Sancar Adıyaman’da: İktidar kader planı diyerek sorumluluktan kurtulamaz

Eş Genel Başkanımız Mithat Sancar, Adıyaman’da yürüttüğümüz deprem çalışmalarına katıldı. Sonrasında deprem bölgesine ilişkin açıklamalarda bulunan Sancar, şunları söyledi:

Dayanışma insanların hayatta kalmasını sağlıyor

Adıyaman’dayız ve burada yıkımın boyutları çok büyük. En fazla yıkılan şehirlerimizden biri Adıyaman ve yine her yerde olduğu yardımdan en az yararlanan şehirlerimizden biri de Adıyaman. Yıkımın çapı çok büyük ve insanlarımızın sorunları çözülmüyor, ihtiyaçları karşılanmıyor. Bu gördüğünüz alanda yapılan çalışma tamamen gönüllü dayanışma çalışmasıdır. Çeşitli kuruluşların bir araya gelerek oluşturduğu bir koordinasyon var ve bir çadırkent oluşturuluyor. Buna benzer dayanışma örneğini Cemevinde de gördük. Dayanışmanın ne anlama geldiğini buralarda daha iyi görebiliyoruz. Dayanışma insanların hayatta kalmasını sağlıyor. İnsanların ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlıyor. Ayrıca ruhsal olarak bu büyük travmayla baş etmede dayanışmanın büyük rolü vardır.

Depremin 9’uncu günü ve Adıyaman’a hala su verilmiyor

Adıyaman’daki sorunların başında çadır meselesi geliyor. Gittiğimiz her yerde ilk dile getirilen ihtiyaç çadır. Çok sayıda insanımız evsiz kalmış durumda. Neredeyse şehrin tamamı oturulamayacak bir hale gelmiş. Yıkılan binaların sayısı 2000 civarında. Ağır ve orta hasarlı binaları buna kattığımızda neredeyse şehrin tamamını kapsıyor. Böyle olunca insanların barınma ihtiyacı çok büyük bir boyut kazanıyor. İkincisi su. Evet şehre henüz su verilmiş değil. Depremin 9’uncu günü. Biraz önce geldiğimiz bölgede de gördük insanlar isyan ediyorlar. Şebeke yeniden işletilmiyor, şehre su verilmiyor. Nasıl oluyor da bugüne kadar bu sorun çözülmez? Elektrik daha düne kadar şehrin hiçbir yerinde yoktu. Yeni yeni şehrin bazı bölgelerine verilmeye başlandı. Sağlık sorunları büyük bir sorun olacak, salgın hastalıkların başlaması an meselesi. Hastalar var, çocuklar var, yaşlılar var ve bütün bunların ihtiyaçlarını karşılayacak bir organizasyon yok. Burada kamu kaynaklarını kontrol eden devlet ve hükümetin yaraları sarma konusunda ciddi bir çalışması bulunmuyor. Halk kendi ihtiyaçlarını dayanışma ile karşılıyor, yaralarını dayanışma ile sarıyor.

İktidar kader planı diyerek bu yıkımın sorumluluğundan kurtulamaz

Depremin yarattığı yıkımın bu kadar büyük olmasının sebebini siyasette aramak lazım, iktidarın yönetim şeklinde aramak lazım. Ranta dayalı denetimsizlik ve yolsuzluk üzerinden işleyen bir imar politikası var. İmar aflarının ne gibi yıkımlar yaratabileceğini uzun yıllardır dile getiriyoruz. Sadece AKP hükümeti döneminde çıkarılan imar affı yasa sayısı 9. Bunlardan yararlanan konut sayısı 3 milyon. Bütün bunlar aslında cinayete kanuni temel hazırlamaktır. Felakete davetiye çıkarmak demektir. Felaket depremin kendisi değildir; felaket depremden önce yapılmayanlar, depremden sonra yapılanlardır. Felaket siyasettedir. O nedenle kader planı gibi laflarla hiçbir iktidar sorumluluktan kaçamaz. Bu iktidar da kader planı ya da asrın felaketi sözlerinin arkasına sığınarak sorumluluğu üzerinden atamaz. Bütün yıkımın asli sorumlusu iktidardır. Müteahhitlerin de sorumluluğu var ama onları denetlemeyen ya da denetimi kurallara göre yapmayan bir silsile var ortada. Bu en tepeye kadar uzanıyor. İktidar bir bütün olarak bu yıkımdan sorumludur. 

İktidarın insan merkezli, toplum yararını esas alan bir yaklaşımı yok

Şimdi yapılması gereken insanlarımızın ihtiyacını hızlı bir şekilde karşılamak. Elbette çok büyük bir yıkım var ortada. Elbette dayanışma çok önemli ama kamu kaynakları bu halkın ürettiği değerlerden toplanıyor. Kamu kaynaklarının etkili ve hızlı bir şekilde kullanılmasını sağlayacak her türlü çalışmayı da yürütmek bizim sorumluluğumuzdur. İktidar bunları istemeyebilir, kaçmaya çalışabilir. Çünkü bu iktidarın insan merkezli, toplum yararını esas alan bir yaklaşımı yok. Kamu kaynaklarını bu amaçla toplum için, insanlar için kullanmasını sağlayacak olan bizleriz. Bizlerin ortak çabası ve dayanışmasıdır, sesimizi birlikte yükseltmemizdir. 

Dayanışmanın yarattığı sosyal ve siyasal güç, hak ve adaleti kuracak

Sorumluların ve sorumlulukların hesabını sormak da yine hepimizin görevidir. Eğer hesap sorulmaz ise yeni felaketler yaşanır ve başka felaketlerin yolu da hep açık kalır. O nedenler bütün sorumlulardan ve sorumluluk zinciri içinde yer alan bütün makamlardan mutlaka hesap sormak lazım. Bu yıkımın hesabı verilmek zorunda. Dayanışmanın önemine her seferinde vurgu yapmak gerekiyor. Bizleri kurtaracak, yaşatacak olan dayanışmadır. Geleceği yine hak ve adalet temelinde kuracak olan bu dayanışmanın yaratacağı büyük sosyal ve siyasal güçtür.

Esas gündemimiz seçim değil, halkımız ile dayanışmaktır

Soru: Seçimle ilgili bir yorumunuz var mı? 14 Mayıs diye karar alınmıştı.

Bu konulara hiç girmeyelim isterseniz. Esas meselemiz burası, acılar ve halkımız ile dayanışmaktır. Bunları elbette tartışıyoruz, kurullarımızda da değerlendiriyoruz. Yeri geldiğinde de açıklamalarımızı zaten yapacağız. 

14 Şubat 2023

Etiketler: #deprem , #maraş depremi