
Partimize yönelik kapatma davası ve Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesine ilişkin Merkez Yürütme Kurulumuz Ankara'da olağanüstü toplandı. Toplantı arasında Eş Genel Başkanlarımız Pervin Buldan ve Mithat Sancar bir açıklama yaptı. Buldan ve Sancar şunları söyledi:
Pervin Buldan
HDP olarak her türlü zulme rağmen hiçbir şekilde demokratik siyasetten vazgeçmedik
Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyoruz. Gösterdiğiniz ilgi ve alakaya teşekkür ederiz. Özellikle son 5 yıldır HDP üzerinde büyük bir şiddet ve engelleme politikası devam ediyordu. Son 5 yıl içerisinde her türlü zulme, baskıya ve engellemeye karşı bizler her zaman olduğu gibi demokrasi mücadelemizi sürdürdük. Son 5 yıldır Türkiye’nin ülkeyi yöneten iktidar tarafından nasıl bir zulümle karşı karşıya olduğunu ve Türkiye toplumu üzerinde nasıl bir baskı siyasetinin hayata geçirildiğini, Türkiye halklarının nasıl bir sefalete sürüklendiğini, bugün de aynı anlayışın ve aynı baskı politikalarının devam ettiğini görmek gerekir. Bizler HDP olarak bu coğrafyada yıllardır her türlü bedeli ödeyen, her türlü zulümle karşı karşıya kalan ama hiçbir zaman halkın yanında siyaset yapmaktan vazgeçmeyen, demokratik siyasette ısrar eden ve bu zulmü yapanlara karşı asla diz çökmeyen bir pozisyonda olduk.
Seçimlerde elde ettiğimiz başarıların intikamı olarak milletvekillerimiz, belediye eşbaşkanlarımız tutuklandı
Partimizin milletvekilleri tutuklandı, belediye eşbaşkanları görevden alındı, tutuklandı yerlerine kayyımlar atandı. Partimiz her türlü engelle karşı karşıya kaldı. Seçimler demokratik bir ortamda yapılmamasına rağmen partimiz hem belediye başkanlıklarını kazandı hem de parlamentoya güçlü bir şekilde girmeye hak kazandı. Bunun intikamını, bunun hırsını milletvekillerimizi tutuklayarak almaya çalışıyorlar.
Demirtaş ve Yüksekdağ başta olmak üzere cezaevlerinde binlerce insan var
Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere bugün cezaevlerinde çok sayıda milletvekili arkadaşımız ve aynı zamanda belediye eşbaşkanı arkadaşımız, yöneticilerimiz var; bize selam veren, yanımızdan geçen insanlar var. Artık Türkiye cezaevleri sadece HDP ile sınırlı değil; Türkiye cezaevlerinde yazarlar, gazeteciler, aydınlar, insan hakları savunucuları ve bu ülkede barışı ve demokrasiyi isteyen binlerce insan var. Türkiye cezaevlerinde bu ülkenin çocukları var, bu ülkenin gençleri var. Attıkları tweetler sebebiyle, basın açıklamasına katılmaları sebebiyle cezaevlerinde olan binlerce insan var.
Dün gerçekleştirilen darbe Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçti
Dün bir kez daha Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçecek olan iki gelişmeyi birlikte yaşadık. Daha önce de milletvekili arkadaşlarımızın vekillikleri düşürüldü. Musa Farisoğulları, Leyla Güven, Ahmet Yıldırım, Leyla Zana'ya yapılanlar, dün bir kez daha parlamentoda yaşandı. Aynı anlayışın devam ettiğini bir kez daha gördük. Bir tweeti RT ettiği için Kocaeli Milletvekilimiz Sevgili Ömer Faruk Gergerlioğlu bir cezaya çarptırılmıştı ve bundan dolayı da dün milletvekilliği düşürüldü. Bu tam bir darbe anlayışıdır. Bugünkü iktidarın, AKP iktidarının küçük ortağıyla birlikte 15 Temmuz’da Meclis'in çatısına bomba yağdıranlardan hiçbir farkı kalmamıştır. Çünkü bunun da adı darbedir, halkın iradesini gasp etme darbesidir.
Gergerlioğlu ve diğer arkadaşlarımız halkın iradesi olmaya, milletvekili olmaya devam edecekler
Gergerlioğlu ve diğer vekil arkadaşlarımız halkın oyları ile seçilmiş arkadaşlarımızdır. AKP’nin iki dudağı arasından çıkan olan bir sözle, vermiş olduğu bir talimatla milletvekillerimizin vekilliğinin düşürüldüğünü dün bir kez daha gördük. Ancak şu unutulmasın Gergerlioğlu ve diğer arkadaşlarımız halkın iradesi olmaya, milletvekili olmaya devam edecekler. Dün diğer bir gelişme partimize dair kapatma davasının açılması yani yine bir darbe hukukunun, darbe anlayışının ortaya konulmasıdır.
HDP, Türkiye’nin geleceği açısından ne gerekiyorsa onu yapmıştır
HDP şimdiye kadar Türkiye halklarının, Türkiye toplumunun geleceği açısından ne gerekiyorsa onu yapmıştır. Bu ülkenin toplumsal barışa, demokrasiye ve adalete olan ihtiyacı için çalışmak; AKP hükümetinin zulmüyle Türkiye halklarının götürülmek istendiği sefalete dur demek HDP’nin birincil görevi olmuştur ve görevimiz olmaya devam edecektir.
Düne kadar oyumuz 6 milyondu dünden itibaren 12 milyona çıkmıştır
Şuna inanabilirsiniz; dün akşama kadar bize oy verenlerin sayısı 6 milyondu, dün akşamdan itibaren 12 milyona yükseldi. Bizim oy oranımız %11,5-12 idi, dün akşam itibariyle oy oranımız yüzde 20’lere yükseldi, bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Biz Türkiye halklarının Türkiye toplumunun gerçek gündemiyle ilgilenen bir partiyiz. Bugün halkın gündemi açlıktır, halkın gündemi sefalettir, yoksulluktur. İşçinin, esnafın, kadınların yaşadığı zulümdür. AKP bu gündemi değiştirmek istemektedir. Ancak bu gündem üzerinden partimizi kriminalize etme çabalarının öteye gitmeyeceğini ifade etmek isterim.
Türkiye’nin gerçek gündemleri arasında tecrit var
Evet, halkın gündemleri arasında bunlar ve tecrit meselesi vardır. Kürt sorununun şimdiye kadarki çözümsüzlüğünden kaynaklı bugün artık sadece İmralı Cezaevinde Sayın Öcalan değil tüm Türkiye tecrit altına alınmak istenmektedir. Partimize açılan dava da bu amaçla açılmıştır. Tecrit bir insanlık suçudur. Sayın Öcalan’a uygulanan tecridin daha da derinleştirilmesi bu ülkenin sorunlarına katkı sağlamayacaktır. Bu ülkenin gerçek anlamda barışa, demokrasiye ve özgürlüklere ihtiyacı vardır. Bu yüzden diyoruz ki; ne yaparsanız yapın biz inandığımız yolda yürümeye devam edeceğiz.
Bu mesele sadece HDP’nin meselesi olmaktan çıkmalıdır
Yani halkımızın gerçek gündemleri ile ilgilenmeyi kendimize yol olarak seçtik ve bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Ancak mesele sadece HDP’nin meselesi olmaktan çıkmak zorundadır. Yani hem HDP’yi kapatma konusu hem de vekilliklerin düşürülmesi meselesi sadece HDP’yi ilgilendiren bir mesele olmamalıdır Türkiye’de.
Bugün bize yapılan yarın mutlaka size yapılacaktır: Demokratik bir ülkeyi birlikte yaratabiliriz
Tüm demokrasi güçlerine bir çağrı yapmak isterim. Bugün bize yapılan yarın mutlaka size yapılacaktır. İşte şimdi hep birlikte bu haksızlıklara, bu hukuksuzluklara karşı durmak hepimizin görev ve sorumluluğudur. Biz AKP hükümetine, önümüze konulacak olan ilk sandıkta elbette derslerini vereceğiz. Ancak şimdiden demokrasi güçlerinin bir araya gelerek birlikte AKP hükümetine bu fotoğrafı verme zamanı gelmiştir geçiyor bile. Bu ülkede hiç kimsenin artık haksızlığa uğramayacağı, yok sayılmayacağı ve cezaevlerinde haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklu kalmayacağı bir ortamı hep birlikte yaratmak bizlerin görevidir.
Hiç kimse enseyi karartmasın, şüpheye kapılmasın biz yolumuza devam edeceğiz
Halkımıza, parti çalışanlarımıza, il ve ilçe örgütlerimize buradan çağrı yapmak isterim: Hiç kimse enseyi karartmasın, hiç kimse moralsiz olmasın; HDP var olduğu sürece halklarımızın yanında olmaya ve demokratik siyaset yürütmeye devam edecektir.
Newroz'da tüm Türkiye halklarını omuz omuza mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz
Şimdi önümüzde Newroz var. Bu hafta sonu Türkiye’nin birçok yerinde büyük bir coşkuyla, büyük moralle Newroz Bayramımızı kutlamaya hazırlanıyoruz. Tüm Türkiye halklarını, başta Kürtler olmak üzere, Newroz’da birlikte hayal çekmeye, omuz omuza birlikte demokrasi mücadelesi vermeye çağırıyoruz. Buradan bir kez daha bu daveti ve çağrıyı yapmak isterim. Newroz pîroz be!
Mithat Sancar
Saldırılar HDP üzerinden yürütülse de demokrasi umudunu ve özgür geleceği hedef alıyor
İktidar girdiği çözümsüzlük patikasından çıkma imkanlarını bütünüyle yok edecek adımlar atıyor, bu çözümsüzlük politikası ülkeyi karanlığa sürüklüyor. Bunun pek çok göstergesi ve örneği önümüzde duruyor. 2015’ten bu yana sürdürülen siyasi darbe süreci derinleşerek devam ediyor. Siyasi darbe süreci esas itibariyle HDP üzerinden yürütülse de hedef Türkiye’de demokrasi umudunu, Türkiye’de özgür gelecek inancını yok etmektir.
Bu saldırılar iktidarın önündeki en büyük engelin HDP olduğunun itirafıdır
Açıkça söylemek gerekiyor; siyasi darbenin çeşitli aşamalardan geçerek geldiği nokta faşizmi kurumsallaştırmak ve tamamen yerleştirmektir. HDP’ye yönelik baskılar, yeni hamleler esasen bu yolda kendilerine en büyük engelin kim olduğunun itirafıdır. Evet, HDP taviz vermeyen duruşuyla, demokratik siyasetteki ısrarıyla, çözüm politikalarındaki inadıyla bu iktidarın hedeflerine ulaşmasının önünde en büyük güç olduğunu göstermiştir.
HDP bir fikriyattır, halktır; halkı bitirmek mümkün olsaydı bütün diktatörler ebediyen yaşardı
Daha önce yakın zamanda 4 Kasım 2016 darbe operasyonunun bir aşamasıyla arkadaşlarımız tutuklandı. O günden bu güne sayısız belediye eşbaşkanımız görevden alındı, sayısız yoldaşımız ve sayısız çalışanımız zindanlara tıkıldı. Sandılar ki HDP bitecek, eriyecek ama tam tersi oldu. Çünkü HDP ne tek tek şahıslardan ibarettir ne binadır, HDP güçlü bir fikriyattır, HDP halktır. Halkı bitirmek mümkün olsaydı bütün diktatörlükler ebediyen yaşardı. Ama tarihe dönüp baktığınızda hiçbir diktatörlüğün kendine biçtiği ebedi ömrü asla yaşayamadığını, hatta onun binde birini tamamlayamadığını göreceksiniz.
28 Şubat tarihe gömüldü ama zihniyeti devam ediyor
Yakın zamanda 28 Şubat gibi bir örnek var önümüzde, 1000 yıl süreceğini iddia etmişti 28 Şubat’ın sahipleri. Bunu başaramadılar, kısa sürede tarihe gömüldü ama maalesef zihniyeti devam ediyor. 28 Şubat da 12 Eylül gibi, 27 Mayıs gibi, 12 Mart gibi bir darbe süreciydi, 4 Kasım 2016’da bir darbe sürecidir ve dün itibariyle bu darbe sürecine yeni bir boyut eklenmiştir.
Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi ve kapatma davası iktidarın acizliğinin göstergesidir
Bu hamleler yani hem değerli arkadaşımız Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin haksız hukuksuz bir şekilde düşürülmesi hem de hakkımızda kapatma davası açılması iktidarın çaresizliğini ve acizliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye’nin devasa sorunları vardır, Türkiye çoklu krizler içindedir. Bu krizlerin sebebi iktidarın kendisidir, bu iktidarın politikalarıdır. Çözüm üretmesi artık mümkün olmayan bu iktidar şimdi başka manevralarla ömrünü uzatmaya çalışıyor. Halkın ekmek ve özgürlük derdi var halkın barış özlemi var. Bunlara cevap verecek bir kapasitesi ve zihniyeti olmayan iktidarın seçtiği yol diktatörlük yöntemleri, hukuk dışı araçlar ve yönelimlerdir.
Bizi bitirmeye çalıştıkça kendileri tükeniyor
Bizi bitirmek onlar için bekalarını güvence altına almanın yolu gibi görünüyor ama bizi bitirmeye çalıştıkça kendileri tükeniyorlar. Bize yönelik her saldırı tükeniş itirafıdır, iktidarın tükendiğinin itirafıdır. Hukuku, adaleti, vicdanı, ahlakı bir kenara bırakarak bu yolda yürümeyi sürdürebileceklerini düşünüyorlar çok büyük yanılıyorlar. Bu yolda HDP kapatma davasının açılmış olmasına hiçbir şekilde aldırmadı, kararlı bir şekilde yürüyüşüne devam edecektir.
Demokratik siyaset yürütmek için imkanlarımız çok, gücümüz büyüktür: En büyük gücümüz halkımızın desteğidir
Kapatma davasıyla arzuladıkları etkileri yaratma imkanları yoktur. Halkımız bunu net olarak bilsin. Bizim demokratik siyaset yürütmek için imkanlarımız çok, gücümüz büyüktür. Halkımızın desteği bizim en büyük servetimiz, en büyük moral ve inanç kaynağımızdır. Biz onların bu inancını, bu desteği en ileri noktaya götürecek yolları bulacağız. Bu yolların ne olacağını kısa sürede halkımız görecek, kamuoyu ile paylaşacağız. Demokratik siyaset yürüyüşü daha güçlü bir şekilde devam edecektir. HDP bu ülkenin yönetimine ortak olma hedefini mutlaka gerçekleştirecektir. Bu ülkede HDP’siz bir yönetimin sorunları çözemeyeceğini herkesin iyi görmesi lazım. Kapatma davası, HDP’yi siyasetin dışına iterek iktidarı sürdürme hesapları, bu ülkenin bütün halklarına karşı ağır bir saldırıdır. Bütün demokrasi güçlerinin, muhalefet partilerinin bu gerçeği açık bir şekilde görmesi gerekiyor. Bizim çağrımız HDP’ye yardım edilmesi çağrısı değildir. HDP; halkına, tabanına, çalışanlarına güvenerek yoluna devam edecek güçtedir, inançtadır.
Demokratik siyaseti birlikte korumazsak meydan darbeci yönetime kalacaktır
Bizim çağrımızın amacı bu ülkede demokrasi umuduna ve özgür gelecek inanınca hep birlikte sahip çıkma çağrısıdır. Burada ortaya konulacak tavır diktatörlüğün pekiştirilmesi senaryolarını durdurma tavrı olacaktır. Bunun için de demokrasiden yana derdi olan, adalet beklentisi olan, barış özlemi olan bütün çevreleri ve bireyleri bu gidişata karşı açık demokratik tavırlarını göstermeye çağırıyoruz. Demokratik siyaseti hep birlikte korumazsak sadece darbeci yönetime kalacaktır meydan ve sadece darbeci zihniyet olacaktır bu ülkenin tepesinde. Demokratik güçler olarak demokratik imkanlarla bu süreci durdurma sorumluluğumuz vardır.
Bazı sınavların bütünlemesi yok, yanlış tavır herkese büyük kaybettirir
Şu hatırlatmayı yapmayı da görev biliyorum; bazı sınavların bütünlemesi yoktur. Bu sınavda bir kerede ya başarılı olursunuz ya da başarısız olursunuz. Telafisi olmayan sınavlarda yanlış tavır büyük kaybettirir, herkese kaybettirir. Bu karanlık tünelin ucunda ışık var ve o ışığı görüyoruz, biz o ışığa yürüyoruz, herkesin gözlerini o ışığa dikmesini bekliyoruz. HDP demokratik siyasette ısrarcıdır, HDP fikriyatı halkla birlikte demokratik siyasette yoluna devam edecektir ve bu iktidara kaybettirecektir.
Kapatma davası açan iktidar kendi döneminin kapandığını ortaya koymuştur
Demokrasi güçlerine kazandıracaktır. Bunu daha önce gösterdik ve bir kez daha göstereceğiz. Bu konuda kimsenin şüphesi ve tereddüdü olmasın. Kapatma davası açmanın anlamı bu iktidarın döneminin kapandığının itirafıdır. Kapatma davası açan iktidar kendi döneminin kapandığını açık bir biçimde ortaya koymuştur. Kapatma davası hukuk üzerinden konuşulacak bir mesele değildir, ortada hukukla açıklanacak bir durum söz konusu değildir.
Ortada hukuken tartışılacak bir şey yok, Başsavcılığının esas aldığı tek şey var Saray'ın iradesidir
İddianame ortalıkta dolaşıyor. Bize resmen tebliğ edilmedi henüz. İddianameye şöyle hızla göz atarsanız -eğer gerçek iddianame ise bu- göreceksiniz saçmalıktan öte gerçekten hukuk tarihine çok büyük bir ayıp olarak geçecek bir belge ile karşı karşıya olunduğunu görürsünüz. Hangi birini saysak bilemiyorum. Mesela bize isnat edilen, bazı arkadaşlarımız için siyaset yasağı gerekçesi yapılan yargılamalar beraatla sonuçlanmış ama iddianameye delil olarak konulmuş. Meclis konuşmalarımız dosyaya konulmuş ama bunlar kapatma davasının gerekçesi olamaz Anayasaya göre. Mevcut anayasa bile böyle bir kapatma davasına cevaz vermiyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasaya, kanunlara ve uluslararası sözleşmelere aykırı davranmıştır, bunları bir kenara koymuştur. Başsavcılığının esas aldığı tek şey var Saray'ın iradesi. Yargıtay Başsavcılığı bu davayı Saray'ın iradesinin gereği olarak açmıştır, hukukun gereği olarak değil. Bu nedenle tartışılacak olan hukuka uygunluk meselesi değil siyasi operasyonun niteliğidir.
Tünelin ucunda gördüğümüz ışığa doğru yürüyüşümüze devam edeceğiz
Biz başaracağımızdan eminiz, biraz önce Eş Genel Başkanımız da söyledi. Dün itibariyle korkuları daha da büyümüştür, kapatma davası açmak korkularının bir yansımasaydı, hedefleri bizi etkisizleştirmek olabilir ama tam tersi oldu. Korkularını herkes gördü, gücümüzü de yine bizler görüyoruz. Bu yürüyüşte halkımızın desteğinin ne kadar büyüdüğünü de bütün Türkiye ve dünya görecektir. Önümüzde Newroz var halkımız Newroz meydanlarında iradesine coşkuyla sahip çıkacaktır. Hazırlıklarımız tamamlanmıştır. Buradan bir kez daha Kürt sorununa demokratik çözüm, Türkiye demokrasisinin yeniden inşası, hukuk devletinin yerleştirilmesi mesajları ve barış özlemi güçlü bir şekilde dile getirilecektir. Türkiye halkları Newroz meydanlarında yan yana her halk kendi türküsüyle, kendi halayıyla o meydanlarda bulunacaktır. Hep birlikte o yakın görünen ışığa yürüyüşümüz devam edecektir. Sözlerimi bitirirken diyorum ki Newroz kutlu olsun, Newroz pîroz be!
Kurullarımızla tartışıp yol haritamızı önümüzdeki günlerde paylaşacağız
Soru: Kapatma gerçekleşirse atacağınız somut adım ne olacak, yol haritanız nedir?
Yol haritamızı belirleyeceğiz bugün olağanüstü MYK aldık, hafta sonu Newroz Bayramını kutlayacağız fakat daha sonra bütün yapımızla PM, Kadın Meclisimiz ve il ve ilçe örgütlerimizin görüşlerini alarak elbetteki HDP bir yol haritası çıkaracaktır. Bu çıktıktan sonra kamuoyu ile paylaşacağız. Şu an henüz belirlenmiş bir yol haritamız yok. Biz mücadelemize devam edeceğiz.
Soru: Şu an Mecliste 16 sandalye eksik, 30 sandalye daha eksilirse ara seçime gidilecek. Şu an 3 vekilinizin vekilliği düşürülmüş durumda. HDPli bazı vekillerin istifa etmesi ve ara seçime gidilmesi gibi bir gündem var mı?
Böyle bir gündemimiz yok. Bunlar boş mühendislik tartışmalarıdır.
Soru: Bahçeli'nin bir açıklaması oldu. HDP tekrar başka bir isimle açılmamak üzere kapatılmalıdır dedi. Ne düşünüyorsunuz?
HDP dükkan değil ki kapatılsın, bunu daha önce de söyledik. Halkı kapatabiliyorlar mı? Bu fikriyatı yok edebiliyorlar mı? Siyaset yoluyla bizimle baş edebiliyorlar mı? Biz siyaset yoluyla bunca yıldır pek çok kazanımın gerçekleşmesinde rol oynadık. Çok çeşitli saldırılara göğüs gererek, büyüyerek yolumuza devam ettik, bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz.
Soru: Bahçeli’nin partisinin kurultayında söylediği bir ifade var: Seçim 2023’te, adayımız Erdoğan, diye. Bu açıklamayla size kapatma davası açılması arasında bir bağlantı olduğunu düşünüyor musunuz?
Dün AKP, MHP’ye kongre hediyesi verdi. Bugün de iadeyi hediye gerçekleşti karşılıklı hediyeleşiyorlar. Ama bu çabaların hepsi nafiledir, boştur. HDP ve demokrasi güçleri bu karanlık dönemi ilk sandıkta bitirecektir.
Türkiye'de yaşananların hiçbiri tesadüfi değil: Öcalan ile acil görüşme yapılmalıdır
Soru: Öcalan hakkında bir takım iddialar dolaştı. Başvurular yapıldı, herhangi bir dönüş yapılmadı. Ömer Faruk Gergerlioğlu ve HDP’nin kapatılma davası üst üste geldi. Bunlar Newroz öncesine denk geldi. Bunların bağlantısını nasıl kuruyorsunuz? Halklar Newroz'u kutlamaya hazırlanırken bütün bunların yaşanması tesadüf mü?
Bu ülkede hiçbir şey tesadüfi değildir. AKP ve MHP’nin yapmak istediği planlı programlıdır, Türkiye halklarının demokrasi mücadelesini boşa çıkarmakla ilgilidir. Hem Sayın Öcalan ile ilgili çıkan haberler hem Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi hem de partimizi kapatma girişiminin, birkaç gün içinde bu üçünün yaşanması ve gelişmesi elbette tesadüf değildir. İmralı ile ilgili söylemler kaygı vericidir. Hiç zaman kaybetmeden İmralı ile bir görüşmenin gerçekleşmesi gerekiyor. Ya avukat görüşü ya aile görüşü. Çünkü uzun süredir bir görüşme yapılmıyor. Bu haberlere istinaden acilen Sayın Öcalan ile bir görüşme yapılmasını elzem bulduğumuzu ifade etmek isterim. Bu haberlerin tesadüfi olmadığını biliyoruz. Kararların saraylarda alındığını da biliyoruz. Birbirlerine yaptıkları ziyaretlerde vermiş oldukları sözleri dile getiriyorlar. Dolayısıyla tesadüf demek doğru değil.
18 Mart 2021