Nazmi Gür: Bizi mahkum edemeyecekler, HDP’yi de kapatamayacaklar

Kobanî Kumpas Davası’nın 5’inci duruşmasının 5’inci oturumu bugün Sincan Cezaevi Yerleşkesinde görüldü. İlk sözü alan önceki dönem MYK Üyemiz Nazmi Gür konuşmasına Van depreminde yaşamını yitirenleri anarak başladı ve şöyle devam etti:

Bize dönük operasyon sadece Türkiye’de değil dünyada da yankı uyandırdı. Türkiye AB’ye girmek için çaba harcayan NATO üyesi bir ülke ve kendini demokratik bir ülke olarak tanımlıyor. Ancak insanların hak ve özgürlükleri neredeyse ayaklar altında. Temel haklar ve özgürlükler kolluk eliyle, iktidar talimatlarıyla kötüye kullanılamaz. Taraf olduğumuz insan hakları evrensel ilkeleri bu baskıları reddeder. Türkiye ya bir hukuk devletidir ya da değildir. Eğer bir hukuk devletiyse biz neden sabah saatlerinde evlerimizden gözaltına alındık ve 8 gün tek soru sorulmadan gözaltında tutulduk.

Kapatma davasından önce karar vermek için mi acele ediyorsunuz?

Türkiye’de yerli ve milli olan Anayasa kararlarına rağmen adil bir yargılama yapılmıyor. HDP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) dava açıldı. Siz mi AYM’yi bekleyeceksiniz yoksa AYM mi sizi bekleyecek? Öyle ki AYM odaktan kapatma kararı verebilir. O yüzden mi bu kadar acele ediyorsunuz?

Yeter ki barış olsun biz baldıran zehri de içeriz

Bizi mutlu eden, umutlandıran süreçlerden biri de Çözüm Sürecidir. Çözüm konusunda önceki partilerimiz ve şu anki partimiz olan HDP’nin ciddi emekleri var. Kürt sorununun çözümü, hukukun egemen olması için çaba gösterdik. Çözüm Sürecinin bitmesiyle birlikte enkazın altında biz kaldık ve yargı eliyle bize baldıran zehri içirmeye çalışıyorlar. Onu da içeriz, yeter ki bu ülkede barış olsun, kadınlar katledilmesin, doğa talan edilmesin.

Bizi mahkum edemeyecekler, HDP’yi de kapatamayacaklar

Barışa dair geriye kalan bir umut varsa bunu da bu davalarla yok etmeye çalışıyorlar. HDP’yi tasfiye ederek, bizi mahkum ederek Kürt meselesine dair umudu bitirmeye çalışıyorlar. Ama bizi mahkum edemeyecekler. Bu ülkenin en meşru, en yasal partilerinden biridir HDP. Bizi tasfiye edemeyecekleri gibi HDP’yi de kapatamayacaklar. Bu davayı da AİHM kararına rağmen bitiremeyecekler.

Bu davanın savcısı hukuku unutmuş

Torba iddianame hazırlanmış. Dayanağını oluşturan TEM Daire Başkanlığı’nın hazırladığı gizli bir rapor var. 800 küsur sayfalık bir gizli rapor ve iddianamenin kendisini oluşturuyor. Savcı da kesip biçip üst üste koymuş ve yığma bir iddianame oluşturmuş. İğnenin ucu kadar bir illiyet bağı kurulmuş değil. Amaç gerçek suçluları bulmak, Kobanî olaylarını açığa çıkarmak değil. Bu olaylar açığa çıksın diye defalarca araştırma önergeleri verdik. Biz gerçekten bu olaylarda maddi gerçeğin açığa çıkarılmasını, gerçek faillerin bulunmasını istiyoruz. Fakat iddianame hazırlanırken savcının es geçtiği şeyler var. Savcı hukuku unutmuş. Hangi hukuka göre iddianameyi hazırlamış?

İddianame ve eklerinin her cümlesini çürütme yetkinliğine sahibiyiz ve eninde sonunda bu iddianame ile yapılan yargılama süreci beraatla sonuçlanacak. Buna inancım tamdır.
Bu yargılamadan hukuk çıkmaz. Fakat durumu görüyorsunuz; bir taraftan elçiler krizi, bir taraftan dolar tavan yapmış, Avrupa süreci bitmiş, tüm komşularla savaş halindeyiz ama ayni iktidarın yaptıklarının hesabını bize soruyorsunuz. Biz bunu reddediyoruz.

Gür’ün konuşmasının ardından mahkeme başkanının Gür’e yönelttiği çapraz sorgu sorularına tepki gösteren avukatlar şunları söyledi:

Avukat Şevin Kaya:

Sorularınızla yargılananların aslında nasıl birer siyasi rehine olduğunu gösteriyorsunuz. Burada kanunları korumakla görevli olan sizsiniz. Anayasa bunu çok net belirtiyor. Bunu ihlal edemezsiniz, zorlayamazsınız, kanaatlerini açıklamaları için zorlayamazsınız. Siz müvekkillerimizin hiçbirine kanaat açıklamaya dair soru soramazsınız. Eğer soracaksınız bunun yeri Meclis’tir. ‘Nasıl yorumluyorsunuz?’ diye soru soruyorsunuz. Bu yargının hiçbir yerinde görmek istemediğimiz bir durum. Sizin nasıl ideolojik hareket ettiğinizi gördük. Cuma günü de biz yeni bir tercüman istediğimizde heyetinizin üyesi "Siz de biraz Türkçe savunma vermeye zorlayın" dedi. Sizin bu zor kullanma halinizi kullanacağınız kişiler müvekkiller değildir. Biz bu itirazlarımızı tekrar yapıyoruz. Bir daha müvekkillerimizin hiçbirine bu şekilde soru sormamanızı talep ediyoruz.

Avukat Öztürk Türkdoğan:

25 yıldır avukatlık yapıyorum, hiçbir zaman kolluk kuvvetlerinin avukat sıralarında oturduğunu görmedim. İlk duruşmada buna itiraz ettik ama görmezden gelindi.

İddianame ve ekindeki belgelerin tamamının, Türkiye'deki en hızlı okuyan kişi bile okusa 7 günde kabul edilmesi mümkün değil. İddianameye bakıyorum ve müvekkilimin 30 farklı suç tipiyle yargılandığını görüyorum ama bu suçları işlediğine dair delil yok. Sanıklar HDP MYK Üyesi olma vasfını taşıdıkları için yargılanıyorlar. Çünkü sorulan sorulardan anladığımız kadarıyla Türkiye’nin 3’üncü büyük siyasi partisinin yürütme kurulunda bulunmak suçlama konusu yapılabiliyor. Demirtaş’la ilgili AİHM Büyük Daire Kararı sadece Demirtaş'ı ilgilendirmiyor. O karar Türkiye’nin halini özetleyen bir karar. Özellikle Kürt muhalif siyasetçilere yapılan muameleyi ortaya koyan bir karar.

Bu ülkede sıkı yönetim dönemlerini, çete, JİTEM, 28 Şubat davalarını gördük. FETÖ’nün yargıda ne kadar etkili olduğunu da gördük ve onları çok uyardık. Hepimiz için önemli olan hukukun evrensel ilkeleridir. Ama aynı hataları Türkiye tekrar tekrar yapmaya devam ediyor. Suç tarihi itibariyle toplamış olduğunuz bir deliliniz var mı emniyet araştırma tutanakları dışında, yok. Savcılık toplaya toplaya ANF sitesinden toplamış. Bu aslında bir Google davası. 

AKP iktidardı ve barış sürecini başaramadı, bunun faturası HDP’ye kesilemez. Yapılmak istenen bu. Ceza hukukunda bunun yeri yoktur, sadece siyasi mecrada bunun karşılığı vardır. Açılan davaların hikayesi budur. Ama bu yapılmaz. Devletin kurumları buna alet olmamalıdır. Adalet tam da burada lazım ve devreye girecek. Türkiye'nin en temel sorununu çözemediniz diye faturayı bir tarafa kesemezsiniz.

Duruşma yarın sabah devam edecek.

25 Ekim 2021