Paylan: “Bakanlığınızın politikalarını belirlerken gençlere ne kadar danışıyorsunuz?”

İstanbul Milletvekilimiz Garo Paylan, TBMM Plan Bütçe Komisyonunda, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçe görüşmeleri sırasında bazı değerlendirmelerde bulundu. Paylan, şöyle konuştu:

Dünyada veya evrensel anlamda Türkiye’de de gençlik tanımına baktığımızda, 24 veya 25 yaşına kadar olanlar “genç” olarak tanımlanırlar ve sizin de aslında ilgi alanınız bu çerçevede, böyle tanımladınız hep politikalarınızı.  Ancak, Bakanlığınızın politikalarını belirlerken gençlere ne kadar danışıyorsunuz? Bakanlığınızın politikasını, bütçelerini belirlerken, buraya bütçeyi getirirken gençlere neler sordunuz? Onların arzularını, isteklerini, taleplerini sordunuz mu diye merak ediyorum.

Arkanızda, 25 yaşında bir bürokrat yok

Biz HDP olarak şunu vadediyoruz ve bu, parti programımızda ve parti esaslarımızda var: Gençlerin söz, yetki, karar ve katılım hakkını sonuna kadar savunacağımızı ve bunu esas alacağımızı söylüyoruz. Aynı zamanda, gençlik politikalarını yerelden başlayarak doğrudan gençlerin kendileri tarafından belirlenmesini vadediyoruz ve bunu esas alıyoruz.

Evet, nispeten daha genç bürokratlar görüyorum diğer bakanlıklara göre ama herhâlde arkanızda 25 yaşında olan kimse yok, etrafınızdaki bürokratlarda veya eminim ki kararlarınızı bir gençlik meclisine danışarak yapmadınız, bütün yerellerden oluşan bir gençlik meclisini toplayıp “Ey gençler! Kararlarınız nedir? Biz o kararları esas alacağız.” demediniz diye düşünüyorum.

Bakanlığınızın tamamen erkek görüntüsü hem gençlik anlamında hem de spor anlamında büyük bir eksiklik

Federasyonlara, federasyon yöneticilerimize bakıyorsunuz, spor kulüpleri yöneticilerimize bakıyorsunuz, neredeyse tamamına yakını erkek. Hemen arkanıza dönüp baktığınızda da tek bir kadın arkadaşımız var içinizde, tamamına yakını erkek. Oysa hayatımızın yarısı kadın. Spor yapanların da en az yarısının kadın olmasını istiyoruz. Kadınların da spor hayatında olmasını, başarılarını görmek istiyoruz. Ancak bu tamamen erkek görüntü, Bakanlığınızın da erkek görüntüsü hem gençlik anlamında hem de spor anlamında büyük bir eksiklik.

Türk-İslam vurgusu yapıyorsunuz, oysa ülkemizde pek çok inanç var, mezhep var

Sunumunuzda Türk-İslam noktasına vurgular yapıyorsunuz. Oysa toplumumuz çok renkli, çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı bir toplum ve bu anlamda gençleri bir arada tutacak politikalarla ilgili en önemli bakanlıklardan birisiniz. Yani mesela birtakım dillerle ilgili çalışmalar yapacağınızı söylüyorsunuz, ülkemizde çeşitli diller var. Türk-İslam vurgusu yapıyorsunuz, oysa ülkemizde pek çok inanç var, mezhep var. Bütün bunların dengesini sağlayacak olan şey sizlerin politikalarınız.

Gençleri neden borçlandırıyorsunuz?

Gençlere kredi veriyorsunuz. Neden kredi veriyorsunuz gençlere? Kredi borçlandırmaktır. Hadi yaşlıları borçlandırdınız Hükûmet olarak, Türkiye'nin yüzde 70 küsuru borçlu. Niye gençleri borçlandırıyorsunuz, neden borçlu olarak hayata başlatıyorsunuz? Bunu düşündünüz mü? Bir genç niye hayata borçla başlasın? Gençlere burs verelim.

Tribünlerde nefret söylemleri var

Sporda yükselen bir şiddet eğilimi var ve bununla ilgili kötü rol modeller var maalesef, bunu biliyorsunuz. Özellikle de A Millî Futbol Takımı hocasının yıllar önce yaptığı hatalara rağmen tekrar getirilip A Millî Futbol Takımı hocası yapılması ve sonrasında bu hocanın gidip Çeşme’de bir mekân basması gerçekten inanılmaz kötü bir örnek olmuştur bütün sporculara, spor hayatına ve Türkiye’ye. Arda Turan’ın bir uçakta bir gazeteci dövmesi de buna örnek.

Amedspor futbolcusu Deniz Naki’nin nefret suçlarına maruz kalması, Ankaragücü deplasmanında yöneticilerinin darp edilmesi, tribünlerde nefret söylemleri, ırkçı söylemler var; bunlarla ilgili behemehâl tedbirler almanız lazım.

8 Kasım 2017