
Mardin Milletvekilimiz Mithat Sancar, 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun çalışmalarını değerlendirdi, AKP’nin kendi hikayesini meşrulaştırmak ve hakikati örtmek için komisyonu kullandığını belirtti. 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin HDP’nin kendi raporunu hazırlayacağını da ifade eden Sancar, şöyle konuştu:
Darbe komisyonunun çalışmaya başlayabilmesi için 4 partinin de komisyonda çalışacak üyeleri başkanlık divanına bildirmeleri gerekiyordu. AKP dışındaki partiler bildirdi fakat AKP uzun süre üye bildirmedi. Nihayetinde 20 Ağustos’ta AKP de bildirdi ve komisyon böylece çalışabilecek duruma geldi. Ancak ilk toplantının yapılabilmesi için 1 buçuk ay beklemek gerekti. AKP her ne kadar 15 Temmuz'un ardından Meclis'in komisyon oluşturmasını kabul etmiş gibi görünse de çalışmaların bir an önce başlaması için istekli davranmadı. Sanki komisyonun çalışmaya başlamasından rahatsızlık duyuyordu.
15 Temmuz’un üzerinden 3 ay geçtikten sonra çalışmalarına başladı komisyon. İlk oturumda usul gündeme geldi. Muhalefet partileri olarak komisyonun divanının ortak oluşması gerektiğini belirttik. Ancak AKP’li üyeler bu öneriyi kabul etmedi. Genel Kurul'da oy birliğiyle kurulan bir komisyonun divanının da ortak olması gerektiği açıktı, objektif bir araştırma için.
AKP'nin etkili bir araştırmaya niyeti yoktu
Bütün bu örnekler de gösteriyor ki aslında AKP’nin darbe komisyonunu etkili bir şekilde çalıştırma isteği de niyeti de yoktu. Darbenin arkasındakileri açığa çıkaracak çalışmanın bu komisyon tarafından yürütülmesini istemiyordu. Biz komisyonun aslında darbeyi araştırmak niyetiyle kurulmadığı yönünde şüphelerimizi söyledik. “Şüpheleri ortadan kaldırın” dedik ama bu görüşümüz kabul edilmedi.
Komisyonun kimleri dinlemesi gerektiğine ilişkin öneriler sunduk. Bizim önerdiğimiz isimlerin başında Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genel Kurmay Başkanı, Mit Müsteşarı’nın dinlenilmesi isteği komisyona iletildi. Fakat bu isimlerin çağrılıp çağrılmama meselesini de gündemden düşürmeye gayret ettiler. Çağırdıkları isimlerin de darbeyi aydınlatma gibi bir kaygısının olmayacağı açıkça görülüyordu.
AKP kendi hikayesini destekleyecek çalışmalar yaptırdı
Komisyonun kurulmasının kabul edilmesinin sebebi başkaydı muhtemelen. AKP’nin darbeye ilişkin bir anlatısı vardı ve bu anlatıyı destekleyecek çalışmalar bekliyorlardı komisyondan. AKP’ye göre bu darbe girişimi Gülen Cemaatine mensup subaylar tarafından gerçekleştirilmişti, tüm sorumluluğu Gülen Cemaatine aitti. Bunun dışında siyasi bağlantıları, cemaat dışında kalan kişilerin ne kadarının darbeye katıldığı gibi sorular hiçbir zaman tartışılmadı. Zaten AKP’nin siyasi stratejisi bu soruları sordurmama ve kendi anlatısını destekleyecek basın faaliyeti yürütmekten ibaretti. Komisyon çalışmalarının özeti budur. AKP kendi anlatısına uygun bir çalışma için komisyonu araçsallaştırdı ve gerçek bir komisyon faaliyeti yürütülmesini engelledi.
AKP içinde adı cemaatle en fazla anılan kişinin komisyon başkanı yapılması niyetleri zaten ilk baştan ele veriyordu. Komisyona üye seçilen kişilerin Gülen Cemaatiyle coşkulu bir sevda yaşadıkları da biliniyordu. Bu da bazı noktaları örtmek istediklerinin göstergesiydi. Bu noktaların bazıları şunlardı: “15 Temmuz akşamı neler oldu, MİT müsteşarı ile Genel Kurmay Başkanı görüşmesi gerçekleşti mi, nerde yapıldı, ne kadar sürdü, ne konuşuldu?” Eğer Fidan ve Akar gelseydi biz bu soruları soracaktık ama AKP’li üyeler bunu engelledi.
Soramadığımız kritik sorular
Darbe girişiminin yaşandığı gece acaba pazarlıklar yürütüldü mü? Mesela Genelkurmay Başkanı baştan beri darbeye karşı mıydı yoksa yapılan pazarlıklardan sonra mı darbeye karşı bir tutum geliştirdi. Bu soruların cevabını alamadık. 15 Temmuz istihbaratının ne zaman alındığı da kritik bir sorudur. Çünkü AKP ve Cumhurbaşkanı darbe girişiminden belli bir süre önce haberdar olmuştu bize göre. Darbe girişimini engellemek yerine darbecilere yol verdiler. Böylece darbe girişiminin başlamasına da izin verdiler ki darbe gecesi darbecileri kıskıvrak yakalasınlar. Ama darbeden çok daha önce kurgulanan bir siyasi stratejisi de vardı. Cumhurbaşkanı “Allah’ın lütfu” dedi ve darbe girişimini bir bahane fırsat, vesile olarak kullanıp karşı darbe gerçekleştirdiler. Cumhurbaşkanın karşı darbe yaptıklarına dair ifadesi var. Bu karşı darbe dalga dalga etkilerini yaymaya devam etti. “Tehdit devam ediyor” söylemiyle anti demokratik bir darbe yönetiminin yapabileceği her şeyi yaptılar. Darbe girişiminin siyasi ayağının çok tartıştık, çok girişimde bulunduk fakat tek bir bilgi ortaya konmadı. Bu yönde çalışma yapmasına izin verilmedi.
Bylock kullanmak terör örgütü üyeliğinden yargılanma, kamu görevinden uzaklaştırılma sebebi olarak kabul ediliyor ama Meclis’te bylock kullanan 120 vekil olduğu iddiası görmezden geliniyor. Bunların açığa çıkması için önerge sunduk. Bunu da geçiştirdiler. Tahminlerimize göre AKP’nin içinde ciddi sayıda bylock kullanıcısı ve hatta darbe girişimiyle ilişkili milletvekili var. Siyasi ayağının bir boyutu bu. Diğer boyutu da darbe girişimi başarılı olsaydı kimin cumhurbaşkanı, bakan olacağı meselesi. Bunun da ortaya çıkması AKP’li üyeler tarafından engellendi. Darbeden 2-3 gün sonra on binlerce insan kamu görevinden çıkarıldı fakat darbenin siyasi ayağı açığa çıkarılmıyor.
Bütün ısrarlarımıza rağmen gerçek bir araştırma yapılamayacağını görünce komisyona fazla mesai harcamanın gereksiz olduğunu gördük. Araştırma adı altında yapılan turistik gezileri anlamsız bulduk. Boğaziçi Köprüsünü incelemek, Çengelköy’de olay yeri incelemesi yapmak gibi konulara sıcak bakmadık ve bu gezilere katılmadık.
AKP komisyonu kendi hikayesini meşrulaştırmak için kullandı
AKP bu komisyonu darbe girişimiyle ilgili kendi hikayesini meşrulaştırmak için kullandı. Bir araştırma komisyonu örnek çalışmalar yapabilir. Ama AKP’nin amacı gerçekleri ortaya çıkarmak değil. Bugün başkanlık sistemine giden yolda da darbe tehdidi bir argüman olarak, suyunu çıkaracak şekilde kullanılıyor. Fakat gerçekler uzun süre bastırılamaz, gizlenemezler. Hakikati öldürmek mümkün değildir. O hakikat ortaya çıktığında darbe girişiminden sorumlu olanlar, darbe girişimini istismar ederek siyasi çıkar oluşturanlar da mutlaka demokratik mekanizmalar önünde hesap verirler.
Komisyon kendi taslak raporunu yazmaya başlamış. Ama biz biliyoruz ki onlar komisyon çalışmaları devam ederken raporu da hazırlıyorlardı. Biz de kendi raporumuzu yazıyoruz, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili alternatif raporumuz olacak.
6 Ocak 2017