir an önce buna bir anlam verilmesi gerekiyor. Leyla Güven’in ve tutukluların istediği yeni bir yasal düzenleme değil, yeni bir yasa değil. Mevcut olan yasanın hayata geçmesi gerektiğini söylüyor ve tutukluların hepsinin sahip olduğu bu haktan Sayın Abdullah Öcalan’ın da yararlanmasını talep ediyor. Bir avukat göndermek bu kadar zor mu? Yasaları uygulamak bu kadar sıkıntılı AKP'ye zor mu geliyor. Bunu bir an önce yapmak gerekiyor.
Demokrasi güçleri harekete geçmelidir
Ölüm oruçlarının çok kısa sürede ne yazık ki sonuçları acıyla biter. Buna mahal vermeden, Adalet Bakanı ve Meclis Başkanının buna çözüm bulmalı ve tecridin kalkması gerekiyor.
Demokrasi güçlerine de çağrı yapmak isterim. Sürekli yargı sisteminden, tek adam rejiminden yakınan ve eleştiren demokrasi güçlerini de tam da burada büyük bir hak ihlali olan duruma müdahale etmeye ve harekete geçmeye çağırıyorum.
AKP, YSK kapısında kendi lehine sonuç çıkarmayı bekliyor
Hak ihlalleri yaşanırken, ekonomik kriz boğazımıza yapışırken, çocuk istismarı her gün artarken, 23 Nisan gibi bir bayramı çocukları ülkemize armağan ettiğinin söylendiği ülkemizde, çocuk bayramında bile çocuklar taciz edilirken, yine her gün kadın cinayetleri yaşanırken, iş cinayetleri ile günde ortalama 5 işçi yaşamını yitirirken, buna çözüm bulmak yerine AKP seçimi nasıl manipüle edeceğini ve YSK kapısında İstanbul seçimlerine yönelik kendi lehine sonuç çıkarmayı bekliyor.
Meclis bir türlü açılmıyor
Şimdi öyle bir duruma gelmişiz ki Türkiye’de artık bir türlü açamadığımız Meclis'in, tek adam rejimi ile önemini yitiren Meclis’in ne zaman açılacağı beli değil. Seçimlerin üzerinden 1 ay geçti ama Meclis bir türlü açılamıyor ve bir türlü bu ülkenin temel sorunlarını çözme iradesini gösteremiyor. Çünkü herkes, AKP’nin sopası haline gelmiş olan YSK’nin vereceği kararı bekliyor.
AKP seçim sonuçları üzerinde oynamaya çalışıyor
Seçimler sürecinde oy kaydırma, seçmen taşıma, seçmen sildirme, sandık taşıma vs ile zaman geçiren ve hile hurda ile sonuçları değiştirmeye çalışan AKP, en son bizim KHK’li adaylarla aldığımız yerleri gasp ederek, Türkiye tarihindeki bu önemli seçim sonuçlarının üzerinde oynama durumu yarattı.
AKP yenildi, cumhur ittifakı sarsılıyor
İtirazlar vs bir türlü karşılık bulmadı. AKP lehine daha çok tavır takınıldı. Bütün bunları bu süreçte ele aldığımızda AKP’nin yenilgisinin altını güçlü çizmek lazım. Zaten, şu an AKP içerisindeki tartışmalara baktığımızda, istikrarlı olmayan açıklamalara baktığımızda Cumhurbaşkanı, ittifakının birbirini yalanlayan çelişkili açıklamalarda bile ortaklaşmayan açıklamaları görüyoruz. Seçim sonuçları üzerine çelişkili rakamlar veren ittifakın sarsıldığını görüyoruz.
Bu seçim sürecinde de görmüştük. “HDP, öyle bir seçim stratejisi uygulayacak ki Cumhur İttifakı’nın Türkiye lehine olmayan bir ittifakın olmayacağını görecektir” demiştik. Daha önce cemaat şimdi MHP ile ittifak yapmış olan AKP yeni ittifaklarla yoluna devam etmek istemektedir.
1 Mayıs emekçilerin ve demokrasi güçlerinin ittifakına katkı sunsun
Bir sonraki gün 1 Mayıs 1 Mayıs’ta başta 1970’deki 1 Mayıs kutlamalarında yaşamını yitirenler olmak üzere 1 Mayıslarda yaşamını yitirenleri saygıyla anıyorum. Tüm işçi sınıfının ve emekçilerin 1 Mayısını kutluyorum. O günün kutlamalarla birlikte dayanışma ve mücadele gününün tüm demokrasi güçlerinin ittifakına katkı sunacağına inanıyorum.
Soru: Meclisin açılması konusunda HDP’nin girişimi olacak mı? Yoksa HDP de AKP ve MHP gibi Meclis’in kapatılmasına çok fazla itiraz etmeden bekleyecek mi?
Sürekli, görüşmelerde de, Meclis’in açılması gerektiğini belirtiyoruz. Hele hele böylesi bir günde ölüm oruçlarının başladığı, ülkemizin derin sorunlar içinde boğulduğu bir dönemde Meclis’in açılması gerektiğini bir kez daha söylüyoruz. Meclis açılmalı, normal süreç başlamalı ve öncelikli olarak ülkemizin istikrarı, geleceği, barış ve adaletine katkı sunacak düzenlemelere hep birlikte katkı sunalım. Meclis’in bu sürece müdahale etme gibi bir sorumluluğu var, bunun için Meclis’in öncelikle çalışma rutinine dönmesi, adalet ve demokrasi için yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini söyledik. Bunu şifahen söyledik ve HDP olarak bu işin takipçisiyiz. HDP olarak düşüncemiz böyle.
29 Nisan 2019