
Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonumuz, 10 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamında Urfa’daydı. Eş Genel Başkan Yardımcımız Ümit Dede ve beraberindeki heyetimiz Urfa Adliyesi önünde 280 gündür Adalet Nöbeti tutan Emine Şenyaşar ve Ferit Şenyaşar'ı ziyaret etti.
Şenyaşar ailesinin avukatları dava sürecine ilişkin heyetimize bilgi verdi. Burada konuşan Ümit Dede, "HDP olarak Türkiye'de direnişin sembolü haline gelen Şenyaşar ailesini ziyaret ettik. Davanın başından beri takipçisiyiz. Aile büyük bir hukuksuzluğa maruz kaldı. Katliamdan sonra yaşananlar acıyı daha da artırdı. AKP ikili hukuk ile toplumu ayrıştırıyor. Bunun en önemli örneklerinden biri de Şenyaşar ailesi katliamına ilişkin davadır" dedi.
Şenyaşar ailesinin nöbeti bizim mücadele gerekçemizdir
Suruç Devlet Hastanesinde yaşanan katliama dair yürütülen soruşturmanın 3 yıl 5 aydır gizli yürütüldüğüne işaret eden Dede, "Hastanede yapılan katliama dair bir adım atılmadı, kimse yakalanmadı. Gizlilik kararı korunuyor. Babası ve kardeşleri saldırı altındayken saldırıyı bertaraf etmek amacıyla meşru müdafaa yapan Fadıl Şenyaşar ise cezalandırıldı. Bu topraklarda ailesi saldırı altındayken hangi birimiz geri durabiliriz? Ailenin adalet nöbeti bizler için bir mücadele gerekçesidir. Baskı ve zulüm karşısında direnme gücü göstermeleri bizim için onurdur. Önlerinde saygıyla eğiliyorum" şeklinde konuştu.
Ferit Şenyaşar, heyetimizin ziyaretinin kendilerine güç verdiğini belirtti. Anne Emine Şenyaşar ise görüntü alan polislere tepki göstererek, "Gidin katliam yapanların peşinde gezin, onları yakalayın" dedi.
Tecrit bütün ülkeye yayıldı
Şenyaşar ailesine yapılan ziyaretin ardından heyetimiz, uzun süredir ağır tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan’ın Amara'da (Ömerli) yaşayan ailesini ziyaret etti. Heyetimiz Amara’da Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ile görüştü. Dede Türkiye’de yaşanan hak ihlallerinin kaynağının İmralı’da sürdürülen tecrit olduğunu belirterek, “Sayın Abdullah Öcalan‘a uygulanan tecrit artık bütün topluma yayıldı. Bugün bütün ülke tecrit altındadır. Bunun hukuka aykırılığını tartışmak bile bir anlam ifade etmiyor. En insani haklardan bile yararlanamıyor. Bu hakları kullanamadığı için ne koşullarda kaldığına ilişkin bir bilgi alınamıyor. Bu, hukuki anlamda hukukun ortadan kalkması olarak ifade ediliyor. Bu sebeple sizi ziyaret etmek istedik” diye konuştu.
Bizlerin, bu ülkenin Öcalan’a ihtiyacı var
İmralı’da yaşatılanları hukukun en karanlık hali olarak tanımlayan Dede, “İmralı hukuksuzluğun üretildiği yerdir. İmralı sisteminin kendisi Türkiye’yi aşan bir siyasi sistem. Ülkenin içinde olduğu çözümsüzlük girdabının anahtarı İmralı’dadır. 22 yıldır aralıksız bir tecrit söz konusu. Tecrit hafifletildiğinde insanların nasıl huzura erdiğini gördük. Tecridin kırılması için hukuk örgütlerinin mücadelesi var. Avrupa Birliği Bakanlar Komitesi, Türkiye’ye bir adım atması için süre verdi. Biz hak savunucuları olarak bu mücadeleyi vermek zorundayız. Asıl bizim, bu ülkenin Sayın Öcalan’a ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
Ardından konuşan Mehmet Öcalan, “İnsan hakları haftasındayız ve kimse 8 aydır Öcalan'ın ağır tecrit altında tutulduğunu, İmralı’daki 4 tutuklunun durumunu sormuyor, konuşmuyor” eleştirisinde bulundu.
Öcalan: Cılız taleplerle tecrit sorunu çözülmez
Tecride karşı söz söylemeyen muhalefet partilerini de eleştiren Öcalan, “Muhalefet hiçbir zaman bunu dile getirmedi. Bu sorun sadece Kürtlerin sorunu değil bütün halkların sorunudur. Kürtler ile birlikte olduğunu söyleyenler bir gün de yanlışlıkla bile olsa bu tecridin nedenini sorsunlar. Yanlış yapıyorlar. Kürtlerin oylarına talip olanlar çözüm yolu İmralı'da. İmralı'da tutulan 4 kişi yaşıyor mu bilmiyoruz. HDP'den beklentimiz bu sorunu daha fazla gündemleştirmesi. Cılız bir sesle bu sorun çözülmez. İmralı kapısı açılırsa Kürt sorunu bir haftada çözülür” şeklinde konuştu.
13 Aralık 2021