Özgür, demokratik ve sömürüsüz bir dünya yaratmak çocuklara karşı borcumuzdur

Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Şaziye Köse'nin açıklaması:

Kapitalizmin en vahşi sömürü uygulamalarından biri olan çocuk işçiliği, insanlık tarihinin en eski ve en büyük sorunlarının başında yer almaktadır. Çocuk işçiliği tüm dünya ülkelerinde farklı iş kollarında çocukların sadece emeğinin değil, bedeninin, zihninin ve ruhunun da sömürülmesine neden olmaktadır. Çalışmaya mecbur bırakılan çocukların, sosyal, ruhsal, fiziksel, eğitsel ve kültürel gelişimleri örselenmektedir. 

12 Haziran “Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü” olarak ilan edilmesine rağmen, dünya genelinde çocuk işçi sayısı 160 milyona ulaşmıştır. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayımlanan ortak raporda, neredeyse her 10 çocuktan birinin işçi olarak çalıştırılmaktadır. Tehlikeli işlerde çalışan 5 ila 17 yaş grubundaki çocukların sayısının 2016'dan bu yana 6,5 milyon artarak 79 milyona yükselmiştir. Pandemi koşullarında bile çocuk işçilerin emeği ve bedeni sömürülürken, derinleşen ekonomik sorunlar, okulların kapanmasıyla birlikte çocuk işçilerin çalışma saatlerini uzamış ya da uzatılmıştır. 

Türkiye’nin 1994 yılında onayladığı BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 2’inci Maddesi, AB’nin Genç İşçilerin Korunması Yönergesi, belli bir yaştan çocuk çocukların istihdam edilmemelerini yasaklamaktadır. Bu düzenlemelerle beraber 4857 sayılı İş Yasası’nın 71’inci maddesi de 15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılmasını yasaklamıştır. Ancak bu sözleşmelere ve yasal düzenlemelere rağmen Türkiye’de çocuk işçiliği sorunu ağırlaşarak devam etmektedir. Özellikle kayıtdışı çalıştırılmasından ötürü kesin bir veri bulunmasa da, Türkiye’de yaklaşık 2 milyon çocuk işçi bulunduğu belirtilmektedir. Sayısı belirsiz birçok çocuk mevsimlik tarım işçisi, kâğıt toplayıcısı, seyyar satıcı olarak çalışmaktadır. Madenler, küçük atölye ve işletmeler, tamirhaneler ve sokaklar çocukların emeğinin ve bedenin sömürüldüğü diğer alanlardır. Araştırmalar pandemide 400 bin çocuğun eğitim dışına düştüğü ve çeşitli işlerde çalıştığı, bu sayının 700 binlere ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Türkiye’de çocuk işçiliğinin artmasının en önemli sebepleri arasında ekonomik krizin getirdiği yoksulluk, işverenlerin ucuz işgücü ve kayıt dışı çalıştırmak üzere çocuk işçileri tercih etmesidir. Bununla beraber AKP-MHP iktidar blokunun savaş politikalarından ötürü, yıkılan köylerden ve şehirlerden metropollere göç etmek zorunda kalan Kürt ailelerinin çocukları da ailelerinin yaşadığı geçim sıkıntısını giderebilmek için tehlikeli ve ağır işlerde çalışmaktadır. Yine Suriye’de yaşanan savaştan ötürü Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan milyonlarca mülteci ailenin çocukları da güvencesiz, esnek ve çok düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır. 

Türkiye’yi karanlığa sürükleyen AKP, çocukların hayatlarını da karartmaya devam etmektedir. İktidar medyası atık kağıt işçiliği yapan çocukların görüntülerini “çocukların mutluluğu kamerada” şeklinde servis ederek bu karanlık tabloyu meşrulaştırmaya çalışmaktadır. 

Özgür, demokratik ve sömürüsüz bir ülke ve dünya yaratmak emeği ve bedeni sömürülen çocuklarımıza karşı borcumuzdur. 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü vesilesiyle büyük sermaye çarkları arasına sıkışan küçük bedenlerin özgürleştirmek için herkesi sorumluluk almaya ve çocuklarımızın eşit, adil, barış dolu bir dünyada yaşamasını sağlama mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz. 

Şaziye Köse

HDP Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı

12 Haziran 2021