Rıdvan Turan: Yalancı çobana dönüşen TÜİK bu hızla seçime kadar istihdam sorununu tamamen çözecek!

Ekonomi ve Tarım Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Rıdvan Turan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında ekonomideki son gelişmeleri değerlendirdi. Turan, şunları söyledi: 

Bugün TÜİK istihdam verilerini açıkladı. Buna konuşmamın içerisinde değineceğim ama esas olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde Gebze Bilişim Vadisi'nde yaptığı bir konuşmayı değerlendirmeyi uygun görüyorum. Erdoğan, Gebze Bilişim Vadisi’nde yaptığı konuşmada yeni ekonomik modelin müspet sonuçlarının 2023’ün ilk çeyreğinde ortaya çıkacağını söylemişti. Bu müspet sonuçların daha önce de ekonomik parametrelerin 2022’nin Haziran ayında düzeleceği söylenmişti. O akla göre bu yıl düşük cari açıkla kapatılacak, 2022 yılı 15 milyar dolar cari fazla verilecekti. Ne yazık ki bunlar olmadı. Yine o akla göre TL'nin değer kaybetmesiyle ihracat artacak, ithalat azalacaktı. Ekonomide tren yavaş yavaş rayına oturacaktı.  

İktidar büyümeyi fetiş haline getirdi

Bu niyetler bütününün, yeni ekonomik modelin hiçbir şekilde başarıya ulaşmadığını belirtmek gerekir. Hiperenflasyon ve yüksek kurla Türkiye bir kısır döngüye girmiş durumda. Erdoğan yüzde 11’lik büyümeden bahsetti. Peki Türkiye’nin sefalet liginde en önde olduğundan neden bahsetmiyorsunuz. Bu büyüme zaten iç talebe dayalı, hane halkı harcamaları temelinde piyasaya pompalanan kredi sonucunda olan bir büyüme. Bunun istihdama herhangi bir katkısı olmadı, ekonomi büyürken yoksulluk giderek arttı. İktidar ve sağ politikacılar büyümeyi fetiş haline getirmiş. Büyüme insanın kilo alması değil bir bütün olarak güçlenmesidir. Ekonominin büyümesini, milli gelirde artış olarak tanımlıyoruz ama kalkınma özünde halkın yaşam kalitesinin artmasıdır da. Temel olan büyüme değil kalkınma olmalıdır. Ekonomi büyür ama bu büyüme kime hizmet eder. İstihdam yaratmayan, katma değer yaratmayan bir büyüme ise gelir adaleti yaratmıyorsa büyümenin halka hiçbir faydası olmaz. Erdoğan her çıktığında büyüme meselesini tek başına yeterli bir kriter olarak ifade ediyor. 

TÜİK’in işsizlik verilerinde hile var

Yine Erdoğan aynı konuşmada “dünyada istihdam azalırken biz 31 milyona dayanarak tarihimizin en yüksek noktasına ulaştık” dedi. Bu sırada bugün TÜİK Erdoğan’ın yardımına dönüştü. TÜİK yalancı bir çobana dönüştü. Açıkladığı veriler önsel olarak Saray kayırmacılığını içinde taşıyor. TÜİK bu hızla seçime kadar istihdam sorununu tamamen çözecek. 31 milyon sınırına ulaştık denilen şey bir veri olabilir ama bu istihdam oranı yüzde 48’lere tekabül ediyor. Avrupa’da bu oran yüzde 65’in üzerindedir. Kadın istihdamının son derece düşük olduğunu, her 5 gençten birinin işsiz olduğunu belirtmekte fayda var. TÜİK işsizliğin %10,9’dan %10,3 gerilediğini söylüyor. Burada çok açık bir hile var. DİSK-AR’a göre geniş tanımlı işsizlik pandemi öncesine göre 1 milyon 35 bin artarak 7 milyon 607 bin sayısına ulaştı. Yani geniş tanımlı işsizlik % 20.4. TÜİK’in rakamlarının iki katı. 

TÜİK hangi alicengiz oyunlarıyla işsizliği düşürüyor

TÜİK işsizliğin azaldığına yönelik verileri İş-Kur desteklemiyor. İş-Kur’a göre işsiz sayısında 542 bin artış var. Bu kadar artış varken TÜİK hangi alicengiz oyunlarıyla işsizliği düşürüyor. Üstelik açıklanan istihdam nitelikli bir istihdam değil. Bu nitelikli bir istihdam değil, çalışanların yüzde 65’i asgari ücret alıyor, uzun saatler ve güvencesiz çalışma göz önünde alınınca bu istihdamın aranan ve özlenen istihdam olmadığı ortaya çıkıyor. Kamu istihdam konusunda bıraktığı görevine yeniden sahip çıkmalı. Kamu eliyle, belediyeler, kooperatifler eliyle istihdamı artıracak önlemleri almakta fayda var. Erdoğan ayrıca ihracatın geçen aya göre yüzde 13.5 artarak 18 milyar 550 milyon dolara ulaştı. Bakan Muş, Erdoğan’ı tashih ediyor. İhracatımız 18 milyar 550 milyon dolara ulaştı ama ithalatımız da 29,1 milyar dolara ulaştı. Neden ithalatın katlandığından bahsetmiyor, dış ticaret açığının 10.5 milyar liraya çıktığını söylemiyorsunuz. Rekor arıyorsanız TL’nin değeri düştüğü halde ihracatın ithalatın karşısında çok az artığına yönelik bir izahatınız olmadı. 

Erdoğan “Türkiye’yi fırtınadan çıkaracağız” diyor, çıkaramazsınız çünkü sebebi sizsiniz

TÜİK’e göre bile yüzde 80 olan enflasyondan neden bahsedemezsiniz. ÜFE’nin yüzde 144 olarak açıklanması işsizliğin, yoksulluğun önümüzdeki dönemde daha da artacağına delil değil midir? ABD’de yüzde 9, euro bölgesinde yüzde 7 iken bizde onların 10 katından fazla bir enflasyon var. Enflasyon herkesin belası olabilir ama bu iktidar sayesinde bizim püsküllü belamız oldu. Erdoğan, küresel ölçekte gıda ve enerji krizinin konuşulduğu bir dönemde oldukça rahatız diyor. Biz derken ailenizi kastediyorsanız evet ailenizin durumunun iyi olduğu ortada. Eğer memleket adına konuşuyorsanız, mesela ayçiçek yağının önüne kırmızı halı sererek bando ile neden karşılandığını açıklamanız gerekiyor. Rahatlığınızın sebebi başka kapı bulmanız ama bu ilanihayet sürdürülemeyeceğini bütün uzmanlar ifade ediyor. Tarımsal üretimi kalkındıracak kamucu politika oluşturmadan bu gidişat daha da kötü olacaktır. Erdoğan “Türkiye’yi küresel fırtınadan çıkarcağız” diyor. Hayır çıkaramazsınız çünkü fırtınanın sebebi sizsiniz. Bir meselenin sebebi çözücüsü olamaz. Siz ülkeyi bu fırtınadan çıkarmak istiyorsanız bir an önce sandığı getirmelisiniz. 

Bankalar eşi emsali olmayan kârlar yaptı

Yeni ekonomi modelinde bankalar tarihlerinde eşi emsali olmayan kârlar yaptı. Yoksulluk, işsizlik artıyor, sefalet endeksinde Türkiye en önde diğer tarafta banka kârları tarihte görülmemiş biçimde artıyor. 2021 ilk yarısında 33.8 milyarlık net kârını bankalar net 5’e katladı, 169,1 milyara taşıdı. Bu sektörün yüzde 400.3 oranında kârlarını arttığını gösteriyor. Erdoğan bankaların cebine her ay 9 milyar liradan fazla para koyuyor. Yine halktan alınan kaynakların zenginlere nasıl peşkeş çekildiğinin somut örneklerinden biri. 128 milyar doları yandaşlarınıza peşkeş çektiğinizden neden bahsetmiyorsunuz, ekonomiyi dolara bağımlı kıldığınızdan neden bahsetmiyorsunuz,  yıl sonuna kadar Kur Korumalı Mevduat’a kamunun cebinden 200 milyar liradan fazla para aktarılacağından, Türkiye’nin temerrüde hiç olmadığı kadar yaklaştığından neden hiç söz etmiyorsunuz? Türkiye tefecilerin ruhuna fatiha okutacak dereceden yurt dışından yüzde 12’den para bulmaya çalışıyor. Bundan neden bahsetmiyorsunuz. 

İktidara sirayet etmiş güçlü bir Kürt fobisi devam ediyor

Teknolojik yatırım deyince akıllarına sadece savaş araçları, İHA’lar SİHA’lar geliyor. Barışa yatırım yapmaya iktidarın hiç niyeti yok. Ekonomi temelde yaşatıcı olmalı, insan için olmalı, barışı sağlamalı. Hemen güneyimizdeki Suriye’nin kuzeyindeki savaşçı hamlelerin amacı nedir? İnsan kaybı, ekonomik kaybı açısından ülkeye faydası mı olacak? Biz neden olduğunu biliyoruz. İktidara sirayet etmiş güçlü bir Kürt fobisi devam ediyor. Türkiye’nin demokratik planlamaya, kamucu anlayışa dayalı bir üretim, istihdam ve bölüşüm politikasına ihtiyacı var. Bunu düşünmek ve planlamaktan başka yeni ekonomik model gibi zihni sinir projelerle ülkenin refaha ulaşması mümkün değil. Bunun için iktidarın gitmesi şarttır. 

Çözümü merak edenler HDP’nin Diyarbakır ve İstanbul mitinglerine baksın

Elbette yeter şart başka bir perspektif ise kamucu bir perspektifi hayata geçirmektir. Bunun imkanı var mı, var. Hafta sonu HDP’nin Diyarbakır ve İstanbul'da yaptığı mitingler Türkiye’de çetrefil haline gelmiş sorunların çözülmesinde HDP’nin aday olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Çözümün nereden geçtiğini merak eden varsa bu mitinglere bakmalı ve verilen mesajları iyi okumalı. Mitingleri örgütleyen bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum, katılan halkımıza şükran duygularımı ifade etmek istiyorum.

10 Ağustos 2022