Mizgin Irgat: Muktedirler 90lı yılların paşaları gibi pişmanlık yazıları yazmasın

AKP – MHP uzlaşısıyla sunulan Anayasa değişiklik teklifinin Meclis Anayasa Komisyonu'ndaki görüşmelerinde Bitlis Milletvekilimiz Mizgin Irgat söz aldı. Anayasa çalışmalarının geleceği etkilediğini belirten Irgat, “İnsan odaklı olmayan, inkâr temelinde yazılan yasama çalışmaları bir gün mutlak surette değişmeye mahkûmdur” ifadesini kullandı. 

Irgat, şöyle konuştu: 

Bu Parlamento'nun 12 üyesi tutukluyken, hem de tek başına odalarda tutuluyorken bizlerin köklü sorunları barındıran Anayasa gibi bir çalışmayı yapamayacağımızı düşünüyorum. Sadece  tutuklanmak değil, bizlerin hafızalarında yer alan, bizlerin anılarında yer alan hikâyeleri dinlediğinizde birçoğunuzu sarsacak şeyleri duyacağınıza eminim. Önümüzde bunca ötekileştirilen sorun dururken Türkiye'nin gerçek sorunlarını çözmeye muktedir bir anayasayı bu şekilde de tartışamayacağımızı çok iyi biliyorum. Toplumun birçok kesimine baktığımızda, hatta hukukçu olmayan başka mesleklerdeki insanlarla bu anayasayı tartıştığımızda insanların gündeminden çok uzak bir şey olduğunu göreceğiz. Bugüne kadar yapılan hangi yasama çalışması, toplumun içerisinden, süzgecinden tartışılarak geldi ki bu Anayasa çalışması da anlaşılmış olsun, özümsenmiş olsun ve adı bir anayasa olsun. Hedeflenen şey şu: Merkezileşme, otoriterleşme, tek elde toplama, itirazı, konsensüsü azaltma. 

Aslında bugünkü anayasa çalışmasına gelinmeden önce bunların altyapısı bu şekilde hazırlandı ve tasarlandı. 15 Temmuz'dan sonra “OHAL” adı altında, hiçbir kesimin itirazını yapamadığı, kendini ifade edemediği bir dönem başladı. Tekçi, otoriter, baskıcı, ses çıkaranın bütün zorlukları görebileceği, bütün ailesiyle birlikte zarar görebileceği bir süreçten bahsediyoruz. 

Muktedirler 90'lı yılların paşaları gibi pişmanlık yazıları yazmasın 

1990’lı yıllarda büyük zulümleri o halka yaratan, büyük operasyonlara imza atan, “terörle mücadele” adı altında yerli halka, esnafına, öğretmenine, öğrencisine kadar müdahale eden zamanın paşası Korkmaz Tağma bir dergide itiraf etti “Biz zamanında o yanlışları yaparken yani herkesi Türkleştirmeye çalışırken büyük yanlışlar yaptık.” Burada sayamayacağım bir sürü pişmanlık yazısı yazan paşalar oldu, büyükler oldu, bürokraside yer alan liderler oldu. Şu anda yönetimde olan, bakanlık yapan, bu sorunları çözmeye muktedir olan herkesin yıllar sonra böylesi bir yazıyı yazmak zorunda kalmayacağı bir dönemi yaratmak zorundayız. Barış atmosferini, herkesin kendisini özgürce içerisinde bulduğu ama hiçbir tereddüt taşımaksızın içerisinde yer aldığı bir yasamayı yapmak zorundayız. Yıllardır bu coğrafyada yaşadığımız acıların, sorunların bütün yönleriyle tartışıldığı belki de en büyük toplumsal yüzleşmeyi yaşayacağımız bir çalışmayı yapmak durumundayız. 

Bir yüz yıl daha kaybetmek istemiyoruz

Bugün yıllar sonra adı değişecek başkanlardan sonra bile bunun acısını yaşayacak bir sürece gitmek üzereyiz. Yarın  başkanlar değişebilir, bürokratlar, yönetimler, hükûmetler değişebilir ama bizler, çocuklarımıza aydınlık bir gelecek bırakmak istiyoruz. Totaliter bir rejimi yaratmaya çalışırken sadece bugünden bakmamak gerekir. Anayasa çalışmaları işte bunun için çok önemli. Yüz yıl önce kaybettiğimizi bir yüz yıl daha kaybetmek istemiyoruz. 

İnsan odaklı olmayan yasama çalışmaları değişmeye mahkûmdur

Orta Doğu’daki bu cehennemden ancak hakikatimizle buluşarak çıkacağımızı düşünüyorum. Bu hakikat Türkiye’nin gerçeğidir, bu hakikat bu ülkede ötekileştirilenlerin kendisini bu yasal metinlerde, Anayasa’da görmüyor olmasıdır. İnsan odaklı olmayan, inkâr temelinde yazılan yasama çalışmaları bir gün mutlak surette değişmeye mahkûmdur. Bu mahkumiyeti bugünden düzeltmek  gerek. Bunu acılarımızı azaltarak, haksız, hukuksuz süregiden bu gidişata dur diyerek yapabiliriz. Bu hakikati bugünden halklarımıza armağan edebiliriz. Bu acılarımızı azaltabiliriz. Anayasa çalışmalarını takip etmek üzere ve Mecliste de çalışmalar yapmak üzere asıl yerleri olan Meclise vekillerimizi getirebiliriz. Buradan, bu Komisyondan güçlü bir ses çıkararak tutuklu  milletvekillerimizi bu Parlamentoda çalışma yapmak üzere görmek istediğimizi dile getirebiliriz. 

23 Aralık 2016