Hakkari İl Örgütümüz, 1'nci Olağan Kongresini Olimpiyat Düğün Salonu'nda gerçekleştirdi. Kongre için kente gelen Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ, Özgürlük Meydanı'nda konvoy eşliğinde karşılandıktan sonra, kongrenin yapıldığı salona geçti.

Hakkari Milletvekilimiz Adil Zozani, Hakkari ve ilçe belediye eş başkanlarımız, HDP, Barış Anneleri Meclisi yöneticilerinin yanı sıra sivil toplum örgütü temsilcilerinin de katıldığı kongreye, 7'den 70'e Hakkarililer yoğun ilgi gösterdi.

'Kürt halkı kendi kaderini direnişle yazıyor'

Kongrede konuşan Yüksekdağ, "Şairin de dediği gibi, içinde bulunduğumuz mevsim karakış. Ama dövüşenler de var bu kara kışta. Eli yağı buz kesmiş, yürek cehennem Kobanê'de, Şengal'de, Mahmur'da direnenlere selam olsun. Hakkari'den, bütün Türkiye'den ve Kürdistan'dan selam olsun. İşte bu karakış günlerinde, işte bu zorlu kış koşullarında hep direnenler yazmıştır tarihi ve başta Kürt halkı olmak üzere, bütün Mezopotamya halkı direnerek, mücadele ederek kendi kaderini tarih etmenin eşiğine, aşamasına gelmiştir. Dün bütün halklarımızı kendi çizdikleri kadere mahkum ettiklerini sanıyorlardı. Geride bıraktığımız yüz yıl boyunca bütün Mezopotamya halkları onların kurdukları kara düzenin mahkumu ve kurbanı haline getirildi. Ama bakın artık 21. yüzyıla girdiğimiz günlerde Ortadoğu halkları ve direnişçi Kürt halkı, kendi kaderini direnişle yazıyor. Artık mazlumların birbirine düşman haline getirenleri ve birbirinden koparılan, parçalananların günleri geldi ve o günler, o zamanlarda bu direnişin açığa çıkarıldığı zaferlerle halkımız ilerliyor. Dün Kürt halkını kendi çizdikleri egemen sömürgeci sınırlarla dört parçaya bölmüşlerdi" dedi,

'Kürtleri çökmüş sınırlarla birbirinden koparamayacaklar'

Yüksekdağ, Kürtlerin dört parçaya bölünerek, birbirinden koparma planlarının artık yok olduğunu ifade ederek, "Artık bizi çizdikleri sınırlarla o yapay, o suni, çökmüş sınırlarla birbirimizden koparamayacaklar. Hakkari ile Güney Kürdistan'ı, Hewler'i birbirinden koparamayacaklar. Mahmurla, Kobanê'yi birbirinden koparamayacaklar ve Hakkari ile İstanbul'u birbirine düşman edemeyecekler. Yıllar boyunca Kürt halkını birbirinden kopararak, ayırarak egemenliğin çıkarlarını tesis ettiler. Bugün de halkımızın buna çok güçle bir cevap verdi, ama egemenler, egemen siyaseti sürdürenler yine bölüp, parçalama, kutuplaştırma ve birbirine düşürme politikasına dayanıyorlar. Hala bu politikadan medet umuyorlar. Bakın AKP hükümeti geride bıraktığımız 12-13 yıl boyunca bütün Türkiye halklarını birbirinden koparmak ve düşmanlaştırmak üzerine kurdu bütün siyasetini. Halkların özgürlüğü adına, barış adına, eşitlik ve adalet adına taş üstüne taş koymadılar, ama 12 yıl boyunca zulmün her türlüsünü hatta bilmediğimiz türlerini de yalancılığın, sahtekarlığın, hilenin her türlü ve hatta bilmediğimiz türlerini de geliştirdiler, uzman oldular" dedi.

Ortak vatanda yaşayanların özgürlüğe, barışa ve eşitliğe ihtiyacı olduğuna dile getiren Yüksekdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bundan 13 yıl önce barışa, demokrasiye ve özgürlüğe susamış halkımızın, halklarımızın onurlarını arkasına aldı bu siyasi iktidar. Aradan 13 yıl geçti. Bugün hala barış için mücadele eden bizleriz, barış için çaba gösteren bizleriz. AKP hükümeti hala bu halka barışı getirmemek, barışın getireceği yolları aşmamak için ısrar ediyor."

'Barış yoksa, özgürlük yoksa…'

Bölgedeki "güvenlik politikaları"na ilişkin de konuşan Yüksedağ, şu vurguları yaptı: "Bakın bugün Hakkari'de, devlet ne demektir? AKP hükümeti ne demektir? Siz burada devleti ve AKP hükümetini askerden ve polisten başka bir kılıfta gördünüz mü? Hayır. Kürdistan topraklarında, Hakkari'de, Cizre'de, Şırnak'ta, Roboski'de devlet ve AKP hükümeti sadece askerden, polisten ibarettir. Sadece onların zulmünden, saldırganlığından ibarettir. Burada AKP'nin kolluk güçleri militarizmle, sadece saldırı yaklaşımlarıyla bu halkın karşısına çıkar. Bölge halkı devleti ve AKP hükümetini barışın elçisi ve korucusu olarak görmedi, tanımadı. Burada AKP hükümeti saldırı, zor ve zorbalıktan başka hiç bir şey ifade etmedi. Türkiye toplumunu, Kürtleri hizaya getirmek istiyorlar. Onların karşısında el pençe durmamızı bekliyorlar. Hiç kusura bakmasınlar. Barış yoksa, özgürlük yoksa asla ve asla bu halk size boyun eğmeyecek. Eğer özgürlük ve adalet yoksa sizin istediğimiz gibi bir barış da olmayacak. Bu halk önce onlara bir ders verdi. 3 yıl önce Rojava'da başlayan devrim artık bütün Kürt halkı için bir devrim başlamıştır."

'Genel seçimler yaklaştıkça paçaları tutuşuyor'

Seçim barajı üzerinden AKP ve muhalefet partilerini eleştiren Yüksekdağ, "Cumhurbaşkanı seçimlerinde HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın bütün toplumlar tarafından kabul edilme düzeyinin ve bütün sınırları yerle bir ederek yakaladığımız düzey egemen, siyaset anlayışının bütün dengelerini alt, üst etmiştir. Onlar bu kadar güçlü kazanma yoluna gideceğimize inanmıyorlardı. Ama bugün onların korktukları ihtimal halkımızın gerçeğidir. Biz kazanma ihtimalini bir güce dönüştürdük, kazanma ihtimalini bir gerçeğe dönüştürdük. Artık kazanan bir halkın gerçeği konuşacak. O gerçeğin dili bütün Türkiye toplumunun siyasetini değiştirecek. Bakın genel seçimler yaklaştıkça, AKP hükümetinin egemen güçlerinin paçaları tutuşuyor" ifadelerini kullandı.

'Partimizin baraj diye bir sorunu yoktur'

Yüksekdağ, AKP Sözcüsü Bülent Arınç'ı kastederek, "Hükümetin bir kem sözcüsü var. Oturup kalkıp partimiz hakkında ahkam kesiyor. Yüzde 6'yı, 7'yi geçemezmişiz. Kem sözcüdür. O nedenle niye söyledin demiyoruz. Görevi zaten kem sözler söylemek. Ama bizim bildiğimizi bizden daha iyi gördükleri ve bildikleri için korkuyorlar. Bu korkuyla konuşuyorlar. Çok iyi biliyorlar ki, partimizin baraj diye bir sorunu yoktur. AKP hükümetinin baraj sorunu var. Onlar barajı aşıp geçeceğimizi çok iyi bildikleri için bu gerçekten korkuyorlar. Baraj sorunu onların sorunu, bizim sorunumuz değil. İşte bu korku onları konuşturuyor, işte bu korku onları böyle kem sözlerle gerçeğini çarpıtmak için çırpınmalarına yol açıyor. Ama çok iyi bilsinler ki, ne kadar korksalar, ne kadar kem sözler söyleseler de korktukları gerçek karşılarına gümbür gümbür geliyor ve gelecek. Biz karşımıza çıkarılan hiç bir barajı tanımadık bugüne kadar. Sokaklardaki barajı tanımadık. Bu zamana kadar bizim tarihimiz barajları, engelleri yıkıp geçme tarihidir. O nedenle kendimize güvenimiz tam. Onun için kendilerini anket şirketi sanmasınlar. Halkımızın iradesine, halkımızın teveccühüne böyle çaresizce yöntemlerle çalışmasınlar. Biz halkımızın gücü ve yeni yaşam idaresiyle o barajları tarumar edeceğiz ve Türkiye anayasasına en büyük katkıyı biz yapacağız. 1982 Anayasası'nı o darbe kurumunu ortadan kaldırmayı beceremediler. Bundan 12 yıl önce halkımıza verilen sözü yerine getirmediler. Darbeyle yüzleşeceklerdi, askeri vesayeti ortadan kaldıracaklardı. Ama 13 yıl boyunca hileyle verilen sözleri tutmadılar. Tüm bunların önüne geçebilecek tek bir güç var. O da HDP'dir" diye konuştu.

'Devlet Hakkari'yi Ortaçağ karanlığında bırakıyor'

Cumhurbaşkanı için yapılan saraya karşı halkın bir ayakkabı alacak parayı bile bir araya getiremediğine vurgu yapan Yüksekdağ, "AKP hükümetinin sayfalarında temiz sayfa kalmadı. Bir taraftan haklarında reddedemedikleri, çürütemedikleri bu kadar ciddi iddialar ve suçlamalar varken, hiç utanmadan Ankara'nın göbeğine saraylar dikiyorlar. Dün gazetelerde bir haber geçiyordu. Diyordu ki, Hakkari'de 4 çocuklu bir aile var ve o 4 çocuklu ailenin 4 çocuğu bir tane ayakkabıyı sırayla giyip okula gidiyorlar. Bu haberi okuyan iktidar, bu sarayı yapan bir iktidar bu haberi duyduğunda utanır mı sizce? Onlar ayakkabı kutularında saklıyorlar dolarları, paraları. Hakkarili çocuklar bir ayakkabıyı nöbetleşe giyiyor. Şimdi soruyorum size o ayakkabı kutularında parayı istif edenler Hakkari halkı sizi affeder mi? Hakkari halkı sizi bağışlar mı? Hakkari halkı sizi bağışlamayacak. Bir ayakkabıyı çocuklarına sırayla giydiren Hakkari halkı ayakkabı kutularında parayı çalanları affetmeyecek. Kongremizi yaptığımız saatlerde devlet ve AKP hükümeti kayak pisti açılışı için yatırımlar yapıyor. Ama aynı devlet Hakkari'yi günlerce Ortaçağ karanlığında bırakıyor. Hakkari'nin ışığını kesiyor. Halkı terbiye etmeye çalıyor. Gidin o kayak pistine siz kayak yapın. Belediyemize üvey evlat muamelesi yapamazsınız. Her gün elektrik kesintileriyle, yoksullukla bir mahrumiyet politikası uygulamaya hakkınız yok Hakkari'de. Buradaki halkımıza diz çökertemezsiniz" diye konuştu.

Yüksekdağ'ın konuşmasının ardından faaliyet ve mali raporlar okundu. Tek liste ile gidilen seçimde HDP il eş başkanlıklarına Rahmi Temel ve Zeynep Besi Dara seçildi.

11.01.2014