
Bitlis Milletvekilimiz Mizgin Irgat, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında verilen gensoru önergesinin görüşmelerinde söz aldı.
Irgat şöyle konuştu:
İçişleri Bakanlığı yetkisi altındaki polis ve bürokrasi teşkilatıyla önleyici işlemler başta olmak üzere güvenliği kendisine bağlı olan mahalli idareler yoluyla da demokrasiyi ve halkın refahı için halka hizmet yapılmasını sağlar. Yani özetle İçişleri Bakanlığı iç huzuru sağlamakla görevlidir. İçişleri Bakanlığı makamında bulunan temsilcilerin başarılı olup olmadığının göstergesi ise bu iki ana kategoriyle çokça alakalıdır.
Bu gensorunun verilme gerekçesi sizlere dağıtıldı, sizler de açıkça okudunuz. Bu manzara ve yaşadıklarımız karşısında İçişleri Bakanlığı görevini layıkıyla yerine getirememiştir. En önemli görevi olan iç huzuru sağlayamamıştır. Halklar arasındaki kutuplaşmayı azaltma yerine bu kutuplaştırmayı artırmıştır. Ve bugün burada oylarınızla geçen OHAL'in üç ay daha uzatılmasıyla yani yeni KHK'larla ülkeyi en antidemokratik uygulamalara yani Foucault'nun ortaçağına götüreceğine hiçbir şüphe yoktur. Buradan çıktıktan sonra ve yarın bölgede, Türkiye'nin herhangi bir yerinde bu OHAL uygulamasının sonuçlarını ve yaşadığımız haksız, hukuksuz süreci anlatmaya yetmeyecektir yaşadıklarımız. Dolayısıyla biz burada bu önergeyle belki de Türkiye'nin barışına, Türkiye'nin sorunlarına gerçekten çözüm bulma adına bir adım atmış olduk.
Muhalefet partisi olarak buradan sesleniyoruz; yapmaya çalıştığınız yeni anayasa bu halkın, Türkiye'nin tüm sorunlarını çözmeye yetecek, sancılarımızdan kurtaracak bir anayasa değildir. Var olan Anayasa, getirilmeye çalışılan sistem OHAL'in yüz yıl daha devam ettirileceği, hakların, hukukların ve gerçekten ihtiyaç duyduğumuz demokrasinin ötesine bizi taşımayacak yeni bir anayasadır. Yeri geldiğinde onu da burada tartışacağız. Fakat kayyumlar eliyle ve bölgede günlerce süren sokağa çıkma yasaklarıyla, Şırnak'ı bu listeden, haritan silecek noktaya getiren uygulamalarla tutuklamalarla ve gözaltına almalarla işten atılan, ihraç edilen kamu emekçilerinin mağduriyetini gidermeye yetmeyen ve bu anlamda sınıfta kalan İçişleri Bakanlığı hakkında gensoru önergesini verdik.
Dolayısıyla bizler Türkiye'de bir dönem müzakere yöntemleriyle tartışılmış ve belki de iyi bir yol alınmış günlerin bu ülkenin en büyük çözümü olacağını düşünüyoruz. Çünkü o gün gerçekten bu ülkede bir barış atmosferi ve sorunların çözümü noktasında bir umut doğmuştu. Ama maalesef partimiz nezdinde 7 Haziran sonrası başlayan ardından Suruç, Ankara Gar ve bugün Reina'da devam eden patlamalar ışığında bir korku cumhuriyetinin yaratıldığı ve bunun da devamı olan, garantisi olan OHAL'in bugün de oylarınızla geçen sisteminin bu ülkede demokratik bir sistemi kurmayacağına inanıyorum.
3 Ocak 2017