Paylan: Bir avuç yandaş için değil halkın talepleri için bütçe hazırlayacağız

Demokratik ve katılımcı bir bütçe hazırlamak amacıyla Türkiye’nin dört bir tarafında gerçekleştirilecek olan “Bütçe Buluşmaları”nın startı Ağrı’da verildi. Ekonomi Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Garo Paylan, Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Şaziye Köse, İzmir Milletvekilimiz Serpil Kemalbay, Batman Milletvekilimiz Necdet İpekyüz, Ağrı Milletvekilimiz Dilan Dirayet Taştemir Grand Cenas Otel’de buluşmalara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Paylan, şunları söyledi:

İktidar yıllardır saraylarında bütçe hazırlıyor

Bütçe hakkı, bir ülkenin demokratik bir ülke olması için olmazsa olmazdır. Demokratik ülkelerde bütçeler demokratik yollarla oluşturulur ve demokratik ülkelerde kimlerden vergi alınacağına ve toplanan vergilerin nereye harcanacağına halk karar verir. Demokratik ülkelerde vekiller halklara giderler, taleplerini toplarlar ve bu talepleri bütçeye yansıtırlar. Biz de bütçe hakkını halklarımızla birlikte kullanmak için, halkın bütçesini halkla yapmak için, bütçe buluşmaları için memleketin dört tarafında olacağız.

İktidar yıllardır saraylarında bütçe hazırlıyor. Yalnızca sarayları, yandaşları, savaşlar ve rantiyeciler için bütçe hazırlıyor. Saraylardan hazırlanan bütçeler sarayın bütçesi olur. Biz ise halkın bütçesini yapmak için halkımızla birlikteyiz. Halkın taleplerini toplamak için sahadayız. Bir avuç yandaş için değil, halkın talepleri için bütçe hazırlayacağız. Yurttaşlarımızın çok büyük çoğunluğu yoksulluk çekiyor, fahiş fiyatlar altında eziliyor, işsizlikle karşı karşıya. Ancak bakıyorsunuz ki birileri saraylarında lüks ve şatafat içinde yaşıyor ve "Türkiye uçuyor" diyor. Evet, Türkiye'de birileri uçuyor, ama çok küçük bir azınlık uçuyor. Halkımızın büyük çoğunluğu yoksulluk altında, işsizlik altında, fahiş fatura ve fiyatlar altında eziliyor.  

Bütçenin kaynakları hala Saray'ın içinde sadece % 1'e akıyor, zenginlere akıyor. Bütçenin kaynaklarına baktığımızda zenginler etkin bir şekilde vergilendirilmiyor, vergiler yoksullardan toplanıyor. Öte yandan bütçenin kaynakları ise lükse ve şatafata akıyor. Halkın talepleri var, yıllardır söylüyoruz. Ataması yapılmayan öğretmenlerin talepleri var, atanmak istiyorlar. Emeklilikte Yaşa Takılanlar emekli olmak istiyor. KYK’ya borçlu gençlerimiz borçlarının silinmesini istiyorlar. Gençlerimiz barınamıyor. Gençlerimiz yurt yapılmasını istiyor. Memurların 3600 ek gösterge talepleri var, karşılansın istiyorlar. Ancak Saray ne diyor onlara? Kaynak yok diyor. Ama bütçeden yandaşlara bütün talepleri karşılanacak rakamın misliyle kaynak aktarılıyor. Biz vergileri veriyoruz, yoksullar bu vergileri veriyor ama bütçe kaynakları yandaşlara aktarılıyor. Halkın talepleri ise bütçede yok. İşte biz bütçe buluşmalarında halkın taleplerinin bütçeye yansıması için mücadele vereceğiz.

Saraylara, yandaşlara ve savaşa akan kaynakları durdurmadılar

Ekonomik kriz altında ezilen işçiler, çiftçiler, hayvan üreticileri, memurlar ve esnafın talepleri var. Desteklenmek istiyorlar. Pandemi döneminde dünyada yurttaşına en az destek veren ülkelerden birisi olduk. Onlar esnafı, çiftçiyi, memuru desteklemedi ama bütçeden yandaşlara, savaşlara ve saraylara akan kaynakları durdurmadılar. Bütçe hakkına baktığımızda bütçeden de yine saraylara, savaşlara ve yandaşlara kaynak aktardılar. Ama yurttaşlarımız aç ve açıkta bırakıldılar. İşte bizler, bunları eleştirmek için, halkın taleplerinin bütçeye yansıması için sahadayız.

Ağrı için bıçak kemiğe dayanmıştır

Bugün Ağrı’dayız, sabah hayvan pazarındaydık. Orada çiftçilerle, hayvan üreticileriyle, yurttaşlarımızla buluştuk. Tüm Türkiye’de gördüğümüzden çok daha vahim bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Ağrı için bıçak kemiğe dayanmıştır. Tüm Türkiye için bıçak kemiğe dayanmıştır ama Ağrı’da biz bu yoksulluğun çok daha derin bir şekilde yaşandığını gördük.

Soygun düzenini durdurmak için hep beraber mücadele çağrısı yapıyoruz

İşte bütçe kaynakları saraylara, savaşlara, yandaşlara maalesef 2021 yılı bütçesinde akıyor. Bu ayın sonunda 2022 yılı bütçesini görüşeceğiz. 2021 yılı bütçesinden net bir şekilde söyleyebiliriz ki hep beraber soyuluyoruz. Vergileri biz ödüyoruz, yoksullar ödüyor ama bu vergiler beşli yandaş müteahhit çetesine gidiyor. İşte bu soygun düzenini durdurmak için önümüzde çok önemli bir fırsat var. 2022 yılı bütçesinde eğer halkın taleplerini bütçeye yansıtabilirsek, bu bütçe halkın bütçesi olur. Eğer mücadele etmeyip sessiz kalırsak, bu kaynakların yandaşlara akmasını engelleyemezsek, bu bütçe Saray'ın bütçesi olur. Bizler bu bütçenin halkın bütçesi olması için hep beraber mücadele etme çağrısını yapıyoruz. Bu kapsamda da bütçe buluşmalarını yapıyoruz. Bütçe buluşmalarımız bugünden başlayıp 23 Ekim tarihine kadar memleketin dört bir yanında sürecek. Ağrı’da başladık. Daha sonra İstanbul’a, Mardin’e ve Ankara’ya gideceğiz. Bütün toplumsal kesimlerle buluşacağız. Ataması yapılmayan öğretmenlerle de, Emeklilikte Yaşa Takılanlarla da barınamayan gençlerle de ekmeğiyle oynanan atık kağıt toplayan emekçilerle de buluşacağız. Taleplerini bütçeye yansıtmaya çalışacağız. Birlikte mücadele etme çağrısı yapacağız. Aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarıyla buluşacağız. Sendikalarla, meslek odalarıyla buluşacağız. Bu bütçenin halkın, emekçinin, çiftçinin bütçesi olması için birlikte mücadele etme çağrısı yapacağız.

Ağrı’da her iki kişiden biri işsiz

Bütçe buluşmalarına bugün Ağrı’dan başladık. Neden Ağrı’yı seçtik? Çünkü bütün ülkede yoksulluk var. Bütün ülkede işsizlik var ama Ağrı Türkiye’nin en yoksul illerinden biri. Ağrı Türkiye'de işsizliğin en derin yaşandığı illerden birisi. Türkiye’nin diğer illerinde belki her üç kişiden biri işsiz ama Ağrı’da her iki kişiden biri işsiz. Türkiye’nin batısında, diğer illerinde her üç gençten biri işsiz iken Ağrı’da her üç gençten ikisi işsiz. Şu anda Ağrı’da yurttaşlarımız doğduğu yerde doyamadığı için göç ediyorlar. Hem Türkiye’nin batısına hem de diğer ülkelere göç ediyorlar. Çünkü ekmeğini doğduğu yerde bulamıyorlar. Oysa Ağrı’nın toprakları bereketli, yaylaları bereketli. Ağrı hem kendini doyurabilir hem de tüm Türkiye’yi doyurabilir ama baktığımızda çiftçi gübreyi alamıyor. Gübre fiyatlarına bir yılda yüzde yüzden fazla zam gelmiş ve çiftçinin şimdi tarlasını ekmesi gerekiyor ama tarlasına gübre atamıyor. Çünkü gübre fiyatları iki katına çıkmış durumda.

Ağrı’da hayvan üreticisi perişan durumda

Ağrı’da fabrika yok. Bu sabah bir hayvan üreticisi söyledi, Ağrı’nın fabrikası, hayvan üretimi. Ama baktığınızda hayvan üreticisi perişan durumda. Hayvan üreticisi saman alamıyor, yem alamıyor. Yem ve saman fiyatları iki katına çıkmış durumda. Hayvan üreticisi daha dana pozisyonunda olan hayvanını üç kuruşa satmaya çalışıyor. Çünkü kış gelmiş hayvanını besleyemeyeceğini biliyor. Ağrı diğer şehirlerimizden daha fazla cezalandırılıyor. Yoksulluk, işsizlik ve göç ile karşı karşıya. Türkiye uçuyor diyenlere çağrımdır, Erdoğan’a ve bakanlara çağrımdır. Erdoğan ve Tarım Bakanı gelsin hayvan pazarını gezsinler. İşsizliği, yoksulluğu, çaresizliği görsünler. Gelsinler Ağrı’da işsiz kahvelerini gezsinler. Burada desinler bakalım “Türkiye uçuyor” diye. Önemli olan saraylarında uçuyor demek değil, marketlerine gidip fiyatlar uygun demek değil. Sen 110 bin TL maaşla saraylarında şatafat sürüyor olabilirsin ama yurttaşımız şu anda ekmeğe muhtaç. Ağrı’da yurttaşımız yüksek faturalar altına eziliyor. Bunları görmen için sahaya çıkman gerek, halkla buluşman gerek. Kurgu görüntülerle halkın dertlerini anlayamazsın. Gel Ağrı sokaklarında yürü, halkın dertleriyle dertlen ki belki vicdanın sızlar.

Yoksulun vergisiyle yandaş ihya edenlere karşı mücadelemizi büyüteceğiz

Ağrı’dan sonra İstanbul, Mardin ve Ankara’da buluşmalara devam edeceğiz. Halkın taleplerini toplayacağız. Bütçede, yoksullardan toplanan vergilerle saraylar yapanlara yandaşları ihya edenlere karşı mücadelemizi büyüteceğiz. Bakın Pandora Belgeleri çıktı. Bu nedir? Bütçeden sizin vergilerinizden toplanan kaynaklar yandaşlara aktarılıyor. Şehir hastanelerinde 10 liraya yapılacak işi 100 liraya yandaşlara veriyorlar. Müteahhitler bu paraları alıp vergi cennetlerine götürüyorlar. Bu şekilde hep beraber soyluyoruz. Bütçe halkın denetimine açılmalı ve halkın talepleri bütçeye yansımalıdır. Kimlerden vergi alınacağına halk karar vermelidir. Bakın sizlerden vergi topluyorlar, yandaş müteahhitlerden beş kuruş vergi almıyorlar, onlar sizin hakkınızı vergi cennetlerine kaçırıyorlar.  

Bu soygun düzenine son vermek için, bütçenin halkın bütçesi olması için tüm yurttaşlarımızı sivil toplum kuruluşlarını ve sendikaları hep beraber mücadeleye çağırıyoruz. 20 gün boyunda halkın taleplerini toplayacağız ve ay sonunda Meclis’te başlayacak olan bütçe görüşmelerinde halkın taleplerinin bütçeye yansıması için mücadele edeceğiz. Hep beraber mücadeleyi büyütmek için yurttaşlarımıza çağrı yapıyoruz.

Ağrı Milletvekilimiz Dilan Dirayet Taşdemir de şunları söyledi:  

Bi rastî naveroka vê civînê parlementerê me birêz Garo Paylan anî ziman. Lê belê em jî dixwazin dîsa çend gotinan bi we re parve bikin. Ev komîsyona me ya ked û aboriyê ji bo budceya gel bi rastî xebatek da destpêkirinê. Yekemîn ji Agiriyê dest pê kirin, start di Agiriyê de dan. Ji ber ku hatina wan ku pirsgirikên bajarê me ji vir ji giştî re parve bikin giringiyeke mezin jî dan bajarê me. Em spasiya komîsyona xwe dikin ku îro li vir yekemîn pirsgirekê Agiriyê parve kirin.  

Em ê di Meclisê de budceya gel biparêzin

Serê sibê em çûnê meydana heywanan, pişt re jî gelek ziyaretên me li bajar dê berdewam bike, li vir naqede. Em ê biçin kedkaran re hev bibînin, em ê biçin gundan, em ê di mehella de gelê xwe re hevdîtinan pêk bînin. Bi rastî em ê gotinên wan, şikayetên wan, biryarên wan, pêşniyariyên wan, aciziyên wan em ê hemû top bikin û not bikin. Û hem ji raya giştî re parve bikin, ne tenê li vir, bi qadên din re jî parve bikin. Yekemîn jî em ê di Meclisê de bînin ser ziman. Hûn dizanin di dawiya vê mehê de Meclisa Tirkiyeyê yê budceya 2022’an dê were rojevê, dê ser nirxandin werin kirin. Em dixwazin muxalefeta vê bikin, em jî pêşniyariyên gelan bi raya giştî re parve bikin. Belkî ev budceya Meclisê ku îro tê nirxandin, ku bibe budceyeke demokratîk, adil û wek slogana me bibe budceya gel. Ji ber ku em dizanin ev budce mixabin budceya gel nîne.  

Rojeke qesrê tenê, bi qasî aboriya gelê Agiriyê ye

Ne tenê îro, ev 19 sal in budceya Tirkiyeyê ji şer re, ji alîgirên rantê re, ji bo keyf û seadeta qesrê tê avakirin. Ji gel re tiştek namîne. Tenê ji gelê me re feqîrtî dimîne, xizantî dimîne, birçîbûn dimîne. Baca herî mezin li gelê me dibirin, ji her alî ve barekî giran xistine ser milê vî gelî, gelên Tirkiyê, gelê Kurd. Em dibînin di encamê de jî, yê dewlemend dibe ew in, yê ku zengîn dibe ew in, yên ku nava keyf û seadetê de jiyana xwe berdewam dikin ew in. Rojeke qesrê tenê, bi rastî mirov dikare bibêje aboriya gelê Agiriyê hemû ye. Ji ber vê jî ez dixwazin vê nerêzbûnê bînin ziman, muxalefeta xwe xurt bikin, bi gelê xwe re bi hev re em vê budceya 2022’yê bikin budceya gelan, budceyeke demokratîk. Ne budceya şer, ne budceya alîgiran û ya pênç kesan, ne budceya qesrê.  

Feqîrtî û xizantiya Agiriyê gelek kûr e

Ji ber vê naveroka wê parlementerê me Paylan gelek dirêj parve kir, lê belê ez çend tiştan dixwazim li ser bajarê xwe Agiriyê jî bibêjim. Ji ber ku hinekî feqirtiya xizantiya Agiriyê bi rastî gelek kûr e. Ji ber vê yekê me jî xwest em li vir ev startê bidin û hinekî giringiya Agiriyê jî parve bikin. Bi rastî serê sibê jî em çûn serê meydanê û me gelê xwe guhdar kir. Hûn dizanin meydan hinekî resmê Agiriyê ye. Bi sedan gûnd tên, heft navçeyên me hene, hemû navçeyên me tên vê derê. Me destê xwe dirêjî kê kir, em bi kê re axifîn, bi rastî xizaniyeke mezin, derdekî mezin me guhdar kir. Ne tenê em îro vî dizanin, bi rastî bi salan e rewşa Agiriyê wusa ne. Wek parlementerên Agiriyê jî me li ser van pirsgirêkan gelek caran hem dema budceyê de hem jî piştî budceyê jî me anî rojevê. Lê mixabin, îkîdara AKP’ê-MHP’ê gavek jî naavêtin, naxwazin jî biavêjin. Tenê têne bajarê me soz didin, derewan dikin. Tu caran jî wan sozên xwe neanîne cih. Tenê dixwazin li ser gelên me siyasetê bikin, wek depoyê oyan bibînin, pişt re jî pişta xwe bidin û biçin.  

Di salekê de 30 hezar kes ji Agiriyê koç kirin

Rewşa Agiriyê mirov dikarê bi kurtasî vê bibejê. Di salekê de sih hezar kes ji Agirîye koç dike, diçe. Ji ber çi diçin? Ji ber xizaniyê, ji ber ku şert û mercên wan baş nîne, koçber diçin û diçin welatên din. Li wir çi karî dikin? Bi rastî civanên me hemû di înşaatan de dixebitin. Her meh, civanekî Agiriyê di înşaatê de dikeve û jiyana xwe dest dide. Vê salê deh civanên ji Agiriyê ketin û jiyana xwe dest dan. Em dibînin bi rastî Agirî bajarê zîraert û ajaldariyê ye lê nahêlin bajarê me vî karî bike. Zêvî û zozanên me dewlemend in, avên me xurt in, lê belê îro bajarê nan da em birçî ma ne.  Dîsa bêkarbûn pirsgirêka hêrî mezin e. Di vî welatî de civanek û jinek ku karekê bikin mixabin nîne. Hemû jî bi birçîbûnê re rûbirû mane.
Bi rastî li ser birçîbuna me siyasetê dikin. Lê belê em jî tu caran misade nakin ku ew li ser birçîbûn û xizanbunê siyaset bikin.

Parlementerên AKP’ê pirsgirêkên Agiriyê înkar dikin

Ya duyemîn jî ez dixwazim parve bikim. Dema ku em pirsgirêkên Agiriyê ji her alî ve tînin ziman, mesela pêşiya me zivistan e. Li Agiriyê heft mehan zivistan e. Lê belê niha tona komirê buye sê milyar çar sed panod. Em heft mehan di bin zivistanê de ne. Hewce ye ku malek xwe germ bike bîst milyar lazim e ku komirê bistîne. Îro em Agiriyê bigerin tu kes jî tonek komir jî nestandiye, nikare bistîne. Gelê me divê em ê kincê xwe bişewitînin. Em layiqê van tiştan nînin. Ji ber çi em di vê rewşê de hiştine? Ev polîtîkayeke zanebûn e, em jî vê dizanin. Ji ber vê yeke gelek caran em pirsgirekê Agiriyê Meclîsê de tînin ziman, parlementerên AKP’ê van tiştan înkar dikin. Me wek derewkar nîşan didin. De bêjin Agiriyê her tişt baş e, nexweşxaneya me wek otela pênç sitar e, rewşa bajarê gelek baş e. Em nizanin ev pere jî di ku ve çûye, rewşa bajarê berbiçav e. Bi rastî pirsgirêkên Agiriyê înkar dikin. Dîsa jî em bi gelê xwe re em wek parlementerên HDP’ê wek saziyên civaka demokratîk ên Agiriyê em vê rewşê tu caran qebûl nakin. Ji ber ku ev rewş veguhere, çi destê me bê em ê bikin jî. Ez bawer im ku em ê vê rewşê veguherînin. Dewlemendiya Agiriyê ji nû ve rakin li ser piyan.

8 Ekim 2021