
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) başkan ve üyeleri hakkında seçim hukukunu ihlal ve görevi kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunan partimiz, YSK’ye referandumun iptali başvurusunda da bulundu. Başvuru sonrası MYK ve PM üyelerimiz, Grup Başkanvekilimiz ve milletvekillerimizin katılımıyla bir açıklama yapan Mardin Milletvekilimiz Mithat Sancar, referandum sonuçları üzerindeki şaibenin kaldırılmasının imkansız olduğunu ifade etti ve 'tek yol referandumun iptalidir' dedi.
Sancar şöyle konuştu:
Referandumun iptali için başvurumuzu yaptık, gerekçelerini çeşitli açıklamalarda dile getirdik. Esasen bu anayasa değişikliği gündeme geldiği andan itibaren meşruiyetten yoksun bir ortamda ve usulde gerçekleşti.
Henüz Anayasa Komisyonunda görüşmeler devam ederken vekillerimiz ve eşbaşkanlarımızın tutuklanması dolayısıyla görüşmelerin hukuka aykırı olduğunu söylemiştik. Ayrıca Genel Kurulda da HDP’nin oy ve söz hakkını kullanması engellendi. Bu da Anayasaysa ve ilgili kanuna aykırı. Ama itirazlarımız kabul görmedi Anayasa değişikliği önce komisyondan sonra Genel Kuruldan geçti.
Referanduma gittiğimiz şartların da bazılarını hatırlatalım. OHAL şartlarında, tamamen eşitsiz koşullar altında bir referandum gerçekleşti. Pek çok kural ihlali gerçekleşti. Anayasa’da uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan pek çok hakkın kullanımı engellendi. Bu engellemelere bütün hayır cephesi maruz kaldı ama en fala engellemeyi partimiz yaşadı.
Seçim kurulları için önerdiğimiz adayların çoğu iptal edildi. Daha önceki seçimlerde sandık kurulu görevlisi olarak çalışan arkadaşlarımız tutuklandı. Daha sonra bildirdiğimiz isimler de gözaltı ve tutuklamalarla engellendi. Bizim sandık güvenliği girişimlerimizin büyük kısmı fiilen ya da yargı eliyle engellendi. Sandık güvenliği en başında şaibeye düştü. Kampanya sürecinde de bütün hayır cephesi hem baskılar hem de engellemelerle boğuştu.
Hayır cephesi baskıyla boğuştu, evet cephesi devlet kaynaklarını kullandı
Hayır cephesi bu kadar baskıyla boğuşurken evet cephesi anayasa ve kanunları iptal ederek devletin bütün imkanlarından faydalandığı bir kampanya yürüttü. Cumhurbaşkanı bir taraf olarak sahaya çıkarak en yoğun çalışmayı yaptı. Üstelik bunları devletin kaynaklarıyla yaptı. Bunun adil bir seçim sonucu doğurması mümkün değildi.
Sandık güvenliği konusunda da büyük şüpheler vardı. Çok sayıda iddiayla karşılaştık. Bunları dilekçemizde, belgeli olarak sunduk.
Açık oy kullanıldığına ilişkin kuvvetli veriler var
Temel ihlal açık oy kullandırma uygulaması. Birçok köyde güvenlik kuvvetlerinin de desteği, mülki amirlerin yönlendirmesiyle açık oy kullanıldığına ilişkin çok kuvvetli veriler var. Kürt illerinde blok evet oyu çıkan sandık sayısı dikkat çekecek kadar fazla.
Seçimi hukuka uygun hale getirmek imkansız kılındı
Tespiti imkansız olan ihlaller kategorisi diye bir başlık açmamız gerekiyor. YSK’nın mühürsüz oyları geçerli sayma kararı dışarıdan oy kullanıldığı iddiasını ispat etmeyi olanaksız kılmıştır. Dolayısıyla seçimi hukuka uygun hale getirme ihtimali artık yoktur.
Mühürsüz zarfların mühürlendiğine dair bilgiler var
YSK’nin kararı Kürt illerinde sandıklar açıldıktan ve sayım başladıktan sonra alınmıştır. Bunun karar olup olmadığını da bilmiyorduk çünkü sadece YSK internet sitesinde bir cümlelik duyuru yapıldı. Oylama diğer illerde devam ederken yapıldı. Böyle bir duyuruyu yaptıktan sonra sandıklar açıldığında sadece mühürsüz diye kayda geçmek imkansızlaştı. Sandıkta görevli kişiler bu oyları geçersiz sayalım dediklerinde karşılarına YSK duyurusu çıktı. Ayrıca dışarıdan oy gelmiş mi gelmemiş mi tespit etmek mümkün olmaktan çıkmıştır. Çünkü sandıklar açıldıktan ve sayım yapılmaya başladıktan sonra mühürsüz zarfların mühürlendiğine dair bilgiler vardır.
Mühürsüz zarf meselesinin telafisi imkansızdır
Bütün bunlar ve daha fazlasını da sayabileceğimiz sebeplerle mühürsüz oy meselesi basit bir seçim ihlali olarak değerlendirilemez. Seçimin tamamını geçersiz kılacak, telafisi imkansız bir ihlaldir. Seçim sakattır ve düzeltilme imkanı yoktur. Bu oyların ne kadarı sahtedir, ne kadarı dışarıdan gelmiştir tespit edilemez durumdadır. YSK da bu konuyla ilgili sorumuza “tespit edemeyiz” diyerek cevap vermiştir. Tespit edemiyorsanız bu seçim geçersizdir.
Tek yol referandumun iptalidir
Seçimin düzeltilmesi imkanı yoktur, tek yol seçimin iptalidir. İptal edilmeden bu tartışmaları bitirmek mümkün olmayacaktır. YSK eğer Türkiye’de demokrasi kültürünün daha fazla tahrip edilmesini istemiyorsa seçimin iptaline karar vermelidir. Eğer YSK karar vermezse 16 Nisan referandumu ebediyen şaibeli kalacaktır.
Böyle şaibeli bir sonucun üzerine bu kadar önemli bir sistem değişikliği inşa etmek kabul edilemez. Bu kadar meşruiyet eksikliği veya yokluğuyla malul bu kadar açık şaibe ve ihlal iddialarıyla sakatlanmış olan bir referandumun sonuçları üzerine sistem değişikliği inşa edilemez. Edilse de şüpheli kalacaktır. Türkiye’de böyle bir derin yara açmamak için YSK’dan beklentimiz seçimlerin iptaline karar vermesidir.
Zayıf temel üzerine çürük bina inşa etmeyin
Hükümet ve Cumhurbaşkanına çağrımız, bu zayıf temel üzerine çürük bir bina inşa etmekten vazgeçin. Gelin yeni bir anayasa süreci başlatın, toplumsal mutabakatı olabildiğince geniş tutun, demokratik bir ortamda anayasa çalışmalarının yürütülmesini kabul edin. Toplum elbette sahip çıkacaktır. Biz referandumun iptalinin mümkün ve zorunlu olduğunu düşünüyoruz.
19 Nisan 2017