Mehmet Sincar Davasının zaman aşımı riskine tepki: 29 değil 129 yıl da geçse mücadeleyi sürdüreceğiz

Mehmet Sincar’ın katledilmesine ilişkin görülen davalarla ilgili Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Ümit Dede ile Mehmet Sincar’ın eşi Cihan Sincar, Genel Merkezimizde basın toplantısı düzenledi. Dava sürecine ilişkin Dede ve Sincar özetle şunları söyledi:

Ümit Dede: Bir üyesi katledilen TBMM, cinayetin aydınlatılması için en ufak çaba göstermedi

1993 yılında Batman’da faili meçhul cinayet olarak adlandırılan bir cinayetle Mehmet Sincar hayatını kaybetti. TBMM üyesiydi ve görevine devam ediyordu. Bu cinayetin aydınlatılmasına, planlayanların kimler olduğunun açığa çıkarılmasına ilişkin TBMM en ufak bir çaba içinde olmadı. Sincar ailesi ve avukatlar 28 yılı aşkın bir süredir cinayetin aydınlatılması için büyük çaba sarf ediyorlar.

Susurluk'a rağmen sadece bir kişi sanık olarak tutuklandı

29 yılda binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olan sistematik cinayetlerin açığa çıkması için önemli gelişmeler yaşandı. Susurluk ağı ortaya çıktı. Mehmet Sincar Davasında sadece bir tetikçi yakalandı. Onun dışında da 5 ayrı cinayetin ve 2 yaralama olayının faili olarak yargılandı. Ancak 11 yıl sonra AİHM kararı gerekçesiyle serbest bırakıldı. Erdoğan’ın bugün "tanımıyoruz" dediği AİHM kararı nedeniyle Hizbullahçı katil serbest bırakıldı. Tek sanık elbette o katil değil, emniyetten dönemin OHAL Bölge Valisine ve Adalet Bakanlığına kadar pek çok sorumlunun olduğunu biliyoruz.

Katilin serbest bırakılması devletin Kürtlere karşı işlenen cinayetlere ilişkin tavrını gösteriyor 

Ancak yakalanan tek sanığın bile serbest bırakılması ve şu anda bütün taleplere rağmen tutuklanmaması devletin Kürtlerin yönelik işlenen cinayetlerde nasıl bir tavır aldığını gösteriyor. Dava zaman aşımı riskiyle karşı karşıya. 14 Şubat’ta 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek davada, derinlikli etkin bir soruşturma ve kovuşturma yapılmış olsa katil ve işi planlayanların kimler olduğu açığa çıkarılabilirdi. Yargılama devam diyor ve hala bu şans ve imkan var. Dava 14 Şubat’ta Diyarbakır’da görülecek ve tüm insan hakları savunucularını, hukukçuları ve özellikle bir üyesi katledilen TBMM’yi bu davaya sahip çıkmaya çağırıyoruz. Bu adalet mücadelesini ve acıyı en derin yaşayan, bu mücadeleyi soluksuz yürüten Cihan Hanım'a sözü bırakıyorum.

Cihan Sincar: Adalet Bakanının bizimle görüşecek yüzü yok 

29 yıldır bizi basın hiç yalnız bırakmadı. Mehmet Sincar ailesi olarak hepinize teşekkür ediyoruz, sesimiz oldunuz. 29 yıldır bu mücadeleyi ve adalet arayışını sürdürüyoruz. Mahkemede hiç adaleti görmedik. Hiç olmasa Adalet Bakanından randevu isteyelim dedik, onu da bize çok gördüler. Görüşmek istemediler. Çünkü ne diyecekler bize, yüzleri tutmuyor ki bizimle görüşsünler. 

29 yıldır yas içindeyiz 

Mehmet Sincar TBMM üyesi ve onurlu bir Kürt'tü. Bu ülkede onurlu Kürdün yeri ya cezaevi ya yerin dibidir. 29 yıldır ailesi olarak, onu seven halkı ve partisi olarak ilk günkü gibi acımız tazedir ve yas içindeyiz. O dönem Cumhurbaşkanından Tansu Çiller’e kadar, bölge valisi Ünal Erkan’a kadar “katiller yakalandı” diye isimler verdiler, resimler yayınlandılar. Herhalde bu zaman aşımı zemini hazırlandı. Mehmet Sincar’ın katilinin tek kişi olduğuna inanmıyoruz, çünkü iki silahla vurulmuş Mehmet Sincar. 

Binlerce onurlu Kürdün sokaklarda kanı var: Canımızı vereceğiz ama onurumuzu asla

Bu işin kökü derinlere gidiyor. Kürdistan’da binlerce insanın sokaklarda kanı var. Hepsi onurlu oldukları için onlara ceza verdiler. Onurlu yaşadıkları için gittiler. Biz de aileleri olarak onların hak ve hukuklarını sonuna kadar sahipleneceğiz. Bizi kabul etsinler ya da etmesinler ama biz devam edeceğiz. Halkımız var, çocuklarımız var. Zaman aşımı diyebilirler ama biz mücadeleyi, adalet arayışını ömrümüz yettiği kadar sürdüreceğiz. Ömrümüz yetmezse çocuklarımız, torunlarımız, halkımız var. Bazen tıkanıyoruz, binlerce insan cezaevinde, binlerce insan sürgünde ama herkes onurunun peşine düşmüş, biz onuru hiç kimseye vermeyeceğiz. Canımızı verebiliriz ama onurumuzu vermeyiz. Türkçe konuştuğum için çok zorlanıyorum beni affedin o yüzden bir kaç kelime de Kürtçe konuşacağım. 

Berdêla têkoşînê giran e lê bila gelê me sax be

29 sal in em vê têkoşînê berdewam dikin. 129 sal jî derbas bibin dê ev micadele dewam bike. Em mafdar in, wek miletê Kurd em li ser axa xwe gelek êşiyane. Em ê vê rûmetê nedin kesî. Aqûbeta me wek Mûsa Anter, Mehmet Sîncar, Vedat Aydin be jî ew ji bo me şeref e. Em ê bibêjin serkeftin û li ber xwe bidin. Dadgeh taloqî 14'ê Sibatê kirine. Dixwazin ku di ser re dem derbas bibe lê em ê vê helwesta wan jî nas nekin. Em ê têkoşîna xwe bidomînin. Em ê li dadê bigerin. Berdelên têkoşînê giran e lê bila gelê me sax be.

9 Şubat 2022