Mengüç: Çin ile yapılan aşı anlaşması büyük muamma, ülke tek bir aşıya mahkum edilmemeli

Sağlık ve Sosyal Politikalar Komisyonu Eş Sözcümüz Dr. Samet Mengüç, İstanbul İl Örgütümüzde basın toplantısı düzenleyerek, pandemide gelinen son durumu ve aşı tartışmalarını değerlendirdi. Mengüç, Türkiye’nin, güvenilirliği tartışmalı tek aşıya mahkum edilmemesi gerektiğini belirterek, AKP’nin pandemi politikasını eleştirdi. Mengüç şöyle konuştu:

Bugün HDP Sağlık ve Sosyal Politikalar Komisyonu olarak bütün dünya ve Türkiye’nin öncelikli gündemlerinden biri olan ve dünyanın büyük uğraş verdiği aşı ile ilgili partimizin görüşlerini paylaşmak istiyorum. Covid-19 pandemisinin ilk kez tespit edilmesinin üzerinden neredeyse 1 yıl geçti. Bugün itibariyle dünyada 73 milyon insan bu hastalığa yakalanmış ve 1 milyon 600 bin insan hayatını kaybetmiştir. 

Türkiye’de 3 milyon kişi virüse yakalandı 60 ila 80 bin kişi hayatını kaybetti 

Türkiye'de resmi verilere göre bugün itibariyle 1 milyon 800 bin kişi Covid-19 hastalığına yakalandı ve 16 bin kişi hayatını kaybetti. Dediğim gibi bunlar resmi sayılar ve ne yazık ki gerçeği de yansıtmıyor. Çünkü bilim çevrelerine göre bugün Türkiye 'deki hasta sayısı yaklaşık 3 milyon, ölen kişi sayısı 60 ila 80 bin arasında. 

Pandemi AKP’nin tutarsız, sermaye yanlısı siyaset anlayışını ortaya çıkardı

Pandemi süreci; Türkiye'deki yanlış sağlık politikalarını ortaya koyduğu gibi AKP iktidarının tutarsız, algıya dayalı, gündelikçi, popülist ve sermaye yandaşı siyaset anlayışını da tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. AKP ve Sağlık Bakanlığı tüm yanlışlarında ve yetersizliklerinde ısrar etmeye, uyarıları dikkate almamaya devam ediyor. İktidar pandeminin başından bu yana halktan, sağlık çalışanlarından ve bilim dünyasından ısrarla gerçekleri saklama, üstünü örtme politikalarını sürdürüyor. 

AKP insan hayatını önemsemiyor, iktidarını uzatmaya çalışıyor

İç kamuoyunu, bilim dünyasını, hekimleri, hekim örgütlerini hiçbir aşamada önemsemeyen AKP ve Sağlık Bakanlığı, dış dünyanın açıklamaya zorladığı gelişmeler nedeniyle bir gecede Covid-19 enfeksiyonuna yakalanmış kişi sayısını 6 binlerden 30 binlere çıkardı. Sadece bu yaklaşım bile uygulanan politikanın ne kadar sakat olduğunu, insan hayatını önemsemediğini, toplumdan koptuklarını ve iktidarlarını sürdürme için pragmatist yaklaştıklarını gösteriyor. 

Eksik ve yanlış veriler aşı edinmeyi zorlaştırıyor

Aşı temin etme konusunda yaşanan güçlüklerin temelinde de eksik ve yanlış veri paylaşımının büyük etkisi var. Dünyanın mücadelede zorlandığı bir salgında sadece ve sadece iktidarına pay çıkarma uğruna sürdürdüğü yalan siyaseti ve yanlışlar bir tokat gibi AKP ve Sağlık Bakanlığının yüzüne çarpmıştır. Fakat ne yazık ki bunun ağır faturasını yoksullaşan, işsizleşen, daha fazla sağlıksızlaşan ve açlıkla mücadele etme seviyesine getirilen halk ödemiştir, ödemeye devam etmektedir.

Aşı en etkili bağışıklık yöntemidir ancak tek başına pandemi ile mücadelede yeterli değildir

Bildiğiniz gibi son günlerde bütün dünya yoğun bir şekilde pandemiye karşı aşı meselesini konuşuyor. Türkiye’de de bu konu hepimizin öncelikli gündemleri arasında yer alıyor. Ancak şunu belirtmemiz lazım; aşılanma bulaşıcı hastalıklarda ve salgınlarda en etkili bağışıklanma yoluyla korunma yöntemlerinden biridir. Ancak aşı tek başına koruyuculukta ve pandemiyle mücadelede yeterli değildir.

Aşıya karşı çıkmak akılla, bilimle bağdaşmaz

Aşılanmada amaç bireysel aşılama yoluyla toplumsal bağışıklık sağlamaktır. İnsanlığın bilimsel çalışmalar sonucu geliştirdiği aşılar sayesinde verem, kızamık, çiçek gibi birçok salgın ve öldürücü hastalık bugün etkisiz hale getirilmiştir. Prensip olarak aşılanmaya karşı çıkmak akılla, mantıkla ve bilimle bağdaşmaz.

İktidar pandemiyle mücadelede olduğu gibi aşı konusunda da sınıfta kalmıştır

Aşı çalışmaları ve aşılama; kararlılık, bilimsellik, şeffaflık ve tüm toplumu kucaklayan eşitlik ve ekonomik destek gerektiren bir süreçtir. Maalesef daha yolun başındayken AKP ve Sağlık Bakanlığı bu süreçte de sınıfta kalmıştır. İktidar aşı çalışmalarında aktif yer almamış, ileriye dönük ciddi hiçbir çalışma ve planlama yapmamıştır. “Nasıl olsa uluslararası sermaye aşıyı üretecek biz de parayı basıp alacağız” mantığıyla hareket etmiştir.

Halk hamasi politikalarla pandeminin yıkıcı sonuçlarına terk edildi

Bu iktidarın hiçbir döneminde; bilimsel eğitime, bilimsel alt yapıya ve bilim insanlarına gerekli önem ve değer verilmemiştir. Her alanda olduğu gibi aşı konusuna bilimin gerekleri ile yaklaşılmamış, ‘’yerli ve milli’’ gibi algısal, sloganvari, hamasi politikalarla yaklaşılmış ve halk bugünkü pandemi yıkımıyla karşı karşıya bırakılmıştır. Ancak gerçeklerin er veya geç ortaya çıkması kaçınılmazdır. İktidar pandeminin başından bu yana kendi halkına yanlış bilgilendirme yaparken dünya kamuoyu ve bilim dünyası bu yalanlara itibar etmemiştir.

İnsanlar hayatını kaybediyor, salgın yayılıyor, iktidar ise meseleye veri olarak yaklaşıyor

Bütün dünya ülkeleri hasta sayısını, ölüm sayısını açıklarken; hükümet her akşam verdiği sınırlı çarpıtılmış bilgilerle tüm dünya ile alay edercesine ve bilimsel parametreleri alt üst ederek az sayıda hasta, az sayıda ölüm verisi vermiş, halkın yaşam ve sağlık hakkını ihlal etme pahasına sağlık alanı üzerinden iktidarını sürdürmeye yönelik strateji uygulamıştır bu ülkede.  

Hani her şey güllük gülistanlıktı, hangi yüzle aşı talebinde bulanacaksınız?

Günün sonunda iş başa düşünce başladılar pandemi rakamları ile oynamaya. İnsanlar hayatını kaybediyor, salgın bütün toplumu canından bezdiriyor ama bu iktidar meseleye sadece veri olarak, sayı olarak bakıyor. Ey iktidar ve Sağlık Bakanlığı sahi siz hangi yüzle aşı talebinde bulundunuz? Hani senin ülkende her şey güllük gülistanlıktı? Hani senin hastan çok az, senin ölüm sayın çok azdı? Kusura bakma daha kötü olan ülkelere öncelik vermek zorundayım diyen aşı üreten ülkeler karşısında ne demeyi planlamıştınız? Gerçekler tokat gibi yüzünüze çarptığı için mi büyük bir panikle bir gece de hasta sayısını 6 binden 30 bine, ölüm sayılarını daha fazla göstermeye başladınız? Toplam hasta sayısını bir gecede nasıl 500 binden 1 milyon 750 bine çıkardınız?

Pandemi yoksulu, emekçiyi, işçiyi ağır yaşam koşullarıyla baş başa bırakmıştır

Türkiye'de bunlar yaşanırken dünyada da benzer yanlışlıklar, eşitsizlikler, adaletsizlikler yaşanmış ve sonuç olarak pandemi de her kriz gibi işçiyi, emekçiyi, yoksulu yani geniş halk kitlelerini çok daha ağır yaşam koşullarıyla baş başa bırakmıştır.

Çin ile yapılan aşı anlaşması büyük bir muamma, ülke tek bir aşıya mahkum edilmemeli

Sonuç olarak Türkiye; sadece ve sadece bir tek aşı ile yetinmek zorunda kalmıştır. Çin ile yapılan bu aşı antlaşmalarının perde arkasına dair de kamuoyunun hiçbir bilgisi yoktur. Hangi imtiyazlar karşılığında bu antlaşmaların yapıldığı büyük bir muamma olarak durmaktadır. Türkiye pandemi sürecinde "sürü bağışıklığına" terk ettiği halkını şimdi de henüz güvenliği ve etkinliği bilimsel olarak ispatlanamamış tek bir aşıya terk etmiştir. Toplumda yok olan güven duygusuyla aşılanma sürecine doğru gidiyoruz ne yazık ki.

Türkiye’nin 120 milyon doz aşıya ihtiyacı var: 70 milyon doz aşı açığı bulunuyor

2021 Nisan ayına kadar 25 milyon insanımızı aşılamak için 50 milyon doz aşı antlaşması yapıldığını biliyoruz. Ki bu aşı yani Çin'in Sinovac aşısı güvenilirliği ve etkinliği henüz bilimsel olarak dünyada kabul görmemiş bir aşı. Güvenilirliği ve etkinliği yüksek olsa bile bugün minimum 120 milyon aşı dozuna ihtiyacı vardır Türkiye’nin. Peki gerekli ek 70 milyon aşı dozu ihtiyacı nasıl karşılanacak? Sağlık Bakanlığı yaptığı açıklamalarla daha klinik öncesi aşamada olan yerel aşı çalışmalarını kurtarıcı olarak kamuoyuna anlatmaktadır. 

Samimi olun, aşıyı ücretsiz yapın, bu süreci katılımcı yürütün

AKP ve Sağlık Bakanlığını bir kez daha uyarıyoruz ve öneriyoruz: Samimi olun, ciddi olun ve toplum sağlığını ciddiye alın! Şeffaf olun, bilimsel olun, katılımcı olun ve kararları siz değil bilim dünyası alsın. Aşı ile ilgili yapılan antlaşmaları tüm gerçekliğiyle kamuoyu ile paylaşın. Hangi tarihte aşılanma başlayacak? Aşılama planı ve programınız nedir? Aşılar ücretsiz mi olacak, ücretli mi? Toplumda bugüne ve geleceğe dair kaybolan güven duygusunu sağlamak için sağlık, sosyal ve ekonomi alanındaki bağımsız otoritelerle tüm verileri paylaşın ve bu otoritelerin öneri, katılım ve desteklerine açık olduğunuzu kamuoyuna ispatlama görev ve sorumluluğunuzu yerine getirin.

Toplumsal mücadeleyi sürdüreceğiz

Dürüst, samimi, şeffaf bilgilendirmeler karşısında HDP olarak her türlü katkı ve desteği sunacağımızı ve aşı sürecinin çok yakın takipçisi olacağımızı belirtiyor; her türlü sömürü, baskı ve tahakkümün karşısında mücadeleyi sürdüreceğimizi tekrar vurguluyoruz. Adil, demokratik ve katılımcı bir dünya ve Türkiye hedefimiz gerçekleşinceye kadar mücadelemiz devam edecektir. 

15 Aralık 2020