Sancar Siirtten seslendi: Halklar arası yaşamı inşa etmenin yolu Kürt sorununun çözümünü sağlamaktır

Eş Genel Başkanımız Mithat Sancar ve DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz Siirt’te il örgütümüz önünde düzenlenen halk buluşmasında konuştu:

Saliha Aydeniz: Kürt sorunun çözümü için muhatap Sayın Öcalan’dır

Kürt halkı artık sözlere aldanmıyor, Kürt halkı Kürt sorununun çözümü için somut adımlar istiyor. Kürt halkı dili ve varlığı için somut adımlar istiyor. Kürdistan’a gelip siyaset yapanlar bilsinler ki Kürt halkı kimseye muhtaç değildir. Onlar Kürt halkına muhtaçtır. Kürt sorununun çözümü için, tecrit ve Kürt dili için ne diyorsunuz? Kürt halkı bu konularda artık sözlere inanmıyor. Kürt halkı Newroz Meydanında duruşunu gösterdi. Kürt sorununun çözümü için muhatap Sayın Öcalan’dır. Öcalan ile görüşüp bu sorunu çözün dedi. Bunun üstüne bizim için de başka bir söz geçerli değildir. Bu iktidar bekasını Kürt halkının düşmanlığı üzerine kurmuştur. Kürdistan'ın dört parçasında inkar ve imha politikaları uygulanmaktadır. Kirli savaş politikaları uygulanmaktadır. En son Şengal’e saldırdılar. Şengal halkının talepleri kabul edilmeli ve statüleri tanınmalıdır. Ne Irak hükümeti ne de Kürdistan Bölgesel Yönetimi Êzidî halkının taleplerine yanıt veremez, onları koruyamaz. Bunun için Şengal yönetimi tanınmalıdır, statüsü tanınmalıdır. Biz de sonuna kadar mücadele edeceğiz, onları yalnız bırakmayacağız. Biz sonuna kadar Êzidxan ve Şengal’in yanındayız.

21’inci yüzyıl Kürtlerin yüzyılıdır

Kürdistan’ın 4 parçasında Kürt halkı mücadelesini sürdürecektir. Kürt halkı bir parça, bir aşiret için değil, bütün Kürdistan için mücadelesini yükseltecektir. Kürt halkının birliği için zorluk çıkaranlar kimdir, Kürt halkı biliyor. Kürtlerin birliği hemen sağlanmalıdır, birlik için Kürtler hazırdır. Kürtlerin içinde birliğin sağlanamaması için oyunlar oynanıyor, Kürtler bu oyunlara karşı birlikte mücadele etmeye devam edecektir. Kürt halkı kendi toprakları üzerinde özgür yaşamalıdır. 21’inci yüzyıl Kürtlerin yüzyılıdır. Kürtler özgürlükleri olmadan artık yaşamayacaktır. Kürt halkı bugüne dek baş eğmedi, bundan sonra da baş eğmeyecektir. Kürtlerin özgürlüğü için Sayın Öcalan'ın özgürlüğü sağlanmalıdır.

Mithat Sancar: Siirt’te sefalet işsizlik yoksulluk doğa talanı var!

Hevalên hêja, gelê me yê bi rûmet, hûn bi xêr hatin. ser seran, ser çavan re hatin. Ez we hemûyan bi dilgermî silav dikim. Ji bo sekna we, coşa we, hezar caran spas dikim. Em HDP ne li her derê ne. 

Sevgili kardeşlerim; “HDP’liyiz Her Yerdeyiz” programında bugün Siirt’teyiz. Siirt halkının bu coşkusu yürüyüşümüzün nasıl sağlam ilerlediğini ve büyüyerek daha da ileriye gideceğini gösteriyor. O nedenle hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Hepiniz hoş geldiniz. Siirt’in sorunlarını biliyoruz. Biz ülkenin her yerindeki sorunları biliyoruz. Siirt'in en büyük sorunun ne olduğunu bizlerden daha iyi biliyorsunuz; işsizlik açlık, yoksulluk. Bugünün Cumhurbaşkanı Siirt milletvekilliği yaptı, o yolu ona Siirt halkı açtı. Ama Siirt’te ne var? Gördüğünüz bu sefalet, işsizlik, yoksulluk, doğa talanı! Hak mıdır bu, reva mıdır. 

Halkın açlığı saraydakilerin umurunda değil, ama bizim umurumuzda

Sevgili kardeşlerim, hangi partiye oy vermiş olursa olsun, geçmişte de bugün de hangi partiye sempati duyuyor olursa olsun bütün Siirtliler ve ülkedeki bütün insanlar bizim için eşittir, hepsi bizim eşit kardeşimizdir, hepsi birbirinin eşit kardeşidir. Siirt’te bu talan ve rant politikalarının temelinde, bu iktidarın düzeni yatıyor, bunu biliyoruz. Bu iktidar kaynakları halka değil; saraya, sermayeye, yandaşa ve savaşa ayırıyor. O nedenle halkın ekmeği yok, halkın işi yok, halkın aşı yok. Halkın açlığı, yoksulluğu saraydakilerin umurunda değil, ama bizim umurumuzda. Biz buna çare bulacağız. Çare biz olacağız, siz olacaksınız. Hep birlikte bu düzeni, bu iktidarı mutlaka değiştireceğiz. Yürüyüşümüzün amacı işte budur. 

Siirt’in emsalsiz doğasını HES’lerle mahvettiler

Doğa talanı diyoruz, derelerimiz gasp ediliyor, dereler yok ediliyor, dereler ile birlikte çevre harap ediliyor, yandaşlara peşkeş çekiliyor. Zorava çayını biliyorsunuz, Siirt'in bütün sularına HES koydular. Siirt’in emsalsiz doğasını HES’lerle mahvettiler. Elde kala kala Zorava nehri kalmış, şimdi oraya da ikinci HES’i yapmak istiyorlar. Üstelik usulsüz bir rapora rağmen yapmak istiyorlar. Amaç ne? Doğayı talan etmek. Yandaşı zengin etmek, sarayı yandaşlarla birlikte ayakta tutmak. Biz de diyoruz ki hayır  bunu sürdüremeyeceksiniz, Çünkü HDP var, iradelerini temsil ettiği halklar var.

HDP’ye boyun eğdirememenin cevabını biz değil, siz veriyorsunuz

Burada gözaltında tutuyorlar, bazen tutukluyorlar, bazen sadece gözaltı ile korkutacaklarını sanıyorlar. Binlerce arkadaşımıza böyle muamele ettiler. Hala cezaevinde yatan Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, Gültan Kışanak ve isimlerini sayamadığım bütün yoldaşlar sırf bizi mücadeleden vazgeçirmek için rehin tutuluyorlar. HDP’ye boyun eğdirmek için siyasi rehine olarak ellerinde tutuyorlar. Her gün yeni gözaltıların nedeni de bu. HDP’yi yürüyüşünden vazgeçirmek, boyun eğdirmek! Ama cevabı biz değil, siz veriyorsunuz. İşte bunun için HDP halktır. HDP halk olduğu için boyun eğmiyor, mücadeleden vazgeçmiyor yürüyüşünü asla değiştirmiyor. Bizim yürüyüşümüz demokrasi yürüyüşüdür, barış yürüyüşüdür, adalet yürüyüşüdür, özgürlük yürüyüşüdür, hukuk yürüyüşüdür. Bundan taviz vermeyeceğiz. Bu mücadeleyi sonuna kadar bu değerlere inanan herkes ile birlikte yürütmeye kararlıyız. 

Onlarda zulüm varsa bizde inanç var

Onun için diyoruz ki Siirt’te yaşayan bütün halklar, Kürtler, Araplar diğer halklar Siirt’in Kürtleri ve diğer grupları hepsi için adalet istiyoruz, hepsi için özgürlük mücadelesi yürütüyoruz. Bunu sağlayacak fikir, HDP fikridir, halkların eşit kardeşliğini, halkların birlikte demokratik yaşamını sağlayacak güvence HDP’dir. Söz veriyoruz, her zaman olduğu gibi, bütün halklar eşit olana kadar, bu ülkede bütün halklar  demokrasi ve özgürlük içinde yaşayana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz, asla boyun eğmeyeceğiz, asla taviz vermeyeceğiz. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar, doğru yolumuzu sizinle birlikte sürdüreceğiz. Onlarda zulüm varsa bizde inanç var inanç.

Ülkenin her yerindeki bütün canlılara kararlılıkla sahip çıkan partiyiz 

Ülke yangın yeri sevgili kardeşlerim. Ormanlar yanıyor, yok oluyor. Milas’tan Bodrum’a, Antalya’dan Şemdinli’ye, Hozat’a ülkenin dört yanında ormanlar ve içindeki canlılar yok oluyor. Ülkenin dört bir yanında yangın var, bunun sorumlusu iktidardır. Tedbir almayan, söndürmek için gerekli çalışmalar yapmayan iktidar, bu ülkenin doğasını talan eden iktidar bu ülkeyi yangın yerine çevirmiştir. Bizler bu ülkenin her yerindeki bütün canlılara kararlılıkla sahip çıkan partiyiz. O nedenle doğayı talan eden, ülkenin ormanlarını yok eden bu kirli ve bozuk düzeni değiştirmeye azmettik, ant içtik. Değiştireceğiz, sizinle değiştireceğiz, hep birlikte değiştireceğiz. Ekonomi yangın yeri, halkın sofrası yanıyor. Şurada esnafla sohbetimizde gördük, siftah yapmadan dükkanını kapatan esnafın sayısı saymakla bitmez.

Halklar arası yaşamı inşa etmenin yolu Kürt sorununun çözümünü sağlamaktır

Talana ve savaşa karşı hep birlikte mücadele edelim, adalete, hakka ve hukuka inanan her bir ferdi bu mücadelede ortak davranmaya davet ediyoruz. Biz yürüyüşümüzü sürdürüyoruz ve biliyoruz ki bu çağrımız yankı buluyor. Siirt’te bu sese siz ses veriyorsunuz. Sizin sesiniz, Sinop’ta da İstanbul’da da Antalya’da da duyuluyor. Sesimizi daha çok gür çıkaracağız ve mazlumların, ezilenlerin, yoksulların, ötekileştirilenlerin gücü ve sesi mutlaka birleşecek. İşte o gün bu iktidar kaybedecek. Ama sadece iktidara kaybettirmek yetmez. Bu iktidarı yaratan bozuk bir düzen var. Biz diyoruz ki hedefimiz iktidarı değiştirmek; ama bununla yetinmek istemiyoruz. Bir daha böyle iktidarlar gelmesin diye bu bozuk ve kirli düzeni değiştireceğiz. Bunu yapmadan durmayacağız. Bu düzen değişecek sevgili kardeşlerim ve bunu ancak inananlar, gerçek değişimi isteyenler yapabilir. Bazıları iktidardan kurtulmak istiyor ama bu düzeni değiştirmeden yapmak istiyorlar, bunun ülkeye faydası olmaz. Eğer sorunları çözmek istiyorsak, gerçek değişim ve demokrasi istiyorsak, doğa talanını, insan hayatını yok sayan anlayışı değiştirmek istiyorsak, sadece iktidardaki şahısları değiştirmek yetmez. 

HDP, seçimlerde gücünü sonuna kadar kullanacaktır

Bu bozuk düzeni de değiştirmek, savaş politikalarını yok etmek lazım. Halklar arası yaşamı inşa etmenin yolu Kürt sorununun demokratik çözümünü sağlamaktır. Kürt sorununda demokratik çözüm olmadan bu düzen değişmez. Bunun yolu diyalog ve siyasettir. Toplumun barışı sahiplenmesidir. İşte bunu başaracağız. Hiçbir tereddüt duymayın bunu yapacağız. Barış politikalarını hakim kılacağız. Halklar arası kardeşliği, eşit hukuku, inançlara özgürlüğü, halklara eşitliği hep birlikte getireceğiz. Bunu değiştirmeyi önümüze bir hedef olarak koymazsak bu iktidar gider, yarın öbür gün başka bir iktidar gelir, en fazla bir sene sonra eskiye döneriz. HDP, bu kararlı mücadeleyi bunca bedeli, halkın inancını buna heba etmeyecek. HDP, önümüzdeki seçimlerde bu düzenin değişmesi için gücünü sonuna kadar kullanacaktır. Bu gücümüz var, bu gücümüzü sizden alıyoruz. 

Zorbalığa karşı adaleti savunmak istiyorsak saldırılara hep birlikte karşı çıkmalıyız

Bu iktidar ayakta kalmak için her türlü yolu adaletsizliği kullanmaya hazır. Medyayı susturmak, muhalefeti sindirmek istiyor. Bize saldırıyor ama vazgeçmiyoruz ama fırsat buldukça diğer muhalefet partilerine de saldırıyorlar. Bir yerde zulüm varsa sadece bir kesime yönelik olarak yürümez, zulüm büyür herkese uygulanır. İşte bu yüzden bugün İYİ Parti il başkanına saldırmışlar. Biliyoruz zorbalık bu iktidarın yöntemidir. Bunu en iyi biz biliyoruz. Zorbalığa karşı adaleti savunmak istiyorsak, saldırılar haksızlıklara hep birlikte karşı çıkmak zorundayız. Adalet ya herkes için eşit olarak vardır, ya da hiç kimse için yoktur. HDP adaleti herkes için istiyor. Adaletsizlik kimden gelirse gelsin karşı çıkıyor. 

Mücadelenin yolu iktidara karşı kesin bir şekilde tavır almaktır 

Bu iktidar aynı zamanda fırsatçıdır, savaş politikaları ile ayakta kalmaya çalışıyor. Kürt sorununda savaş politikaları ile halkları birbirine düşmanlaştırmayı hedefliyor. İktidarı değiştirmek için en başta bu politikasına, savaş ve düşmanlaştırma politikasına, kutuplaştırma, ayrımcılığa ve ırkçılığa hep birlikte karşı çıkmalıyız. Buna karşı çıkmazsak bu iktidar yolunu bulur, seçimlerde hileyle hurdayla ama ne çok da halkı bölerek hiç de arzu etmediğimiz sonuçlarla karşı karşı bırakır. Şu anda eriyen bu iktidara karşı mücadele yolu, onun savaş politikalarına, düşmanlaştırma politikalarına açık ve kesin bir şekilde tavır almaktır. Barışı ve eşit kardeşliği savunmaktır. Bunu yapmadan bizim bu düzeni değiştirmemiz daha da zordur. 

Taliban rejiminin yarattığı ortamdan nasıl yararlanırım diye hesap yapıyorlar 

HDP olarak zaman kaybetmeyelim. Önümüze sandık gelecek, gelin söylediğim değerler etrafında buluşalım ve bu iktidarı değiştirelim ama aynı zamanda bu iktidarın temelini oluşturan bu düzeni de değiştirelim. Savaş politikalarını fırsatçılığa çeviriyorlar. Libya’daki politikalarına bakın. Şimdi de Afganistan’a yönelik politikalarında da aynı fırsatçılık var. Nerede savaş varsa bu iktidarın fırsatçılığı devreye giriyor. Şimdi de Afganistan’daki acı ve yıkımdan zalim Taliban rejiminin yarattığı ortamdan nasıl yararlanırım diye hesap yapıyor. Biz Afgan halklarının özgürlük mücadelesini, hem de oradaki rejimi hem de o rejiminden fırsatçılık uman diğer iktidarları ve Türkiye’deki iktidarı durduracağına inanıyoruz. Afgan kadınları, Afganistan kadın mücadelesini sonuna kadar yürütecek ve cihatçı zalim düzeni değiştirecektir. Kalbimiz onlarladır. Selamımız direnene, bütün haklarına ve mücadelenin öncülüğünü yürüten Afganistanlı kadınlaradır. 

Halkların ortak iradesini, ülkenin yönetimine taşımaya kararlıyız

Bu sıcak buluşma gösterdi ki HDP fikrinin kökleri çok derinde. Hiçbir güç, bu kökleri yerinden çıkaramaz. HDP ağacının dalları her gün daha da büyüyor, yaprakları daha da çoğalıyor. Hiç kimse bu ağacı kurutamaz. Bu ülkeye barış, eşitlik, adalet ve Kürt sorununa çözüm ancak HDP ile gelir. HDP’siz böyle bir yolu yürümemin anlamsızlığını, faydasızlığını herkesin göreceğini biliyoruz. Her geçen gün daha geniş halk kesimlerinin HDP fikriyatının gerçekliğini gördüğünü biliyoruz. Biz halkların ortak iradesini, ülkenin yönetimine taşımaya kararlıyız. Halk yönetecek, halklar yönetecek. Barış, demokrasi ve hürriyet için yöneteceğiz.

Aşı olmayı ihmal etmeyin

Bu insafsız iktidar, bu pandemiyi öyle insafsızca yönettiği için binlerce insanımızın canı gitti, milyonlarca insanımız hastalandı. İktidarın sağlık politikasının halktan yana olmadığını biliyoruz; ama aşı bir çaredir. Bunu biz güvendiğimiz kuruluşları ve bilime dayanarak söylüyoruz. Lütfen kim ne derse desin aşı olmaktan kaçınmayın. Herkes aşısını yaptırsın ki mücadelemizi sağlıkla, daha diri ve daha güçlü ve diri sürdürelim ve bu düzeni değiştirmeyi o zaman daha da kolay başaralım. O nedenle diyorum ki sevgili Siirtliler lütfen aşı olmayı ihmal etmeyin.

20 Ağustos 2021