Newala Qesaba’nın yapılaşmaya açılmasının durdurulması ve geçmişle yüzleşme

Grup Başkanvekillerimiz Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, Siirt’te yüzlerce naaşın bulunduğu Kasaplar Deresi olarak bilinen Newala Qesaba’nın yapılaşmaya açılmasının etkisinin araştırılması, bölgede yapılaşma çalışmalarının durdurulması için gerekli tedbirlerin alınması ve geçmişle yüzleşmenin sağlanmasına katkı sunacak çalışmaların belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi.

TBMM Başkanlığına verilen önergede şu ifadeler yer aldı:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Siirt’te yüzlerce naaşın bulunduğu Kasaplar Deresi olarak bilinen Newala Qesaba’ya yapılan ve yapılması planlanan bina ve konutların; ölünün manevi şahsına yönelik saygısızlık kapsamında olduğu ve dahi bunun bir suç teşkil ettiği bilinmektedir. Bölgenin yapılaşmaya açılması ölülerin yakınların açısından da bir travma nedeni olup halklar arasındaki kırılmayı derinleştirici etkisinin araştırılması, bölgede yapılaşma çalışmalarının durdurulması için gerekli tedbirlerin alınması ve geçmişle yüzleşmenin sağlanmasına katkı sunacak çalışmaların belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98. ve İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.

GEREKÇE

Newala Qesaba (Kasaplar Deresi) ölülere yönelik hakaretin, saygısızlığın ve şiddetin simgesi olmuş, yurttaşlara yönelik işlenmiş ve karanlıkta bırakılmış suçlarla cisimleşmiş bir mekân olarak Türkiye kamuoyunda yer edinmiştir. 1989 yılında gazeteci Günay Aslan'ın Siirt’te yaptığı araştırmalar sonucu Newala Qesaba’da bir toplu mezarın olduğu ortaya çıkmıştır. Buraya 1915’te öldürülen Ermeniler ile 90’lar öncesi ve sonrası çatışmalarda, zorla kaybetmelerde, işkencelerde öldürülen Kürtlere ait 300 civarı cenazenin atıldığı tahmin edilmektedir.

Bu dönem yapılan araştırmalar, yerinde yapılan incelemeler, tanıkların anlatıları ve dönemin Siirt Valisi ile kaymakamın beyanlarına göre devlet yetkililerinin buradaki hakikati açıktan bildikleri kaydedilmiştir. 22 Nisan 1989 günü Newala Qesaba’da ilk kez kazı yapılmış ve birkaç saat içinde 8 kişinin kemiklerine ulaşılmıştır. Kazı çalışmaları, aynı gün Siirt valiliği talimatıyla durdurulmuştur. O tarihten beri derede çalışma yapılmamıştır. Çıkarılan 8 cenazenin akıbeti ise hala aydınlatılmış değildir.

Son yıllarda sürekli bir biçimde buranın bir toplu mezar olduğu gerçeğinin üzeri kapatılmak istenmektedir. Bu sebeple de buraya polis akademisi, duble yol çalışmaları ve özel okul yapılmak istenmiş, ancak kamuoyunun tepkileri üzerine çalışmalar durdurulmuştu. Ancak yüzlerce ölünün defnedilmeden atıldığı ve üzerine çöplerin boşaltıldığı dere, zamanla yapılaşmaya açılmıştır. Buraya ilkin duble yol yapılmış; sonrasında düğün salonu için imar izni verilmiş ve toplu mezarların bulunduğu tahmin edilen alanda Polis Akademisi kurulmuştur.

Kefensiz yüzlerce kişinin gömülü olduğu alanda şimdi de bina ve villalar yapılmak istenmektedir. Bu amaçla yeni proje için derenin girişine, projenin detaylarını içeren tabela asılmıştır. War Yapı adlı şirketin yapımını üstlendiği proje kapsamında, onlarca villa, 8 katlı binalar ve yüzme havuzunun yapımı hedeflenmektedir. Bina ve villaların yapılacağı alana ayrıca satış ofisi kurulmuş ve ofisin çevresi demir bariyerlerle çevrelenmiş ve inşaat çalışmaları başlamış durumdadır.

Newala Qesaba'da işlenen suç ayyuka çıkmış herkesin bildiği bir hakikattir. Burada işlenen suçlar insan hakları örgütleri ve gazeteciler tarafından yüzlerce ailenin tanıklığı ve 8 cenazenin bulunması gibi somut delillerle kayıt altına alınmıştır. Burada işlenen suçlarla devlet yüzleşmeli bunlar derhal açığa çıkarılmalıdır. Adli tıp uzmanları ve antropologlar tarafından burada bilimsel yöntemlerle incelemeler ve kazı çalışmaları yapılarak buradaki cenazeler çıkarılmalıdır. Burada defnedildiği bilinen kişilerin ailelerinin kan örnekleri alınmalı ve bulunan cenazelerin DNA testleri yapılmalıdır. Eşleşen örnekler ailelerine teslim edilmelidir. Yine DNA testi eşleşmeyen kişilerin hatırasına saygı gereği ile bu suçların bir kez daha işlenmemesi için burası bir mezarlık ve hafıza mekânı haline getirilmelidir.

Bölgede pek çok yurttaş, yakınlarının kemiklerine ulaşmak ve hakkıyla yasını tutmak için mücadele etmektedirler. Aileler Newala Qesaba bölgesinde kazı yapılarak DNA testleri yapılmasını, her bir naaşın mezarına kavuşmasını istemektedir. Bu son derece insani bir taleptir. Ailelerin, yas süreçlerini tamamına erdirmek ve ölülerinin huzur bulması, bu nedenle de yakınlarının bir mezara kavuşması yönündeki talepleri bugüne değin değerlendirilmemiştir. Oysa mezarlıkların korunması iç hukukta olduğu kadar uluslararası hukukta da tartışmasız kabul gören bir olgudur. Kaldı ki mezarlıklar tüm inançlar bazında kutsal mekânlardır ve ibadethanelerle benzer statüde tutulmaktadırlar. Bir kişinin hayatı süresince, kendi ölümü sonrasında gelecekte cesedinin akıbetini belirlemek ve yetkisiz müdahalelerin engellemesini isteme hakkına sahip olduğu gerçeği ise göz ardı edilmemelidir. Nitekim bu nedenledir ki ölüm sonrası kişilik haklarının korunması gerekliliği ceza hukukunda da düzenlenmiştir. Ceza kanununda düzenlenen kişinin hatırasına hakaret suçunda, korunan hukuki değer, ölenin kişilik haklarıdır.
İzah etmiş olduğumuz hususlar bağlamında; Newala Qesaba’da yapılması planlanan bina yapımlarının durdurulması, cenazelerin mezara kavuşmalarının, faillerin bulunarak yargılanmalarının ve geçmişle yüzleşmenin sağlanması, ölü yakınlarından özür dilenmesine dair müesseselerin oluşturulması için hazırlıklar yapılması maksadıyla Meclis Araştırması açılmasını talep ediyoruz.

19 Nisan 2022