
Hakkari Milletvekilimiz Nihat Akdoğan, Mecliste devam eden bütçe görüşmelerinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bütçesi üzerine söz aldı. Akdoğan, şöyle konuştu:
Bölgemizin temel geçim kaynakları olan tarım ve hayvancılık, AKP döneminde can çekişiyor. Tarım ve hayvancılıkta daha önce kendi kendine yeten bir ülkeyken, bugün et ithal eden, bunun yanında bir de saman ithal eden bir duruma geldik. Son 27 yılda yasaklarla birlikte bölgemizde mera hayvancılığı bitme noktasına getirildi. Hayvanlarını yaylalara çıkaran vatandaş hem yüksek verim alıyordu, ayrıca ülke ekonomisine ve kendi bütçelerine daha çok değer katıyordu, daha sağlıklı ürünler elde ediyordu. Diğer yandan, mera hayvancılığı aynı zamanda hayvanları birçok hastalığa karşı da koruyordu. Şimdi yayla yasaklamalarının yarısından fazlası sizin döneminize denk düşüyor. Bu konuda hiçbir adım atmadınız. Hani reklam vardı ya, güleç yüzlü köylü reklamı: "OHAL kalktı, baskılar bitti, köyümde özgürce yaşıyorum. Onlar konuşur AKP yapar." Bırakın o köylünün yüzünü somurtmayı, bütün halkı kırdınız, üzdünüz, kutuplaştırdınız.
"Büyüdükçe büyüyoruz" diyorlar; bakın nasıl büyüyoruz
"Büyüdükçe büyüyoruz" diyorlar. Bakın nasıl büyüyoruz: Bugün bütçemiz tam 47 milyar yani katrilyon açık veriyor. Bu bütçeyle büyüyoruz. Diğer yandan, dünyanın en büyük 16'ncı ekonomisi olduk. Bu bütçe zamlarıyla, Hükümet’in vergileriyle büyüdük. Dünyanın en büyük ordusu, polisi, jandarması bizde; böylece büyüyoruz. İçinde adalet olmayan en büyük adalet saraylarını yaptık. Yargısız infazlarda, cezaevi yapmada büyüdük, operasyon sayılarında büyüdük. Ampullü bir parti sayesinde hormonla, vitaminle, haplarla, sanal reklamlara büyüdük. Cari açıkta, dış borçta, ithalatta, sıcak parada, yolsuzlukta, işsizlikte, enflasyonda, özelleştirmede, devlet arazilerinin yap-işlet-devretle kiralanmasında, satışta, istatistikte, rakamlarla büyüdük. Zamda, zulümde, korku imparatorluğunda, işkencede, tutuklamalarda büyüdük. Düşünce özgürlüğünde, örgütlemede, toplantı ve gösteride, basın açıklamasında, din ve vicdan hürriyetinde, sendikal haklarda tersinden büyüdük. Aslolan büyümektir, sihirli kelimelerle büyüdük. Kardeşi kardeşe vurarak, komşu komşuya çatarak, dünyaya nara atarak büyüyoruz. Kadına yönelik şiddete ve kadın cinayetlerinde, cezaevlerinde insan hakları ihlallerinde, hukuk ihlallerinde büyüyoruz. Şiddet toplumunda, karakolda, dayakta, F tipinde, enkazda, çadır yangınlarında, çırpılıklarda, feryatlarda, isyanlarda büyüdük. Bir avuç zengin, bir avuç holding, siyasetçi, bürokrat, iş birlikçi, zorba, dikta köle sahibi oldu, büyüdük. Kim tutar bizi? Seçim, sandık sandık, hazine yardımlarıyla, barajlarla, siyasi muhalifleri tutuklayarak büyüyoruz. Kenan Evren de kendi anayasasını kabul ettirebilmek için yüzde 93'leri bekledi. AKP iktidarı da 2023'lere, 2053'lere, 2071'lere, ihale bizim, iktidar bizim, tek parti, tek adam, tekçi zihniyetle, sultan olur, büyüyoruz demektedir.
Kadına karşı ayrımcılıkta, KPSS sınavında torpilde, rüşvette, şikede büyüyoruz. Primde, ihalede, işkencecileri, faili meçhullerin zanlılarını korumada ve kollamada büyüyoruz. Doğal gaza, benzine, mazota, elektriğe, kredi faizlerine zamda büyüyoruz. ÖTV'de, KDV'de, damga vergisinde, harçta, icra dosyalarında, iflaslarda, kapanan şirketlerde, karşılıksız çekte, davalarda, mahkemelerde büyüyoruz. Makam araçlarında, resmî zevatı karşılamada, koruma ordularında, yağda, yağcılıkta, kul olmada, rüşvette, adam kayırmada, partizanca kadrolaşmada, muhalifleri sürmede, fişlemede, dışlamada büyüdük. Din kardeşliğinde Müslüman kardeşlerle, çağdaş toplumda cemaatlerle, fetvalarla, BOP'ta Jandarma olduk. Füze kalkanları, NATO rampaları, krizi, cilvesiyle, bağımlılıkta, piyon olmada, ellerin elinde oyuncak olmada büyüdük. Kuzu gibisiniz… Sayenizde gelir adaletsizliğinde ve dolaylı vergi zammında, zamlarda zulümlerle büyüyoruz. Dizilerle uyutulduk, milliyetçi nutuklarla uyutulduk. Asgari ücrette, maaşta, alım değerinizde, paramızda pulumuzda, tohumda, toprakta, bakkalda, pazarda milyonlar yoksullaştı, bir avuç azınlık büyüdük.
Çetelerde, mafyalarda, darbecilerde, talanda, vurgunda, soygunda büyüdük. Silah alımlarında, askerî harcamalarda büyüdük. Eğitimde, sağlıkta, sosyal politikalarda, hakta, hukukta küçülerek büyüdük. Özelleştirmede, madenlerde, ruhsatlarda, enerjide, doğayı, tarihi, kültürü katlederek büyüdük. HES'lerde, termikte, nükleer enerjide, memleketin limanlarını, kara yollarını, denizlerini, kıyılarını, dağlarını, ovalarını yabancılara peşkeş çekerek büyüdük.
Despot, zorba liderler bir bir tarih olurken bizde ise zorbalık hükümran oldu
Faşizme ve şovenizme karşı omuz omuza duramazsak, kardeşliği, barışı, insan haklarını, hukuku, demokrasiyi savunamazsak vahşi kâr hırsında açgözlüler büyür. Memleket uçuruma doğru yuvarlanmışken pembe tablolar çizdik. Arap Baharında Türkiye kuşa döndü. Despot, zorba liderler bir bir tarih olurken bizde ise zorbalık hükümran oldu.
Tek kişinin bütçesine "Hayır" diyoruz
Bu bütçeye niye "Hayır" diyoruz? Bu bütçe, eğitime, sağlığa, sosyal politikalara, tarıma, hayvancılığa gerekli hassasiyeti vermediğinden dolayı "Hayır" diyoruz. Hakka, hukuka, özgürlüklere gereken önemi vermediği için "Hayır" diyoruz. Bu bütçe, bir savaş ve rant bütçesidir, vatandaşımızın derdine derman olan bir bütçe değildir. Bölgeler arasında ekonomik gelişim farkını ortadan kaldırmadığı için biz, buna "Hayır" diyoruz. Komisyonlarda virgülüne dahi dokunulmasına izin verilmeyen; dolayısıyla, tek kişinin bütçesine "Hayır" diyoruz.
Eti neden sadece 2 firmaya veriyorsunuz
Sayın Bakan, geçenlerde Hakkâri'ye gitmişti. Esnafı ziyaret ederken, oradaki kasaplardan bir tanesi diyor ki: "Sayın Bakan, niye eti siz iki tane firmaya veriyorsunuz?" A101 ve BİM bölgede bir anda mantar gibi türedi. Buna vermenin sebebi nedir? Hakkâri'de toplamda bu işi yapan insan sayısı 40'tır. Buradaki tekelleşmeye niye izin veriyorsunuz? Zaten bölgede tarım ve hayvancılık bitirilmiş. Bölgede yeni bitmeye başlayan bu firmalar eliyle değil halkın tümüne, oradaki 40 esnafın 40'ına da bunu paylaştırsanız ya da daha önce birçok ilde karşılaştığımız şekilde birkaç tane ofisini açsanız daha iyi olmaz mı? Yoksa burada da saraydan size karşı bir talimat mı gelmiştir?
BİM ile A101'in açılmasından sonra esnaf dükkan kapatmak zorunda kaldı
Mesele sadece oradaki 40 kasap değil. Şimdi, bu BİM ile A101'in açılmasından sonra orada, Hakkâri'de yüzlerce esnafımız dükkânını kapatmak zorunda kaldı. Şimdi, siz devlet olarak oradaki 6 noktaya eti verdiğinizde oradaki vatandaş, oradaki esnaf kendi müşterisini de kaybediyor. Devlet oradaki imkânlarıyla sadece 2 firmayı değil, halkını da düşünmeli; oradaki esnafın da mağdur olmasına sebep olacak bir girişimin içerisinde olmamalı, devlet aklı buna ihtiyaç da duymamalı.
19 Aralık 2017