Mizgin Irgat: Yarın Adalet Bakanına bu yargılamayı soracağız


Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ'ın, 10 Ekim Barış Miting katliamının ardından katıldığı cenaze töreninde yaptığı konuşmadan dolayı Yüksekdağ hakkında açılan davanın duruşmasına katılan Bitlis Milletvekilimiz Mizgin Irgat, duruşma sonrası mahkeme önünde açıklama yaptı.

Irgat, şunları ifade etti:

Türkiye hukuk ve adalet sisteminin geldiği nokta gözler önüne serilmektedir. 2013’te Anayasa Mahkemesinin şu an yaşanan duruma ilişkin kararı var. Bir milletvekilinin tutuklu yargılanması Türkiye’nin de bağlı olduğu uluslararası yasalara aykırıdır.

Şu an milletvekili nezdinde milyonların yargılanması anlamına gelmektedir. Çünkü biz seçilmişler, sadece kendi adımıza kendi fikirlerimizi beyan etmek için açıklama yapmayız. Bizleri seçenler adına başta yasama organı yani TBMM olmak üzere yani seçildiğimiz tüm alanlarda Türkiye’nin her noktasında fikir beyan etme siyasi faaliyet yürütme hakkına sahibiz.

7 Haziran’da Türkiye siyaset tarihinde yeni bir sayfa açıldı. Halkların Demokratik Partisi nezdinde bu ülkede barışa eşitliğe özgürlüğe kadınların gençlerin ve toplumun her kesiminden kendisini temsil etmek isteyenlerin umut ışığı olan HDP çalışmaları maalesef bugüne kadar her adımda engellenmeye çalışıldı.

En son Eş Genel Başkanlarımız ve milletvekillerimiz tutuklandı. Bizler kendilerinin tutukluluk koşullarından önce, tecrit altında olup olmadıkları,ya da her şeyden önce tutuklu yargılanıyor olmalarını eleştiriyoruz.

Bugün burada yargılama konusu olan dosyaya baktığımızda ise bu ülkenin kanayan yarası olan barış özlemini dile getiren ve yüzlerce insanın ölmesinden sorumlu olanların yargılanmasını isteyen bir Eş Genel Başkanın konuşmasından dolayı yargılanmasına şahitlik ediyoruz. 

Bizler, katillerin açığa çıkmasını istemeyip de ne söyleyeceğiz. Bir Eş Genel Başkanın kendi ilinde ya da faaliyet yürüttüğü her şehirde böyle bir katliamın sorumlularından hesap sorulmasını istemesi, eleştirmesi, dile getirmesi nasıl bir yargıya konu olabilir.

Bu tam da iktidarın yargı eliyle tüm muhalefeti barış isteyenleri baskı altına alması değil de nedir?

Anayasanın çok açık hükmünün ihlal edildiğini burada bir kez daha sizlerle paylaşmak istiyoruz. Milletvekillerimizin yeri cezaevleri değil, milletvekillerimizin yeri aramızda Meclis'te, seçildiği illerde faaliyet yürütmek üzere özgürlüklerine kavuşmasıdır.

Bizler Eş Genel Başkanımızın da dediği gibi nerede olursak olalım, ister içeride ister dışarıda bizler mücadelemize devam edeceğiz. Çünkü arzuladığımız şey bir halkın barış özgürlük ve aydınlık geleceğidir. Dolayısıyla böylesi bir kutsal talebi dile getirmek için sınırlarımız cezaevleriyle kapalı alanlarla sınırlı olamaz. Dolayısıyla biz şu anda AKP’nin arka bahçesi haline getirilmiş, adeta hukuk bürosu gibi çalışan yargı makamlarının bir an önce bu garabete son vermesini talep ediyoruz. Siyasi iktidar eliyle partimiz nezdinde bastırılmaya çalışılan milyonlarca insanın barış özlemi, özgürlük özlemi ve faaliyetidir. 

Dolayısıyla bizler duruşmaları izlemeye devam edeceğiz. Eş Genel Başkanlarımız ve milletvekillerimiz özgür oluncaya dek, ayrımcı hukuk kuralları ve yargı kararlarının bizler lehine hayata geçinceye dek mücadelemizi devam ettireceğiz. 

Meclis'te bugün bütçe görüşmeleri devam ediyor. Yarın Adalet Bakanlığı bütçesi görüşülecek. Orada da Türkiye kamuoyuyla ve tüm Türkiye’yle, yaşanan bu zulmü anlatacağız. Yaşanan bu haksızlığı anlatacağız. Çünkü milletvekillerimiz, Eş Genel Başkanlarımız, sadece ve sadece bizlerin taleplerini milyonların barış özlemini dile getirmişlerdir. Bir milletvekili asla ve asla sarf ettiği sözlerinden dolayı, konuşmasından dolayı tutuklu yargılanamaz. 

Milletvekillerimiz asla ve asla yalnız değildir. Onları izleyen, dinleyen milyonlar var ve en kısa sürede onları aramızda göreceğimize inanıyoruz. Kendilerini buradan tekrar sevgi ve saygıyla selamlıyoruz. 

8 Aralık 2016