Mengüç: Kürt halkını aşı olmaya çağırıyoruz

Sağlık ve Sosyal Politikalar Komisyonu Eşsözcümüz Samet Mengüç, aşılama verilerine ilişkin Genel Merkezimizde basın toplantısı düzenledi:

Sağlık ve Sosyal Politikalar Komisyonu Eşsözcümüz Samet Mengüç, aşılama verilerine ilişkin Genel Merkezimizde basın toplantısı düzenledi. Mengüç şunları söyledi:

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Sağlık Bakanlığı verilerine dayanarak 26 Haziran 2021’de illere göre aşılama sayıları ve oranları istatistiği yayınlandı. Bu verilere göre; Kürt nüfusun yaşadığı illerde aşılanma oranının çok düşük olması, başta Kürt halkı olmak üzere tüm Türkiye halklarının Covid-19 salgını açısından ciddi bir risk altında olduğunu açıkça gözler önüne sermiştir.

Türkiye’de Covid-19 salgını ile mücadele kapsamında aşılama süreci son hızla devam ederken ortaya çıkan bu eşitsiz ve adaletsiz aşılama tablosu beraberinde birçok soruyu ve sorunu gündeme getirmiştir. Asıl sorun sadece rakamlara ve oranlara dayalı bir istatistiki sıkıntının çok ötesinde bir anlam ifade etmektedir. 

TÜİK raporuna göre; Türkiye’de aşılamanın en az yapıldığı iller sırasıyla Şırnak, Urfa, Siirt, Bitlis, Mardin, Muş, Hakkari, Diyarbakır, Batman, Bingöl, Ağrı, Iğdır, Van gibi kentlerdir. 

Aşılama oranın düşüklüğü tesadüf mü?

Bu aşılama oranı düşüklüğü bir tesadüf mü yoksa bilinçli bir siyasi tercih mi? Bu durum tesadüf olamaz. Bu çok net bir tercihin sonucudur. Yurttaşların tercihlerinin buna etkisi vardır ama gerçek şudur; Covid-19 salgınında uygulanan bu bilinçli tercih Kürt halkına yönelik vahim bir sonuç ortaya çıkarmıştır. 

Kürt illeri ortalaması sadece yüzde 22

Bakın, Türkiye illerinin ortalama aşılama oranına bakıldığında 18 yaş üstü nüfusun yüzde 53’ü aşılanmışken aynı oran Kürt illeri ortalamasında sadece yüzde 22’dir. Yani genel aşılama oranının yarısından daha azıdır.

Eşitsizlik ve adaletsizlik sadece aşılama oranları ile sınırlı değildir. Bu siyasi tercih ve yansımaları sistematik bir şekilde farklı alanlarda da karşımıza çıkmaktadır. Aynı eşitsizlikleri eğitimde, işsizlikte, yoksullukta, genel olarak sağlıkta, ekonomide, hak ihlallerinde, işkencede, gözaltılarda yani yaşamın tüm alanlarında gözlemleyebiliyoruz. 

Kürt halkına yönelik bu olumsuz, taraflı bazen örtülü bazen doğrudan ayrımcı tercihler yıllar içinde eşitsizlikleri adeta olağanlaştırmıştır. Tıpkı, 40 yıldır Olağanüstü Hal Yasalarının Kürtler için olağan yasa haline getirilmesi gibi, Kayyımların o coğrafyada bir yönetim biçimine dönüştürülmesi gibi, OHAL’ler istisna olsa da sıradanlaşması ve kanıksanması gibi. 

Herkes bu ayrımcılığa karşı çıkmalı

İşte Türkiye’yi yaşanmaz hale getiren, hukuksuzluk üreten, demokrasiyi katleden bu ayrımcılıktır. Türkiye’de hak, hukuk, adalet, özgürlük talep eden, asgari düzeyde demokrat olan herkes öncelikle bu ayrımcılığa karşı çıkmak zorundadır. 

HDP olarak bu adil olmayan eşitsizliklere, adaletsizliklere, haksızlıklara gözümüzü kapatmadık, kapatamayız, kapatmayacağız. Kürt halkına sesleniyoruz: Herkesi ilk görev olarak aşılamaya çağırıyoruz. Önce yaşamak zorundayız. Kendimizin, yakınlarımızın, halkımızın ve tüm halkların yaşam ve sağlık hakkı için bir an önce aşı olmalıyız. 

Anadilinde eğitim ve anadilinde sağlık hakkı tanınmadan bu eşitsizlikler ve adaletsizlikler her gün katmerlenerek bir bütün olarak Kürt halkına daha fazla zulüm, daha fazla yoksulluk ve daha fazla ölüm olarak geri dönecektir. Bu gidişata seyirci kalamayız, halk olarak bu yaşam hakkı ihlallerini kabul edemeyiz. 

Hükümeti açıklama yapmaya çağırıyoruz

Sağlık Bakanı ve hükümeti bu konuda açıklama yapmaya çağırıyoruz. Aşılama oranlarındaki bu kırılmayı ne ile izah edeceksiniz? Sizin açıklama borcunuz bakidir. Ama biz bu yaşananları da kabul etmiyoruz. Yıllardır dillendirdiğimiz anadilinde eğitim ve sağlık hakkı mutlaka bu ülkede bir an önce yaşama geçecektir. 

Genç nüfus oranı, yüksek yaşlı nüfus oranı, Kürt halkı gerçekliği, anadilinde eğitimin ve anadilinde sağlık hakkının olmaması ile doğrudan ilişkilidir. Hükümetten, Eğitim ve Sağlık Bakanlığı’ndan bu hususta adımlar atılması ve açıklamalar yapılması beklentilerimizin yanında, tüm halkımızı bir kez daha bir an önce ve acilen aşı olmaya çağırıyoruz. 

Halkımız bize güvensin

Yıllar içerisinde devletin ve hükümetin yarattığı güvensizlik aşılama oranlarının önemli bir sebebidir, ama halkımız bize güvensin ve tereddütsüz aşı olsun diyoruz. Önümüzdeki süreçte HDP olarak tüm halkımızla birlikte bir seferberlik programı içerisinde aşılamalarımızı bir an önce gerçekleştireceğiz. 

Bunun için tüm yerellerde halkımızı bilinçlendirme çalışmaları yapacağız. Kurmancî, Kirmançkî (Zazaki), Arapça, Lazca, Çerkezce yani tüm anadiller de halka bilgilendirme çalışmaları başlatıyoruz. Sosyal medya çalışmaları ile bu bilinçlendirme ve eğitim programları düzenlerken, halkların sosyal medya ve internet okur yazarlığı çalışmalarına büyük hız vereceğiz. 

Yerelde sağlık meslek örgütleriyle birlikte anadilde aşı olma çağrıları yaparak, gerekirse il-ilçe örgütleriyle yapılan ve milletvekillerinin de eşlik ettiği çalışmalarla esnafa, çiftçiye, köylüye giderek bilgilendirmeler yapacağız. Aşı olmaya istekli olduğu halde imkansızlıklardan ötürü randevu alamayanlara randevu alma desteği sunacağız. 

Sağlık Bakanlığı’na erişilebilir, anadilinde, farklılaşan ihtiyaçlara özgü aşılama yapması için çağrılarımıza devam edeceğiz. Mevsimlik işçi göçlerinin olduğunu da gözeterek gerekirse gezici aşılama birimlerinin oluşturulması konusunda hükümete ve Sağlık Bakanlığı'na çağrı yapmaya devam edeceğiz. 

Sağlıklı bir yaşam herkesin hakkıdır

Türkiye’de sayıları 5 milyonu bulan göçmen ve mülteci – nüfusa kayıtlı veya kayıtsız olduğu gözetilmeksizin - yaşam ve sağlık hakkı temelinde bir an önce ulaşarak, sadece beyanları ve isteklerini esas alarak, geri gönderilme riski olmaksızın, ücretsiz ve anadilinde sağlık hizmeti ile aşılanmalarını mutlaka sağlayacağız. Son olarak, Sağlık Bakanlığı’na ve iktidara bir kez daha sesleniyoruz: Sağlıklı bir yaşam herkesin hakkıdır, bu hakkı sağlamak da sizin asli görevinizdir. 

Soru: Sahadaki gözlemlerinize dayanarak sormak istiyorum. Resmi kurumlar ve sağlık müdürlükleri Kürtçe kampanya yürütüyor mu? Yeni varyantların çıkması halkta bir umutsuzluk yaratmıyor mu? 

Anadilinde eğitim ve sağlık hakkı derken bunu kast ediyoruz. Bu ülkede ne yazık ki Kürtçe’ye karşı eğitim ve sağlıkta hiçbir bir çalışma ve program yok. Bilakis, görmezlikten geliniyor: Sağlık Bakanlığı dünyanın pek çok farklı dilinde açıklama yaparken, resmi anlamda Kürtçe’yi göremezsiniz. Bu siyasi ve bilinçli bir tercihtir. Bu bilinç iktidara bırakılmayacak kadar ciddidir. Halk sağlığının söz konusu olduğu yerde hiçbir yasak olmamalıdır. Buna dair çalışmalar yürütüyoruz. Basın metninin Kürtçesini de görebilirsiniz. Temel sorun anadilinde eğitimin olmamasıdır. Bu iletişim eksikliğini de beraberinde getirir. Nihayetinde Kürt illerindeki aşılamanın bu kadar düşük olmasının ana faktörlerinden biri budur. 

Virüsler ve salgınlar devam ettikçe varyant bunun parçası, bunun doğasında var. Virüs varlığını sürdürmek için yaşamlarını tehdit eden koşullara, aşı da bunlardan biridir, bunlara karşı direnç geliştirir. Form değişikliğine gider. Bazen genetik yapısında da değişikliğe gider. Bu risk her zaman vardır. Aşılamanın çok yaygın yapılmasından sonra Delta varyantı birçok ülkede İngiltere, Rusya ve İsrail gibi aşılamanın çok yüksek olduğu yerlerde görülmeye başladı. Bu aşıya tamamen dirençli mi sorusunu gündeme getirdi. Ancak yapılan çalışmalar bu mevcut aşılara bile dirençli olmadığını gösteriyor. Delta varyantının daha çok yetersiz bağışıklığı olanlarda veya aşılaması yapılmayan kesimlerde görünüyor. Türkiye açısından önemli bir risktir. O nedenle aşı olmak çok çok önemli. Delta varyantı diğerlerine iki kat bulaşıcıdır. Hastalığın daha ölümcül olması konusunda bu kadar agresif değildir ama bulaştırıcılığı daha yüksektir. İstatistiklere bakıldığında Kürt illerindeki yüzde 25 oranındaki aşılama şu demektir, yüzde 75’i henüz ya bu virüsle karşılaşmamıştır ya da bağışık hale gelmemiştir. Bu büyük bir risk taşımaktadır. Beraberinde bu kadar bulaşıcı bir varyantın gündeme gelmiş olması aşılamanın kısa sürede ve kitlesel yapılmasını zaruri hale getirmiştir. Bir an önce aşı olmaya yönelmeliyiz. 

6 Temmuz 2021