Pandemi döneminde alınan borçlanma tedbirlerinin etkisinin araştırılmasına ilişkin önergemiz

Grup Başkanvekillerimiz Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç'un, Korona Virüs pandemisinin iktisadi etkileri kapsamında iktidar tarafından alınan borçlandırmaya dayalı tedbirlerin olumsuz etkilerinin araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla TBMM Başkanlığına verdiği araştırma önergesi:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

Koronavirüs pandemisinin iktisadi etkileri kapsamında iktidar tarafından alınan borçlandırmaya dayalı tedbirlerin olumsuz etkilerinin araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla Anayasa’nın 98 inci ve İçtüzüğün 104’üncü ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.

GEREKÇE

Koronavirüs salgını ile birlikte dünya devletleri işi, işçiyi ve işyerini korumak için geniş kapsamlı önlemler almış, yurttaşları hem sağlık hem de iktisadi ve sosyal açılardan güvenceye alan tedbirlere öncelik vermiştir. Türkiye’de AKP iktidarı ise işçiyi, emekçiyi salgına rağmen çalıştırmaya devam eden, yoksulları korumak yerine borçla teslim almaya yönelen, işyerini borçlandırarak geleceksizleştiren bir politika demetini hayata geçirmiştir. Dünyadaki örneklerde yüz milyarlarca dolar piyasaya sürülerek yurttaşlara ve esnafa karşılıksız destekler verilirken, AKP ise diğer devletlerin onda biri kadar bile olmayan tutarda finansal kaynak piyasaya sürmüş, destek yerine borç, güvence yerine geleceksizlik dayatmıştır.

Salgın durumunda piyasalar durmuş, çarklar işlememiş, yurttaşlar karantina altında iken AKP iktidarı ekonomi alanındaki hamlelerinde “yapılmaması gerekenleri” devreye koymuş, ülkeyi yönetemediğini bir kez daha kanıtlamıştır. Bunun neticesinde kamu, esnaf, yurttaş her düzeyde borçlanmıştır. Borç kapitalizminin tahayyüllerini dahi aşacak şekilde gerçekleşen iktidar pratiği Türkiye halklarının, ekonominin ve ticaretin geleceğini finans merkezlerinin ipoteğine bırakmıştır.

Mevcut durumda, 11 Mart 2020-1 Haziran 2020 arası pandemiden etkilenmeyen esnafların oranı sadece % 2,5’tur. 1 milyondan fazla işyeri pandemi boyunca iş göremez hale gelmiştir. Çalışanlarını çıkarmak zorunda kalan esnafın oranı % 75’e ulaşmıştır. Tahminlere göre 5 milyondan fazla yurttaş işini kaybetmiş durumdadır. Yani pandemi ile birlikte geniş işsiz sayısı 10 milyonu geçmiştir.

Pandemi nedeniyle işletmelerin daha çok borçlandığı ve Kredi Garanti Fonu kapsamında zaten borçlu olan işletmelere 107 milyardan daha fazla borç verildiği açıklanmış, 120 bin firmaya verilen bu kredilerin çok önemli bir bölümünün büyük ölçekli firmalara olduğu da bilinmektedir. Finansman tahsis edilen firmaların yüzde 96’sının KOBİ olduğu açıklanmışsa da, 107 milyarın ne kadarının KOBİ’lere verildiği açıklanmamıştır. Fakat pandemi tedbirleri kapsamında KOBİ’lerin daha fazla borçlandırıldığı açıktır. Krediler dışında birçok firmanın çek ve senet işlemlerinde sorun yaşayacağı bir dönemin içinden geçmekte olduğumuz da belirgin hale gelmiştir.

İktidar tarafından devreye konan ve KOBİ'leri geleceksizleştiren borçlandırma politikalarının yanı sıra sosyal yaşam destek, konut, tatil, ihtiyaç gibi kredilerle milyonlarca yurttaşın geleceği ipotek altına alınmaktadır. Söz konusu kredilerle iktidar, aşırı borçlandırma üzerinden yurttaşları geleceksizleştirmekte, diğer yandan ise yurttaşları borçlar karşısında çaresiz bırakmak suretiyle siyasi çıkar sağlamaya çalışmaktadır.

İşsizliğe çare bulamayan, işyerlerini güvencesiz bırakan ve yurttaşları geleceksizleştiren iktidar, siyasi çıkar odaklı düşündükçe kamu kaynaklarını da borçlanma cenderesinin içerisine atmaktadır. 2020 yılı içerisinde nisan ayı sonu itibariyle “genel bütçe finansmanı için” Hazine’nin net 120 milyar TL borçlandığı açıklanmıştır. Mayıs ayında ilave 20 milyar borçlanacağı ve Haziran-Ağustos döneminde de borçlanmanın 82 milyar olacağı kamuoyuna duyurulmuştur. Ocak-Nisan 2020 döneminde Hazine'nin net borçlanması, geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 119 artışla 56,1 milyar TL'den 123 milyar TL'ye yükselmiştir. 

Önümüzde duran bu felaket tablosunun mimarı olan AKP iktidarının koronavirüs salgını kapsamında aldığı tedbirlerin halka olumsuz yansımasını önlemek için “tedbirlere tedbir almak” denilebilecek adımları TBMM atmalıdır.

Bu kapsamda, ekonomik buhrana ve AKP’nin olumsuz sonuçlanacak tedbirlerine karşı alınacak tedbirler krediler ile değil, karşılıksız desteklerle sağlanmalı, işsizliği arttırmak yerine istihdamı öncelemelidir. Ömrünü borç ödeme güvencesizliği içinde yaşayan değil, aksine, güvenceli ve sağlıklı şekilde yaşayan yurttaş yaşamları var edilmelidir.

Bunlar ve benzeri adımlar atılmadığı her gün, ne yazık ki, Türkiye ekonomisi ve toplum daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalmaktadır. Önümüzdeki süreçte, her aşamada güvenceyi esas alan önlemler devreye sokulmadıkça, tahmin edilebilecek en olumsuz senaryolarla karşılaşılması kaçınılmazdır.

Bu kapsamda, TBMM, iktidarın ekonomik yaşamı yanlış yönettiğinin farkında olarak,  başta borç sorunu olmak üzere her alanda güvenceli yaşamı sağlayacak adımları ivedilikle atmalıdır. Bu adımların ilk aşamalarından biri olarak Koronavirüs pandemisinin iktisadi etkileri kapsamında iktidar tarafından alınan borçlandırmaya dayalı tedbirlerin etkilerinin araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması için Meclis Araştırması açılması TBMM’nin tarihi sorumluluğudur.

10 Haziran 2020