
Adana Milletvekilimiz, Meral Danış Beştaş Meclis Genel Kurulu'nda şunları söyledi:
Darbe girişimine ilişkin ayrıntılar ortaya çıktıkça her gün yeni bir şok yaşıyoruz. Sadece bizler değil, özellikle Türkiye kamuoyu, Türkiye yurttaşları açısından bu sürecin daha travmasız, daha rahat atlatılabilmesi için Parlamentoya düşen çok büyük görevler var, bunu asla ıskalamamamız gerekiyor.Şu anda Türkiye'nin her tarafında büyük bir korku ve kaygıyla bu süreç izleniyor ama gelişmelerden de duyulan çok büyük kaygılar var. Biz demokrasiden, hukuktan, barıştan, temel hak ve özgürlüklerden vazgeçecek bir dönemi değil, demokrasiye daha sıkı sarılmamız gereken bir dönemi yaşıyoruz. Çünkü hepimiz biliyoruz ki darbe ortamlarını yaratan koşulları, kaotik ortamları, hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasını, demokrasiyi askıya almayı ya da hukukun ve hukukun üstünlüğünü hiçe saymayı bırakmamız gerekiyor. Bizim bu vahim süreçten, bu kaotik ortamdan çıkmamızın yolu daha fazla hak, daha fazla özgürlük ve daha fazla demokrasidir.
Daha düne kadar Türkiye işkenceyle anılan bir ülkeydi. Kürt illerinde yaşananları da bu kürsüden yüzlerce defa ifade ettik. "Bu hukuksuzluk gerçekten hepimizin önüne çıkar" dedik. İşte şimdi "İşkenceye sıfır tolerans" diyen bir ülke olarak bunu tekrar gündemimize almalıyız.
NATO'dan, Birleşmiş Milletler'den, diğer uluslararası güçlerden son iki gündür çok ciddi çağrılar var özellikle Türkiye'nin taraf olduğu ulusal üstü sözleşmelerin gereğini yerine getirmesi konusunda, hukukun üstünlüğünden vazgeçmemesi konusunda.
Biz Halkların Demokratik Partisi olarak da, el ele vererek, bu Parlamentodan, gerçekten bu darbeye karşı yükselttiğimiz sesi daha da genişletebilir ve bütün Türkiye'ye yayabiliriz. Bunun yolu da kesinlikle ve kesinlikle hukukun üstünlüğünü, uluslararası evrensel değerleri, toplumsal barışı esas almaktan geçiyor.
Çünkü şu andaki güvensizlik ortamı, korku ortamı, kaygı ortamı başka şiddet eylemlerine, başka hak ihlallerine açıkça cevaz verebilir ve sanki Hükümet, Parlamento bunu kabul ediyor gibi bir neticeye varabilir. Ama biz bunun asla ve asla bir çıkış olmadığını bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
Siyasi parti liderleri zirvesi yaptığımız önerilerden bir tanesidir. Böyle bir zirveyle, toplumun şu anda içinde bulunduğu ruh halini aşma ve adım atma, daha ileriye adım atma çok mümkün olacaktır. Türkiye'de denenmemiş baskıcı yöntem kalmadı. Ne olağanüstü hal, ne sıkıyönetim, ne özel yetkili mahkemeler, ne devlet güvenlik mahkemeleri, ne TMK/10'la görevli mahkemeler, ne sokağa çıkma yasakları, ne ablukalar, ne büyük katliamlar, ne işkence bu ülkeye demokrasi getirmedi, daha fazla hak ve özgürlük getirmedi ve insanların yaşam standardını yükseltmedi.