Mehmet Ali Aslan: Bu kanı durdurmalıyız


Batman Milletvekilimiz Mehmet Ali Aslan, TBMM Genel Kurulunda devam eden 2017 bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Bilindiği üzere Beşiktaş’ta maalesef bir saldırı olmuştur ve insanlarımız hayatını kaybetmiştir. Hepsine Allah’tan rahmet diliyoruz, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Ahseni takvim suretinde yaratılan insana türlü yapılan, canlıya doğru yapılan bütün saldırıları buradan kınıyorum.

Bu arada, şu anda İsrail’in zalim yönetimi altında zalimane bir şekilde, halkın reyleriyle seçilmiş, tutuklu,  zindanlarda bulunan Filistin Meclis Başkanı Aziz Duveyk’e, yine aynı şekilde Filistin Milletvekili Mervan Barguti’ye, yine aynı şekilde Ahmed Sedat’a, yine aynı şekilde Azzam Salhab’a, Riad Raddad’a, kadın milletvekili Halide Cerrar’a, yine Mısır’da Firavun’u aratmayacak bir zulümle, hukuksuzlukla içeride bulunan Mısır Parlamento Başkanı Doktor Muhammed Saad el-Katatni’ye, Muhammed Beltaci, Essam el-Erian ve Osama Yassin’e buradan selamlarımızı gönderip, Mevlit Kandillerini kutladığımız gibi, 12 Eylü’lü ve 28 Şubat’ı aratmayan zulümlerle, baskılarla, hukuksuzluklarla şu anda içeride bulunan Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş’a, Eş Genel Başkanımız Sayın Figen Yüksekdağ’a, Grup Başkavekilimiz Sayın İdris Baluken’e, Sayın Vekilimiz Abdullah Zeydan’a, Sayın Vekilimiz Selma Irmak’a, Sayın Vekilimiz Ferhat Encu’ye, zorla evimizden alınan Sayın Vekilimiz Leyla Birlik’e, Sayın Vekilimiz Nursel Aydoğan’a, Sayın Vekilimiz Nihat Akdoğan ve Sayın Vekilimiz Gülser Yıldırım’a da buradan selamlarımızı gönderip, Peygamber (AS)’ın vilâdetini kutluyoruz. 

Bu kanı durdurmalıyız

Az önce AK Parti’den bir hatip güzel bir ifadede bulundu. Ben kendisine katılıyorum, kendisini de kutluyorum. Sayın Cemil Yaman “En kıymetli ilim kitabı olan Kur'an-ı Kerim'in izinde bilimsel çalışmalara her türlü destek ve hız vererek ecdadımızın bıraktığı yerden Kur'an’ı sahiplenelim ve Kur'an’ın öngördüğü bir şekilde çalışmalara girelim” diye bir paragraf sarf etti. Biz de bunu istiyoruz.

Türkiye’de oluk oluk kan akarken aslında bütçeyle ilgili konuşmayı da ben gerçekten çok manasız ve gereksiz buluyorum. Bütçeyle ilgili hazırlığı yapmıştım ama insan hayatının üzerinde hiçbir değer kabul etmediğimizden ve her yıl bütçe görüşmeleri mümkün olduğundan ama giden insanların geri gelmesi mümkün olmadığından bu kanı durduracak çalışmalara girmeliyiz.

Her yıl yaklaşık iki hafta bütçeyi görüşüyoruz ama bir haftamızda “Bu akan kanı nasıl durdururuz”un, çalışmalarına maalesef girmiyoruz. 17 aydır yaklaşık 5 bin insanımızı kaybettik. Bu, günde 10 insana tekabül etmektedir. Yazıktır, günahtır. 

Burası kınama yeri değil

Burası kınama yeri değil. Kınama, bir acizliğin ifadesidir. Neden? Çünkü bize burada bu kanı durdurma yetkisi vermiş toplum. Dolayısıyla bizim sözel dua değil fiili duaya ihtiyacımız vardır. Biz eğer irademiz doğrultusunda hareket edersek bu akan kanı durdurabiliriz. 

Bakınız Allah’ın resulü ne buyurmuş: “İnsanlar arasında en çok sevmediğim kimse barışa yanaşmayan inatçı hasımdır.” hadisi Buhari nakletmiş, Ahkam 34’te geçiyor. “Kıyamet günü insanların Allah’a en sevgili ve mekân olarak en yakın olanı adil yöneticidir. Allah’a en menfur ve en uzak olanı da zalim sultandır.” diye buyurmuş, yine Tirmizî bunu nakletmiş. Bir hadisi şerifte de “İnsanların arasını bulmak için hayırlı haber getiren kimse yalancı sayılmaz.” demiş. Yani yalana orada bir cevaz vardır. 

Bazı kişiler edepsizce HDP’yi hedef gösteriyor

Oysa ki Peygamber (AS)’ın en sevmediği davranış, söylem yalandır. Ama sırf insanlar arasında barış tesis edilecekse ona da dinimiz, Peygamberimiz cevaz vermektedir. Ama maalesef bu son bir buçuk yıldır hele hele bu son iki gündür etkili ve yetkili bazı kişiler ve bazı edepli olması gerekirken bazı edipler, gazeteciler edepsizce HDP’yi hedef göstermektedirler. Allah’tan korkun, ilk kınayan ve dört partiye ilk çağrı yapan Sırrı Süreyya Önder’di. 

Hepimiz kınadığımız halde esas sorunu bırakıp hedef göstermek bir algı operasyonudur, bir zulümdür. Enfal 73’üncü ayet: “Eğer siz aranızda dost olmazsanız, yeryüzünde kargaşa, fitne ve büyük bozgun çıkar” diyor. Biz bunları uygularsak emin olunuz ki, hiçbir problem kalmayacaktır. Bu akan kanı durdurmamız gerekiyor. 550 milletvekilin sorumluluğu vardır. 

Her yerde biz barışı haykırmaya devam edeceğiz. Ayeti kerimede diyor: “Ves sulhu hayrun”, “Barış daha hayırlıdır.” O hatipleri de o ayetin muhatabiyetine sevk ediyoruz ve inanın, Bediüzzaman’ın İttihat Terakki’ye söylediği bir şey var, “Bu hâl muhal ya yeni hâl ya izmihlal” diyor. Bu gidiş izmihlale götürüyor. 

Gelin, hep beraber, insanımıza, ülkemize, toprağımıza, gençlerimize, çocuklarımıza sahip çıkalım.

12 Aralık 2016