Mehmet Ali Aslan: İsrailin bile tanıdığı Arapça bizim tutanaklarımıza “x dil” olarak geçiyor

Batman Milletvekilimiz Mehmet Ali Aslan, Mecliste devam eden bütçe görüşmelerinde söz alarak şu değerlendirmelerde bulundu: 

OHAL ve KHK uygulamalarıyla toplumun farklı kesimleri büyük bir baskı ve zulüm altında. Hemen size bir örneğini göstereceğim. Neler oluyor, neler bitiyor ülkede belki haberiniz yok ama bize sürekli bu konuda mağduriyet haberleri geliyor.

Meclis’in yasama yetkisini valiye, kaymakama devrediyorsunuz

Batman'da gençler konser düzenlemek istemiş bu cuma günü için, valilikten gelen cevap ne? "Düğün salonunda yapılması planlanan program herhangi bir olumsuz olayın önüne geçmek için uygun görülmemiştir." Yani şu anda bizim buradan çıkmamız bile başımıza bir olumsuz olay gelme ihtimalini barındırıyor. O yüzden buradan çıkmamak daha uygun görülüyor gibi saçma bir gerekçe olamaz. Gelecek olanlar da hem dünyaca tanınan Xero Abbas gibi Kürt sanatçılardı. Sonunda da ne deniyor valilikten gelen yazıda? "Eğer siz bunu yaparsanız 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçundan yasal işlemlerin uygulanacağı hususunda…" demiş. Bakın, size çelişkileri söyleyeyim: Burada bizi bağlayan ve hep beraber bizim çıkardığımız bir Anayasa var, diyor ki toplantı, gösteri ve yürüyüşü düzenleme hakkında "Herkes önceden izin almadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir." OHAL'le Meclis’in yasama görevini, sorumluluğunu bir kaymakama, bir valiye devretmiş oluyorsunuz. Bu Meclisin itibarına bu yakışmaz. 

Yetkimizi alıp atanmışlara devretmek bu Meclis’e yakışmaz

Ben Hasankeyf dinamitlenmesin diye, bombalanmasın diye kendimi zincirlediğim zaman, açıklama yapacağım zaman polis memuru gelip diyor ki: "Senin, mülki idare amirinden yani Hasankeyf Kaymakamından izin alman gerekiyor." Bu sizi hiç incitmiyor mu ya? Şu anda ben burada konuşmaya kalksam bir kaymakam, bir vali, bir memur gelip beni uyarsa dese ki: "Senin filankesten izin alman gerekiyor." Bu, bu Meclisin işte "Kurucu Meclis" dediğiniz, "Gazi Meclisi" dediğiniz Meclisin itibarına, şerefine, onuruna yakışır mı? Bu kadar da düşmemeliyiz. Biz kendi kendimizi yok ediyoruz. Meşhur, teknik bir kavram var "entropi" diye, kendi kendini yok etme hâlidir bu. Yetkimizi alıp atanmışlara devretmek bu Meclisin şanına, şerefine yakışmaz.

İsrail bile Arapçayı tanıyor, bizim tutanaklarımıza Arapça “x dil” olarak geçiyor

Geçen, Arapça Günü münasebetiyle burada iki kelime, iki dakika Arapça konuşalım dedik, maalesef hemen uyarıldık. "'Bilinmeyen dil' diye kayıtlara geçecek" denildi. Ama dün İsrail devletinin resmi Twitter hesabında İsrail, Dünya Arapça Günü'nü kutlamış ve demiş ki: "Arapça İsrail'in İbranicenin yanında resmi dilidir" ve Arapçayla ilgili video klip de hazırlamış. Arapların düşmanı, Filistin'in, Kudüs'ün düşmanı İsrail bunu yapıyor ve biz binlerce yıldır Araplarla kardeşiz, bütün Orta Doğu'daki neredeyse sınır boylarımızda Araplarla komşuyuz ve biz doğarken kulağımıza ezan okunuyor, Arapçayla doğuyoruz, ölürken Arapça uğurlanıyoruz. Gündelik dualarımızı, ibadetimizi Arapçayla yapıyoruz, hâlâ bu dil için "Bilinmeyen dil" ve "x" işaretiyle tutanaklara geçiyor. Ya bu bizim gerçekten büyük bir ayıbımızdır, çıkmazımızdır. 

15 Temmuz gecesi herkes Arapça dua etti ama hala tutanaklara “x” dil olarak geçiyor

"Bilinmeyen dil" dediğimiz, tutanaklara "x" şeklinde geçen Arapça dili gördüğünüz gibi dünyanın en zengin dilidir, 12 milyon 302 bin kelime hazinesine sahiptir. 2'nci sırada İngilizce vardır, 600 bindir. Yani 2'nci sıradaki dilden tam 20 kat daha zengindir bu "Bilinmeyen dil" diye tutanaklara geçirdiğiniz dil. Kaldı ki 15 Temmuz gecesi herkes sabahlara kadar bu bilinmeyen dille dua etti, hacca giderken bu bilinmeyen dille dua ediyoruz. Hayatımızın her tarafında var Arapça ama her ne hikmetse tutanaklarda hala "x" diye belirtiliyor. Bu, bu ülkeye, bu Meclise gerçekten yakışmayacak bir durumdur. Bizim yüzyıl önceki bütün kitaplarımız Arap alfabesiyle yazılmıştır. Yani süt ile yağ nasıl birbirine karışmışsa Arap kültürü, Türkiye kültürü, İslam kültürü ve Orta Doğu halklarının kültürü birbirine bu şekilde karışmıştır, ayırmak mümkün değildir. Bunu resmi tutanaklara geçirmek de bizim vazifemizdir, vazifemiz olmalıdır.

Buradaki her şey bu somut tutanaklardan önce biliyorsunuz levhi mahfuz tutanaklarına, kayıtlarına geçiyor. Yani burada konuştuklarımız tutanaklara geçmese de emin olun ki levhi mahfuza geçiyor ve bunun iyi ya da kötü bir hesabı olacaktır.

Arapçanın İngilizce kadar değeri yok mu?

6 Nisan 2009'da Barack Obama Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir konuşma yapmış, konuşması ilk önce Türkçe olarak tutanaklara geçmiş, sonra bir "x" işareti konmuş ve tutanaklarda denmiş ki "Barack Hussein Obama'nın konuşmasının İngilizce metni tutanağa eklidir." İngilizce metnini de çevirmiş bu Meclis ve Türkçesine iliştirmiş. Ya, bizim İngilizler kadar değerimiz yok mu? Arapçanın bir İngilizce kadar değeri yok mu? Hani, biz Araplar, Kürtler, Türkler, Lazlar, Çerkezler Çanakkale'de hani İngilizlere karşı beraber savaşmıştık. E, beraber savaşanların dili tutanaklara geçmiyor, Arapça, Kürtçe, Lazca, Zazaca, Çerkezce ama savaştığımız kişilerin dili tutanaklara geçiyor.

“X” demek inkar etmektir 

Çoğunuz eminim Kur'an okumuşsunuzdur. Bakın, ayetikerimede "Sizi kabileler, halklar şeklinde yarattık ki tanışasınız diye" diyor. Bakın, Bediüzzaman bunu nasıl tefsir etmiş: "Demek, kabâil ve tavâife inkısam, şu âyetin ilân ettiği gibi, teârüf içindir, teâvün içindir; tenâkür için değil, tehâsum için değildir." Yani inkâr ve düşmanlık için değildir. Evet, şu anda bu diller kayıtlara geçmemekle beraber aslında inkâr ediliyor. Yani "x" demek -matematikte ne olduğunu biliyoruz- bilinmeyen olarak belirtiliyor. 

Yine, Rum suresi 22: "Dillerinizin farklı yaratılması yine Allah'ın ayetlerindendir. Bunu bilenler âlimler için de bunda dersler, ibretler vardır" diye buyurmuş. Yani bunlar bizim birleşmemiz, bizim birbirimizi kabul etmemiz için bir imtihandır, bir imtihan vesilesidir; birbirimizi inkâr etmek için, birbirimizi bastırmak için değildir. Diller oturup yazılmaz. Yani Allah bir şekilde bunu genetik olarak insanlığa, genlerine toplamış. 

Kimse kendi dilini, kendi ırkını seçme hakkına sahip değildir; kendi annesini, babasını seçme hakkına sahip değildir. Kendimiz için istediğimizi, kendi dilimiz, ırkımız, dinimiz için istediğimizi lütfen bir başkası için de isteyelim. Bu dilleri korumak bizim boynumuzun borcudur.

Bakın, arkeologlar yer altına düşmüş kültürü tespit edebilmek için bazen elli yıl, yüzyıl fırçayla kazıyor. Biz yeryüzünde olanları yer altına indirmeden önce muhafaza edelim, gelecek nesillere aktaralım.

20 Aralık 2017