
Iğdır Milletvekilimiz Mehmet Emin Adıyaman, 2017 bütçe görüşmelerinde söz aldı.
Adıyaman, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
2017 bütçesi gerçekten bu ülkenin yoksullarına, emekçilerine, kadınlarına, özcesi halklarımıza özgürlüğü, barışı, mutluluğu getiren bir bütçe olarak düzenlenmemiştir. Hiç şüphesiz, bütçelerin ve doğal olarak Hükümetin bütçe üzerinden uygulamaya koyduğu siyaset ve politikaların sonuç sağlayabilmesinin; barışın, kardeşliğin ve ortak yaşam duygusunun pekişmesinin biricik yolu, ülkede kronik sorunların, yapısal sorunların çözümüne bağlı olarak gerçekleşecektir. Siz ne kadar mükemmel bir şey yaparsanız yapın, ülkede çatışmanın, ayrışmanın, ötekileştirmenin, dışlamanın mevcut olduğu koşullarda bir sonuç elde edilemez.
Bu Meclis kürsüsünde ülkenin içinde bulunduğu çatışmalı süreç, toplumsal yaşamın paramparça olması gibi temel sorunlar üzerine beyin yorulacağına, çözüm üretileceğine, çözüm dili geliştirileceğine; hamaset siyaseti üzerinden, sloganvari söylemlerle, belki geldiği yörenin duygularını okşayacak tarzda kahramanlık ifade eden sözlerle bir çözüm üretemeyiz.
Çoğunluk siyaseti barış getiremez
Bugün temel kronik sorunların başında, hiç şüphesiz yüz yıllık Kürt sorunu var. Alevi inancına ilişkin sorunlar var. Diğer inanç birimleri ve diğer kültürel yapılara ilişkin temel sorunlar var. Bu sorunları ortak bir paydada, ortak yaşam iradesi etrafında çözmek yerine, buna yönelik çözümler üretmek yerine sürekli bir biçimde çoğunluk olan inancın, çoğunluk olan etnik yapının üzerinden bir siyaset üretmek, bunun üzerinden söylemler geliştirmek elbette bu ülkeye barışı getiremeyecektir.
Kibir dili, ayrışmayı teşvik eder
Bizim burada sloganlar üzerinden, tehdit diliyle, kibir diliyle demokratik meşru zeminde seçilmiş HDP’yi kriminalize ederek, eş genel başkanlarını ve milletvekillerini tutuklayarak, Mecliste çözüm zeminini yok etmek demek, ortak yaşam iradesine sahip halklarımız arasında düşmanlığı, ayrışmayı, çatışmayı teşvik etmek demektir.
Anayasa Mahkemesinin içtihadını tanımayarak yasama faaliyetlerinden men ettiği milletvekillerimizin bugün cezaevinde tutuklu olması, Anayasa Mahkemesinin içtihadına açık bir aykırılıktır. Anayasa Mahkemesinin içtihatlarının tanınmadığı bir ülkede yargının tarafsızlığından söz etmek mümkün değildir.
Dilerim bu Meclis tarihsel misyonunu yerine getirir, demokrasi dilini, barış dilini tekrar oluşturur.
14 Aralık 2016