Osman Baydemir: Demirtaşlar ve arkadaşları, ülkenin onurlu geleceğinde yer alacak


Urfa milletvekilimiz Osman Baydemir, Genel Kurul kürsüsüne, cezaevlerinde tutulan Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, Grup Başkanvekilimiz İdris Baluken ile milletvekillerimizin yer aldığı bir fotoğrafı koyarak yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Bu fotoğraf benim eserim değil, Hükümetin eseridir. Bu fotoğraf, cunta darbesi ile sivil zorba bir rejimin yapacağı darbenin aynı sonuçları doğuracağının ispatıdır. 

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunan üçüncü büyük partinin Eş Genel Başkanları şu anda cezaevinde. Milletin hür iradesiyle toplumun sözünü, talebini bu Meclis’te ifade etmekle yetkilendirilen 10 milletvekili, 10 milyonu bulan insanın iradesi yok sayılarak, talimatla cezaevine gönderildiler.

"Ülkenin geleceğinde zalimlerin yeri olmayacaktır"

Bugün bu ülke bu kadar büyük bir krizi, trajediyi, ölümü ve kan kaybını yaşıyorsa bu, her şeyden önce iktidarın korkusudur. Benim size bir tavsiyem, bir önerim var: Korkun. Gelin, beraber korkalım ama sadece ve sadece Allah'tan korkalım. Çünkü, bu iktidar baki bir iktidar değildir. Gün gelecek bu emaneti başkalarına devretmek durumunda kalacaksınız. İki yıl uzar, iki yıl kısalır ama emin olun Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın, Laz’ın, Çerkes’in, Sünni’nin, mütedeyyinin, inananın veya inanmayanın, tüm mazlum halkların bu ülkenin geleceğinde onurlu yerleri olacaktır. Leyla Zanalar, Hatip Dicleler, Orhan Doğanlar nasıl bugün bu ülkede onurlu bir yerdeyse, Selahattin Demirtaşlar ve arkadaşları da onurlu bir yerde olacaklardır. Ama zalimlerin bu ülkenin geleceğinde yeri olmayacaktır. Bundan hiçbirinizin şüphesi olmasın.

"HDP'lilerin tutukluluğunu yargının bağımsızlığına bağlamak akıl ve vicdan kabızlığı"

Milletvekillerimizin ve eşbaşkanlarımızın tutuklu olmasını yargının bağımsızlığına, yargının tarafsızlığına bağlamak ancak ve ancak akıl ve vicdan kabızlığıyla izah edilebilir. Cuntanın hakim olduğu dönemde bile, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde bile hakimlerin küçük de olsa bir hareket kabiliyeti vardı. Bugün bir hakim, bir savcı, bir mahkeme gösterin ki, iktidarın tutuklayın talimatını verdiği bir siyasetçiyi, bir gazeteciyi tutuklamasın.

Muhataplarınızla, rakiplerinizle hesaplaşacağınız yer adliye değildir, sandıktır. Sandıktan kaçanların adı, demokratik olarak korkaktır. Gelin korkularınızdan vazgeçin, arının. 

30 Kasım 2016