Paylan: "Ver mehteri" diyecek bir büyümemiz yok

İstanbul Milletvekilimiz Garo Paylan, Mecliste devam eden bütçe görüşmelerinde söz aldı ve şu ifadeleri kullandı: 

AKP iktidarı çözüm, demokrasi ve barış iradesinden koptuğundan beri hep beraber kaybediyoruz. Ülke maalesef kan kaybediyor. Üç yıla yakın zamandır çözüm üretemeyen iktidar, yalnızca zulüm üretiyor ve bu zulüm düzeninin ekonomiye olan etkilerini de yalnızca palyatif tedbirlerle kapatmaya çalışıyor.

Torba yasalarla ekonomi dikiş tutmuyor

Ben Plan Bütçe Komisyonundayım, iki yıldır torba da torba, sürekli torba yasalar gönderiyor iktidar ve zannediyor ki bu torba yasalarla, palyatif tedbirlerle ekonomi dikiş tutacak. Ama dikiş tutmuyor. Yıllardır diyoruz ki: Sorun siyasi; siyasi bir çözüme ihtiyacı var. 

Bünyeye kortizon verirseniz bünye geçici olarak iyi hisseder

Geçen yıl bütçe görüşmeleri yapılırken de, orta vadeli plan hedeflerinin hemen çökeceğini söyledik. Bakın, orta vadeli plan hedefleri daha ocak ayında çöktü ve iktidar  ne yaptı orta vadeli plan hedefleri çökünce? “Nisanda da referandum var ne yapacağız? Vereceğiz piyasaya kortizonu, basacağız parayı, genişlemeci politikaları işleteceğiz, vergileri erteleyeceğiz, Kredi Garanti Fonu'yla piyasaya para vereceğiz” dedi. Nihayetinde evet kötü hisseden bir bünyeye kortizonu verirseniz o bünye kendisini geçici olarak iyi hisseder. 

Hormonu basınca hıyar çoğalır 

Bakın, bir hıyar tarlasına, hani 1 dönümden eğer 1 ton hıyar alacaksanız, o hıyar tarlasına hormonu basın 1 ton yerine 4 ton hıyar alırsınız. Bu böyledir, hormonu basınca hıyar çoğalır; maalesef, Türkiye'de olan da budur arkadaşlar. Yılın başında ekonomi yönetimi hormonu bastı hıyarlar çoğaldı. Evet, ekonomimiz geçici olarak, sanal olarak büyüdü ama bu büyüme hormonlu bir büyümedir. Bakın arkadaşlar, kortizonu bir bünyeye geçici olarak verirseniz bünye kendini iyi hisseder ama sürekli verirseniz ne olur biliyor musunuz? O bünye kanser olur.

Herkes mutsuz çünkü kortizon bitti

"Üçüncü dönemde ekonomi büyüdü." diyorsunuz. Ama bakın dördüncü çeyrekte ekonomi yine bunalımda, esnaf yine "iş yapamıyorum." diyor. Herkes mutsuz çünkü kortizon bitti. Ne yapmamız lazımdı kortizonu verirken, o hormonu verirken? Yapısal tedbirleri almamız gerekiyordu, hem ekonomik hem siyasi ama önce siyasi. Biz dedik ki; sorun siyasi sayın Bakanlar, sayın Hükûmet, sorun ekonomik değil. Siyasi meseleyi çözmeden de istediğiniz kadar kortizon basın geçici bir iyileşme olur, sonra bünye yine kendisini kötü hisseder.

"Ver mehteri" diyecek bir büyümemiz yok

Bakın, sayın Bakan çıkıp diyecek biliyorum, "Yüzde 11,1 büyüdük." AKP temsilcileri diyecek. 11,1… A Haber'de, şurada burada "ver mehteri" diyorlar, "Ver mehteri, 11,1 büyüdük". Allah'ınızı severseniz, baz etkisi diye bir şey var. Geçen sene yüzde 1 küçülmüş, iki yılın toplamında yüzde 10 büyümüş, ikiye bölsen yüzde 5 yapar. Zaten hormonla beraber yüzde 5 büyüdünüz ikinci çeyrekte. Ne farkı var? Bakın, "ver mehteri" diyecek bir büyümemiz yok. 

Sayın Bakan, kimi büyüttünüz? 

Ben geçen gün de sordum, şimdi sayın Bakana da soruyorum: Kimi büyüttünüz sayın Bakan? Değerli Hükûmet, kim büyüdü ya? 

Bakın, ben TÜİK'in rakamlarını vereceğim: Şimdi, TÜİK'in rakamlarına göre, tarım kesimi yüzde 2,8 büyümüş. Çiftçiye soruyorsun, mutsuz çünkü "11,1 büyüdük" diyorsunuz ya, çiftçi 2,8 büyümüş. Esnaf diyor ki, “siftahsız dükkân kapatıyorum” bugünlerde. Bakın, TÜİK'in perakende verileri ne diyor biliyor musunuz sayın Bakan? Perakende verileri yüzde 1,5 büyümüş. Allah Allah, ekonomi 11,1 büyümüştü, perakende verileri 1,5 büyümüş. Çiftçi de 2,8 büyümüştü.

İşçiden almışsınız sermayeye vermişsiniz

Biliyorsunuz, üretimde bileşenler vardır; emek kesimi vardır, sermaye kesimi vardır ve aldıkları paylar vardır. TÜİK'in gelir yöntemiyle gayrisafi yurt içi hasıla bileşenlerinin paylarını açıklıyorum: Bakın, emek, işçi ne pay almış, 100 birim üzerinden işçi ne pay almış? İşçi, 2016'nın üçüncü çeyreğinde gelir yöntemiyle hesaplanan paydan yüzde 35,6 almış. 2017'nin üçüncü çeyreğinde ne almış? Bakın, 35,6'dan 32,6'ya düşmüş yani işçinin payı 3 puan düşmüş. Nerede büyüme? Kim büyümüş? 

Peki, kimin büyüdüğünü de açıklıyorum. Bakın sermaye ne pay almış, büyük patronlar ne pay almış 2016'ın üçüncü çeyreğinde? Yüzde 48,7 pay almış. Peki 2017'nin üçüncü çeyreğinde ne pay almış? Yüzde 52,2. Yani işçiden almışsınız, sermayeye vermişsiniz. 

Bir kısım yandaş patronu büyüttünüz

Kimi büyüttünüz? Çiftçi büyümedi, esnaf büyümedi, işçi büyümedi, emekli zaten sabit maaşlı. Kim büyüdü arkadaşlar? Söyleyeyim kimi büyüttünüz, bir kısım yandaş müteahhidi büyüttünüz, bu kadar. Bir kısım yandaş patronu büyüttünüz, büyük sermaye şirketlerini büyüttünüz. Geniş kesimler bu büyümeden habersiz. Siz "ver mehteri, ver mehteri" diyorsunuz, millet izliyor ekrandan. "Ya, arkadaş benim kesemde büyüyen bir şey yok, ben harcama yapamıyorum" diyor. 

Milyonlarca insan bakıyor, "Acaba ben de mi bir kusur var?" diyor. Sayın vatandaşlar, siz kusur yok, kusur bu iktidarda. Onlar sizi büyütmüyorlar, yalnızca bir avuç yandaşı ve faiz lobisini büyütüyorlar. Uyguladıkları yanlış politikalarla faiz politikasını büyütüyorlar. Bankaların da günahı yok. Ya, arkadaş sen hormonu basarsan "ver krediyi, ver krediyi" dersen 1,5 trilyon liralık mevduata karşı 2 trilyon liralık krediyi basarsan faizler yükselir. Hani hıyar azken fiyatı düşer, hıyar çokken fiyatı yükselir. Para da böyle bir şeydir. 1,5 trilyonluk mevduata karşı 2 trilyonluk krediyi basarsan faizler yükselir; bu böyledir.

Ülkemiz kırılgan beşliden çıkamıyor. Siz fazla fazla faiz veriyorsunuz. Nasıl yapıyorsunuz biliyor musunuz faiz lobisine? Şimdi cari açık veriyorduk, 15 yılda bu iktidar 500 milyar TL'lik cari açık verdi. Ama 500 milyar TL'lik cari açıkla bir üretim ekonomisi yaratamadı, tüketim ekonomisi yarattı. "Dışarıdan al, içeriye ver, onun vergisini topla, bütçe açığını kapat, vatandaşı da borçlandır" ekonomisiydi bu. Nihayetinde ne oldu arkadaşlar? Bakın üretim ekonomisine geçemediğimiz için faiz her zaman kırılgan bir ülkeden daha fazlasını ister. Eğer ki sizin ülke güveniniz yoksa, ülkenize güvenilmiyorsa ülkenize güvenilmiyorsa dolar faizi yüzde 1 iken siz yüzde 5 ile 7'yle borçlanırsınız ve daha fazla faiz ödersiniz faiz lobisine.

Sıcak değil kaynar para geliyor

Yerli ve yabancı sermaye ne yapar biliyor musunuz? Der ki: "Senin ülken güvensiz ülke arkadaş; ne yapacaksın? Bana ucuz iş gücü vereceksin." Bak, asgari ücret 550 dolardı, bugün 340 dolar. İşçiye daha az maaş veriyoruz, daha az refah veriyoruz. Başka ne ister sermaye böyle güvenilmez ülkelerde? "Düşük vergi vereceğim" der. Bak, vergi teşvikleri veriyorsunuz. Başka ne ister? "Doğa talanı yapacağım arkadaş, ÇED raporlarını filan bir kenara koyun, ben doğa talanı yapacağım" der. Maalesef, ülkemiz güvensiz ülke olduğu için bu üç noktada da, bu noktada hep kaybeden ülke oluyoruz.

Doğrudan sermaye yatırımları yok, yalnızca sıcak para geliyor. Hatta sıcak para bile değil, biliyor musunuz, kaynar para geliyor. Hani "Faiz lobisini bitireceğiz." diyordunuz ya, kaynar para dışında gelen para yok.

Cumhurbaşkanını Merkez Bankasına kayyum atayın

Merkez Bankası bütçesinde görüşüyoruz. Maalesef, zavallılaştırılmış bir Merkez Bankamız var. Dün sayın Cumhurbaşkanı şöyle bir şey söyledi: "Ben faizlerin yükseltilmesini istemiyorum arkadaş." dedi; ya, dolar 3,82 idi yarım saat içinde 3,86'ya yükseltti. Ya, Merkez Bankası niçin var? Cumhurbaşkanını kayyum olarak atayın Merkez Bankasına sayın Bakan. Ne gerek var Merkez Bankasına? Bitirdiğiniz bir Merkez Bankası var. Eğer ki bakın, her lafla faiz yükseltirsen, efendim, ben senin tepene binerim noktasında bir anlayışı sergilerseniz, o faizler daha da yükselir ve faiz sarmalına gireriz arkadaşlar. Faiz, enflasyon, döviz sarmalına ülkemiz girmiştir. Bu sarmaldan çıkaracak rasyonel bir akıldır ama bunun için de önce ekonomiyle ilgili tedbirler değil siyasi tedbirlere ihtiyaç vardır arkadaşlar. 

13 Aralık 2017