
Ülke, Anayasa’nın 7 ve 121’inci maddeleri açıkça çiğnenerek ve Meclis devre dışı bırakılarak KHK’lerle yönetiliyor. Son KHK’ler ile bir kez daha görüldüğü gibi, OHAL sistemi devlet içinde paralel bir yapılanmayı olağanlaştırıyor. Paralel Meclis’in yanısıra paralel Hazine faaliyeti de hazırlanıyor.
Deprem riskini fırsata çevirerek Gemlik’in taşınması; taşeron işçilere kadronun hak mağduriyetlerini sonlandırmadan veriliyor olması; savunma alanında yeni bir KİT’in kurulması; Vakıfbank’ın hisse yapısının değiştirilmesi ve Hazine’nin bankaya özel devlet iç borçlanma senedi ve kira sertifikası veriyor olması; Varlık Fonu’nun daha fazla borçlanmasının önünün açılması başta olmak üzere yapılan düzenlemelerle paralel bir hazine kuruluyor. Bunun da ötesinde, bazı bütçe işlemleri bütçe dışına taşınıyor, kamu borçlanma limiti de bir kez daha deliniyor.
Savunma sanayinin Cumhurbaşkanı’na bağlanması, bu alandaki yatırım ve strateji kararlarının tek kişinin inisiyatifine geçmesi, anonim şirket yönetim mantığını devlet yönetimine taşımakta beis görmeyen bir iradenin karar verici olması kabul edilemez. Halkın vergileriyle oluşan, bütçe denetimi dışında tutulan ve sonlanması gereken bir yapı şimdi çok daha riskli bir yönetim biçimine geçiyor.
Askeri fabrikaların tek çatı altında toplanıp yeni bir KİT olan ASFAT’ın kurulması kamusal ve toplumsal bir gereksinimden değil, iktidarın savaşı verimli bir sektör görmesinden kaynaklanıyor. Bu KİT’in döner sermaye kaynakları yetersiz kalırsa, ki şüphesiz kalacak, Milli Savunma Bakanlığı bütçesinden kaynak ihtiyacının karşılanması KHK ile getiriliyor ve bütçe de böylece paralel bütçenin iradesine bağlanıyor.
Vakıfbank ve Varlık Fonu ile ilgili düzenlemeler, mali yapının giderek keyfi uygulamalara açık hale gelmesini güçlendiriyor. Denetimsizlikten öte, ortaya çıkması kuvvetle muhtemel zararların Hazine üzerinden topluma yüklenmesine yönelik bu düzenlemelerle paralel hazine de hayata geçirilmiş oluyor. Anayasal bir suç teşkil eden KHK düzenlemelerinin ısrarla yapılması ve buna bağlı uygulamaların hayata geçirilmesi devletin kamusal fonlarının ve bütçesinin halkın iradesinden ve denetiminden kaçırılması amacına yöneliktir.
Yargının bugün değilse bile bir gün bu paralel zihniyetten hesap sorması için bu konuda yapılacak tüm işlemlerin takipçisi olacağız. Bu adımların her biri halkın ve emekçilerin ekonomik ve sosyal haklarının gasp edilmesi anlamını taşıyor. HDP olarak, bütçe hakkının ve ona bağlı Hazine’nin paralel hazine ile etkisiz kılınmasına karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.
Sezai Temelli
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı
3 Ocak 2018