
Diyarbakır Milletvekilimiz Nimetullah Erdoğmuş, 2017 yılı bütçe görüşmelerinin bugünkü oturumunda konuştu. Sözlerine Eş Genel Başkanlarımız ve milletvekillerimizin ellerinde barış güvercini ile parlamentoya gelmesi temennisinde bulunarak başlayan Erdoğmuş, şu ifadeleri kullandı:
Şu anda içeride bulunan arkadaşlarımız inşallah yakın zamanda çıkacak ve ellerinde de barış güvercininin bize sunduğu, takdim ettiği zeytin dalıyla bu Meclise yeniden teşrif edecek, her bir arkadaşımıza da o zeytin dalını, barış ümidini ifade ederek takdim edecekler.
Medine’de savaş haram kılınmıştır
Diyanetten gelen hocalarımın da çok iyi bildiği Medine Sözleşmesi, “Medine Vesikası” olarak bilinen hâlen mevcut olan bir belge var. O belgenin ilk maddesinin ilk cümlesi kimlikleri tanımakla ilgilidir. Oradaki inanç gruplarını, Yahudileri, diğer kabileleri inançlarıyla birlikte zikrederek orada o eşitliği belgeleyen o sahife var şu anda elimizde. Bununla ilgili bir tutum ve davranışınız var mı? Maalesef, bunu da söyleyemeyiz. Önümüzdeki dönemde Diyanet İşleri Başkanlığının bu Kutlu Doğum Haftası’yla ilgili her yıl temasını yenileyerek sürdürdüğü faaliyetler var. Ben sunuyorum kendilerine, teklif ediyorum: Bu yılki temanız o sahife olsun, o sahifenin maddeleri olsun. Bakınız, orada kimlikler nasıl tanınmış ve Medine’de savaş nasıl da haram kılınmış; onu hiç olmazsa toplumumuzla sizin aracılığınızla paylaşmış olalım.
Korku duvarları örülüyor
Bugün biz Suriye ile Türkiye arasında şu anda örülen duvardan bahsetmiyoruz. Biz bugün bölgemizde sadece valilikler, kaymakamlıklar etrafında örülmüş güvenlik duvarlarından bahsetmiyoruz. Bu son zamanlarda ilave edilen, kayyum ataması sonucunda belediyelere uygulanan o güvenlik duvarından da bahsetmiyoruz. Çünkü biliyoruz ki her duvar örücü bir kaygıdan dolayı, tek kaygıdan dolayı o duvarı örer; onun adına “güvenlik” der ama aslında o bir korku duvarıdır. Ben bu duvarlardan da bu güvenlik duvarlarından da söz etmiyorum. Diyorum ki: Diyanet İşleri Başkanlığı çıksın “Şu anda gönüllerde örülmüş, beyinlerde örülmüş, kafalarda örülmüş bu duvarları nasıl aşarım, nasıl yıkarım? Bu insanların manevi bağlarını ben yeniden, evet, yeniden, yeniden nasıl tesis ederim” diye bir çaba içerisine girsin. Şu anda bulunduğumuz Mecliste, bakınız, görünmeyen demir parmaklıklar var ve yüzde 50’nin yüzde 50’ye düşman yapıldığı bir gerçek var.
35 yıl önceki Diyanet İşleri Başkanlığını arıyoruz
Son olarak değerli arkadaşlar, Diyanet İşleri Başkanlığı bu son darbe süreci, teşebbüs edilen ve başarılı olmayan darbe süreciyle ilgili kendi personelini ihraç etti. Teftiş Kurulu var, Teftiş Kuruluna hiç ihtiyaç duymadan bunu yaptı. Otuz beş yıl önce Kenan Evren anayasası oylanırken “hayır” veren bölgedeki görevlilerimiz bu zulme tabi tutulmadılar, yine Diyanet İşleri Başkanlığının Teftiş Kurulu teftiş neticesinde onların görev yerlerini değiştirdi. Ben, bugün sorumlu Sayın Hükümet sözcümüzden ve Diyanet İşleri Başkanlığımızdan şunu talep ediyorum: 35 yıl önceki Diyanet İşleri Başkanlığını arıyoruz.
6 Aralık 2016