
Van Milletvekilimiz Lezgin Botan, Halepçe Katliamının yıl dönümü sebebiyle Meclis Genel Kurulunda söz aldı. Afrin saldırısına da değinen Botan, şöyle konuştu:
20’inci yüzyıl; Ruandalıların, Boşnakların, Ermenilerin, Yahudilerin, Cezayirlilerin ve birçok ulusun katledilmesine şahit olmuştur. Kürtler de 100 yıldır Dersim’den Cizre’ye, Zilan’dan Amude’ye kadar birçok katliama maruz kaldılar. Bu katliamlardan biri de 16 Mart 1988’de Irak’ta Saddam rejiminin gerçekleştirdiği Halepçe Katliamı’dır. İnsanlık ailesi açısından Halepçe’yi anlamak, bugünü de anlamaktır.
Baas rejimi Halepçe’ye giden süreçte Kürtlerin yaşadığı yerleri “yasak bölge” ilan etti. Tüm yasal hakları askıya aldı. 86 – 89 yıllarında sürdürülen soykırım operasyonlarının adı “Enfal”dı. Enfal, “Savaş ganimeti” demekti ve Kur’an-i Kerim’in de sekizinci suresiydi. Enfal Harekatı da 8 büyük operasyon olarak planlanmıştı. Oysa savaş ilan ettikleri Kürt halkı da Müslümandı; ama amaç, İslam üzerinden Kürt soykırımına meşruiyet kazandırmaktı. Tabii bu etnik temizlikte Cahşları da kullanmayı ihmal etmemişlerdi. Sürecin son halkası Halepçe’ydi. Saddam, dünyanın gözleri önünde Halepçe’ye zehirli gazlarla saldırdı. Çoluk çocuk 5 binden fazla insan katledildi. Aynı günlerde toplanan İslam Konferansı Teşkilatı da susmayı tercih etmişti ne yazık ki. Dünya Sağlık Örgütü bu saldırı nedeniyle bugüne kadar 43 bin 753 kişinin öldüğünü ve 62 bin 200 kişinin de sakat kaldığını rapor etmiştir.
Diktatörlerin ve zulmün de bir sonu vardı
Tabii diktatörlerin ve zulmün de bir sonu vardı. Saddam Hüseyin yargılandığı mahkemeye “Adil yargılanmak istiyorum.” dediğinde, hakimin verdiği “Bunlar, senin çıkardığın kanunlar!” cevabı tüm diktatörler için ibretliktir. Tabii Saddam’ı bu noktaya getiren 3 temel hatası vardı: 1- Kürtleri ve Şiileri katletmek, asimile etmek. 2- Yolsuzluk ve israf. 3- Komşulara saldırmak ve Kuveyt’in işgali, İran Savaşı.
Hz. Hüseyin’e yapılanların aynısı Afrin’de tekrarlanmaktadır
Halepçe’nin yıl dönümünde Afrin de saldırı altındadır. Halkın orada inşa ettiği demokratik sistem ve siviller tehdit altındadır. Kürtlere saldıranlar Mahabat’tan bugüne kadar birçok kirli ittifak kurdular. Dolayısıyla Rusya ile kol kola giren siyasal İslamcılara soruyorum: Bir zamanlar dilinize pelesenk ettiğiniz Şeyh Şamil destanı, Mücahit Cevher Dudayev direnişi ne oldu? İlginçtir ki düne kadar “Komünistler Moskova’ya” diyen ve Rabbani’nin dizinin dibinde oturanlar, bugün Rusya’nın emir eri olup onların destek ve izniyle Afrin’de çoluk çocuk demeden Müslüman Kürtleri bombalıyorlar. Bildiğiniz üzere Yezit, Kerbela’da Ehli Beyti sussuz bırakmıştı. Hz. Hüseyin’e yapılanların aynısı, şu an bir haftadır suyu keserek Afrin’de tekrarlanmaktadır.
Buradan sizi uyarıyoruz. Orta Asya, Kafkasya, Doğu Avrupa ve Ortadoğu’daki radikal cihatçı teröristlerle kol kola girerek Türkiye halklarının başına büyük belalar açtığınızın farkında mısınız? FETÖ konusunda da yıllarca sizi uyarmıştık; ama siz “Hoca Efendi”ye hep siper oldunuz. Bu tavrınız yüzünden Meclis bombalandı, ülke OHAL ve KHK’larla adeta cehenneme çevrildi.
Srebrenitsa, Arakan ve Gazze ne ise bugün Afrin de odur
Onlarca çeteden oluşan tavuk hırsızları ÖSO konusunda da sizleri uyarıyoruz. Çünkü dün Gülen’e ne istediyse verenler, milyonlarca genç işsiz dururken halkın vergileriyle ÖSO çetelerine maaş veriyorsunuz. Ama yarın öbür gün sakın “Kandırıldık” demeyin. Bugün her şey kayıt altındadır. Dolayısıyla Srebrenitsa, Arakan ve Gazze ne ise bugün Afrin de odur. Nasıl ki geçmişte Kürt halkı; Esadullah timlerine Silvan’da, Cizre’de, Nusaybin’de, Gever’de iradesine sahip çıkarak direndiyse, boyun eğmediyse bugün de ÖSO çetelerine karşı direnecek ve direnmeye devam edecektir. Ki bu en temel meşru haklarıdır.
AKP İktidarını, bu çılgınlığa bir son vermeye çağırıyoruz. Çünkü Afrin’de kadınlar ve çocuklar öldürülüyor, doğa ve kültürel değerler de yok ediliyor. Afrin işgaline derhal son verin, çünkü yaşananlar savaş suçudur. İnsanlık suçudur.
15 Mart 2018