Mehmet Ali Aslan: Türkiye ve Suriye arasındaki utanç duvarı parçalanacak


Batman Milletvekilimiz Mehmet Ali Aslan, Türkiye ile Suriye arasında inşası süren duvara ilişkin Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada şunları ifade etti:

Bundan yaklaşık elli beş yıl önce Almanya'da, Doğu Alman vatandaşlarının Batı Almanya'ya geçişini engellemek için, Berlin utanç duvarı diye isimlendirilen, 3 metre yüksekliğinde bir duvar kurulmuştu. Bu duvar beyaza da boyanmıştır ki, geçenler hemen fark edilebilsin. 

Almanya 1961'de bu duvarı yapmış ama elli beş yıl sonra Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de Türkiye ile Suriye arasında bu duvarı aratmayacak bir utanç duvarı inşa edilmektedir. 

Nasıl ki bir zamanlar o bölgeye mayınlar döşenmiş ve sonradan bunun yanlışlığı kabul edilip o mayınları temizleme yoluna gidilmişse, emin olun ki bu duvarlar da günün birinde yıkılacaktır. Çünkü halkları mayınlarla, tel örgülerle, beton duvarlarla birbirinden ayıramazsınız. Günün birinde halklar Berlin'de olduğu gibi o duvarı yıkar, parçalar ve sonra o parçalardan da müzelere beton taşlar, geriye parçacıklar kalıverir.

Sadece sınıra değil, şehirlerin içindeki karakollara da aynı duvarlar inşa edilmektedir. Yani şu anda askerler ve polisler, karakolun içine hapsedilmiş durumda, beton duvarların dışına çıkamamaktadırlar. Bu politikayı uygulayanlar bir zahmet bir gün girip o karakolun içinde bir kalsınlar bakalım. Bir de, normal vatandaş olarak o beton duvarların önünden bir geçsinler, acaba ne düşünecekler? Hem halk o duvarlara kuşkuyla bakmaktadır, hem duvarların içindeki güvenlik güçleri halka kuşkuyla yaklaşmaktadır.

İsrail de Filistin'le bağını koparmak için, Filistin'den geçişleri engellemek için 2002'den bu yana 360 kilometrelik bir beton duvar inşa etmiştir. Biz bu kötü örnekleri almayalım. İsrail'in Filistin'e yaptığı, Doğu Almanya'nın Batı Almanya'ya yaptığı, Amerika'nın Meksika'ya yaptığı ve birçok geri kalmış Afrika ülkelerinin birbirine karşı inşa etmiş olduğu bu duvar geleneğinden vazgeçelim. Esas yıkılması gereken zihnimizdeki, beynimizdeki, algımızdaki duvarlardır.

Birbirimize karşı, halklara karşı, komşu halklara ve komşu ülkelere karşı bakış açımızda sorun olmasa bu utanç duvarı inşa edilmeyecekti. Dolayısıyla, biz bu kardeşleşmeyi, barış, müzakere masasını tekrar canlandırabilirsek, işletebilirsek o duvarlara hiç gerek kalmayacaktır. 

Kardeşleşme bayramları içinde, bütün o duvarları hep beraber yıkmamız gerekmektedir. O duvarların yerine ağaçlar dikilmelidir.