Rojava Devrimi, Orta Doğu’da başka bir yolun mümkün olduğunu gösteriyor!

15 Mart 2011 yılında başlayan Suriye iç savaşında Kuzey Suriye halkları, DAİŞ karanlığı ve Esad rejimine karşı 19 Temmuz 2012’de kendi kaderini tayin edeceği üçüncü bir yolun temellerini attı. Kobanê’de başlayan üçüncü yol inşası Rojava Devrimine dönüşerek sadece Kürt halkı için değil aynı zamanda Suriye’de yaşayan Araplar, Türkmenler, Ermeniler ve Süryaniler için de umut olmuştur.

Demokratik müzakereyle çözümde ısrar eden Kuzey Suriye halkları, DAİŞ ve devrim düşmanı bütün güçlerin saldırılarına maruz kalmış, meşru savunmadan başka kendilerine seçenek bırakılmamıştır. Başta kadınlar olmak üzere Kuzey Suriye halkları Kobanê’den başlayarak dalga dalga yayılan tarihi bir direnişle DAİŞ karanlığını bozguna uğratmıştır. 

Kuzey Suriye devrimi, din, dil, etnik kimlik, siyasi düşünce gözetilmeksizin Esad rejimi ve DAİŞ’in katliamlarına maruz kalan Suriye halklarının sığınağı haline gelerek alternatif bir sistem önerisi sunmaktadır. Halk meclislerinin güçlü olduğu, halkların eşit temsiliyet ilkesiyle doğrudan karar süreçlerine dahil olduğu bu sistem, Orta Doğu halklarının bir arada barış içinde yaşama koşullarının örneğidir. Rojava Devrimi ayrıca DAİŞ zihniyetinde vücut bulan karanlığa karşı yaratılmış bir kadın devrimidir. 

Suriye’de başlatılan iç savaşın sonuna doğru geldiğimiz ve müzakere masasının kurulmasına yakın olduğumuz bu dönemde, Türkiye’nin Suriye ve Rojava’ya yönelik başından beri hatalı politikalarında hala ısrar ediyor olması ne Türkiye ne de Orta Doğu halklarının çıkarınadır. Barışa el uzatmak yerine sınıra on binlerce askerle yığınak yapmayı tercih eden AKP hükümeti, ezilen dünya halklarına ilham veren Rojava Devrimini boğma çabasını sürdürmektedir. İşgal ettiği Afrin’lilerin zeytinlerini savaş ganimeti gibi satan AKP hükümeti, Suriye’nin en güvenli bölgesi olan Kuzey Suriye’de yeni savaş cepheleri açarak siyasi çözümsüzlüğü derinleştirmeye çalışmaktadır. 

HDP olarak, Orta Doğu’da başka bir yolun mümkün olduğunu gösteren Rojava Devrimini selamlıyor, Suriye ve Türkiye başta olmak üzere tüm Orta Doğu coğrafyasında barış ve demokrasinin inşa edilmesi yönündeki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi belirtiyoruz. Bu vesile ile uluslararası kamuoyunu, tüm Türkiye halklarını, sivil toplum örgütlerini ve siyasi partileri; AKP hükümetinin savaş ve çözümsüzlük politikasına karşı durmaya ve Orta Doğu’da özgürlük, eşitlik ve demokrasi mücadelesi veren halklarla dayanışma içinde olmaya davet ediyoruz.

Feleknas Uca ve Hişyar Özsoy
HDP Dışilişkiler Komisyonu Eş Sözcüleri
19 Temmuz 2019