Pandemi sürecinde kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddette artışa ilişkin soru ve araştırma önergemiz

Grup Başkanvekilimiz Meral Danış Beştaş, pandemi sürecinde hukuki başvuru mekanizmalarının çalışmaması ve yeni infaz düzenlemesi ile gerçekleşen tahliyeler sonucu kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerindeki artışı TBMM gündemine taşıdı.

Araştırma önergesi:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri ülke gündeminin en önemli meselelerinden birisi olup pandemi sürecinde hukuki başvuru mekanizmalarının uygulanmaması ve yeni infaz düzenlemesinin hayata geçmesi sonucu gerçekleşen tahliyeler, mağduriyetleri katlamıştır. Bu bahisle pandemi sürecinde başvuru mekanizmalarının işletilmemesinden kaynaklı olan ve infaz yasasının getirdiği tahliyelerin artırdığı kadın cinayetlerinin ve şiddet verilerinin tespiti, incelenmesi, sebep ve sonuçlarının araştırılması ile alınacak tedbirlerin acilen belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98 inci İçtüzüğün 104 üncü ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.

GEREKÇE

Kadına yönelik şiddet vakaları ne yazık ki ülkenin temel gündemlerinin başında gelmektedir. Bu gündem, pandemi sürecinde çeşitli başvuru ve yargı mekanizmalarının işletilmemesinden kaynaklı olarak daha da vahim bir noktaya gelirken, yeni infaz yasasının yarattığı tahliyeler şiddeti artıran önemli bir unsura dönüşmüştür.

Kamuoyuna yansıyan verilere göre yeni infaz düzenlemesinin Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından 15 Nisan – 5 Mayıs dönemini kapsayan 20 günlük dönemde Alo 183 hattına 2 bin 506 başvuru yapılmıştır. Bu veri aynı zamanda kadına şiddet faillerinin tahliye edilmesinin yarattığı sakıncayı da gözler önüne sermektedir. Pandemi ilanının ardında yurttaşların evlerinde kalmasına yönelik tedbirlerin kadınları olumsuz etkilediği bilinmektedir. Kadınların maruz kaldıkları şiddete yönelik başvuru mekanizmalarının işletilmesi yönündeki yaygın talep iktidar tarafından karşılanmadığı gibi şiddet faillerinin tahliye edilerek yeniden şiddet uyguladıkları evlerine dönmelerine ilişkin süreç kadın cinayetlerindeki artışın birincil sebebi, tüm çağrılara rağmen önlem almayan idare ise cinayetlerin birincil sorumlusu konumundadır.

Kadın cinayetlerinin artmasına dair toplumda oluşan kaygıya karşılık İçişleri Bakanlığı bir takım verileri kamuoyu ile paylaşmıştır. Bakanlıktan yapılan açıklamada; yılın 4 aylık döneminde meydana gelen kadın cinayetlerinin, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 düştüğü, Türkiye'de ilk Kovid-19 vakasının görülmeye başlandığı 11 Mart'tan önceki ve sonraki 70 günlük dönem kıyaslandığında ise polis/jandarma sorumluluk bölgesinde meydana gelen aile içi ve kadına yönelik şiddet olay sayısında yüzde 7'lik, hayatını kaybeden kadın sayısında yüzde 31'lik azalma görüldüğü belirtilmiştir. Söz konusu düşüş verilerinin, kadınların 183 hattına ulaşamaması, HSK tarafından yapılan  6284 No’ lu yasanın bu dönemde askıya alınabileceğine dair açıklama gibi kadınların yöneldiği en etkin başvuru mekanizmalarının işletilmemesinin verilere yansıması dikkate değerdir. Esasen bakanlık tarafından yapılan açıklamada yer alan düşüşe dair veriler; kadınların etkin başvuru mekanizmalarını kullanamamalarının bir neticesidir. Yani bu veriler, erkek şiddetindeki azalmanın değil, devletin gerekli mekanizmaları işletmemesin bir sonucudur. Evde yahut kapalı mekanlarda kalmanın etkisi olarak, şiddet uygulayanla şiddete maruz kalanların aynı mekanda kalma zorunluluğu şiddeti artırırken, kadınların şikayet mekanizmalarına erişimini de engellemektedir. Bu nedenle ev içi şiddet artarken, bunun kayıt altına alınamaması, şiddetle mücadele yöntemlerini sınırlamaktadır.

İhlallerin giderilmesi için;  pandemi döneminde ekonomik ve sosyal açıdan kadınların güçlendirilmesi, işlerinden edilmiş kadınların iş güvencelerinin sağlanması, kadınların ev içi şiddete uğramalarını engelleyici tedbirler alınarak başvuru mekanizmalarının çoğaltılması, yapılan başvurulara ilişkin gerekli koruma tedbirlerinin alınması, şiddet uygulama riski bulunan kişilerin uzaklaştırılması, şiddet uygulayan hakkında gerekli cezai işlemin uygulanması, faille mağdurun aynı mekanda bulundurulmaması, İstanbul Sözleşmesinin uygulanması, 6284 Sayılı yasanın uygulanması, sığınma evlerine yapılan başvuruların kabul edilmesi, adliye ve kolluğun şiddet başvurularında tam zamanlı ve etkin çalışma yürütmesi şeklindeki talepler sürekli surette dile getirilmiş olmasına karşın ilgili bakanlıklar gerekli önlemleri almamıştır. Dahası şiddet faillerinin tahliyeleri sağlanarak adeta şiddet meşrulaştırılmıştır. Tüm bunlar erkek şiddetini artırırken, bir de verilerin sağlam tutulmaması, topluma sanki şiddet verilerinde azalma yaşanıyormuş izlenimi verilmesi ne yazık ki tehlikeyi büyütmektedir. Her gün onlarca kadın erkek şiddetinin mağduru olarak sokak ortasında can verirken; ne yargı, ne iktidar gereğini yapmamakta direnmektedir. Üstelik yargı mercilerinin ve hükümetin yaklaşımı ile bu olgular meşru kılınmaktadır.

Erkek şiddetinin vardığı boyutlara ilişkin çeşitli kadın örgütleri ile sivil oluşumların yaptıkları araştırmalar neticesinde elde edilen bulgular meselenin dikkatlice ve acil bir biçimde çözüme kavuşması gerekliliğini sürekli hatırlatmaktadır. Mevcut iktidarın, iktidarda olduğu dönem boyunca erkek şiddeti vakalarındaki artışın nedenleri araştırılmak yerine konunun manipüle edilmesi yahut gizlenmesi ile sorumluluk alınmaması ise meselenin tartışılması gereken bir diğer boyutudur.

Bu bahisle meclis bünyesinde infaz yasasının şiddetin artmasına dair etkileri ve pandemi sürecinde alınmayan önlemlerin belirlenmesi ve acil önlemlerin tespiti için bir araştırma komisyonu teşkil edilmelidir.

Soru önergesi:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI'NA

Aşağıdaki sorularımın, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Zehra ZÜMRÜT SELÇUK tarafından Anayasa'nın 98 inci ve TBMM İçtüzüğü 'nün 96 ile 99 uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 

Kadına yönelik erkek şiddeti ve artan kadın cinayetleri neredeyse her gün bir yerlerde cana mal olmaktadır. Kamuoyuna yansıyan verilere göre yeni infaz düzenlemesinin Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından 15 Nisan - 5 Mayıs dönemini kapsayan 20 günlük dönemde Alo 183 hattına 2 bin 506 başvuru yapılmıştır. Bu veri aynı zamanda kadına şiddet faillerinin tahliye edilmesinin yarattığı sakıncayı da gözler önüne sermektedir. Pandemi ilanının ardında yurttaşların evlerinde kalmasına yönelik tedbirlerin kadınları olumsuz etkilediği bilinmektedir. Kadınların maruz kaldıkları şiddete yönelik başvuru mekanizmalarının işletilmesi yönündeki yaygın talep iktidar tarafından karşılanmadığı gibi şiddet faillerinin tahliye edilerek yeniden şiddet uyguladıkları evlerine dönmelerine ilişkin süreç kadın cinayetlerindeki artışın birincil sebebi, tüm çağrılara rağmen önlem almayan idare ise cinayetlerin birincil sorumlusu konumundadır. Bu aynı zamanda Türkiye'nin tarafı olduğu İstanbul Sözleşmesine de aykırılık içermekte, Türkiye'nin kadına yönelik şiddet vakalarında mevcut hukuki yaptırımları uygulamak yerine şiddetin faillerini koruyucu yaklaşımını da ilan etmektedir.

Bu bağlamda;
1- 7242 Sayılı yasa kapsamında tahliye edilenlerin kaçı şiddet failidir?
2- Halihazırda 183 hattına yapılan şiddet başvurularından kaçı, cezaevinden tahliye edilenlerin faili olduğu hadiselerdir?
3- 13 Mart 2020 tarihinden bu yana kaç kadına şiddet vakası gerçekleşmiş, şiddet faillerinin kaçı hakkında hukuki işlem başlatılmıştır?
4- 13 Mart 2020 tarihinden bu yana kaç kadın öldürülmüştür? Kadın cinayetlerini faillerinden kaçı infaz yasası kapsamında cezaevinden tahliye edilenlerdendir?
5- Pandemi kapsamında alınan önlemler arasında neden şiddet mağduru kadınlara yönelik önlemler bulunmamaktadır?
6- Neden pandemi döneminde kadınların ekonomik ve sosyal açıdan güçlendirilmesine yönelik çalışmalar yapılmadı?
7- Neden pandemi döneminde işlerinden edilen kadınların iş güvencelerini sağlayıcı tedbirler alınmadı?
8- Neden pandemi döneminde kadınların ev içi şiddete uğramalarını engelleyici tedbirler alınarak başvuru mekanizmaları çoğaltılmadı?
9- Neden pandemi döneminde şiddet uygulama riski bulunanlar için uzaklaştırma tedbirleri uygulanmadı?
10- Neden şiddet uygulayanlar hakkında gerekli cezai yaptırımlar uygulanmadı_
11- Neden faille mağdurun aynı mekanda bulundurulmamasına yönelik tedbirler alınmadı?
12- 6284 Sayılı yasanın uygulanması, sığınma evlerine yapılan başvuruların kabul edilmesi, adliye ve kolluğun şiddet başvurularında tam zamanlı ve etkin çalışma yürütmesi şeklindeki talepler neden Bakanlığınızca değerlendirilmedi ve gerekli çalışmalar yürütülmedi?
13- İstanbul Sözleşmesi'nin gerekleri neden yerine getirilmemektedir? Türkiye bu sözleşmeye ev sahipliği yapmış olmanın dışında neden meselenin çözümü noktasında hiçbir faaliyet yürütmemektedir? İstanbul Sözleşmesi'nin gerekleri yerine getirilecek midir? Bu hususta yasal düzenleme yapılması yahut yasa hükümlerinin uygulanmasındaki eksikliklerin giderilmesi yönünde bir çalışma yürütülecek midir?
14- Pandemi sürecinde artan şiddet ve cinayetlerin engellenmesi için tedbirler alınacak ve gerekli çalışmalar yürütülecek midir?

29 Mayıs 2020