HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, IŞİD'in Şengal'e saldırısı sonucu Ezidilerin kaçtığı Zaxo (Zaho) kentlerini bir hafta içerisinde ikinci kez ziyaret etti. Cizre ve Silopi halkının topladığı bir kamyon dolusu yaşam malzemesi ile Federe Kürdistan Bölgesi'ne geçen Sarıyıldız, burada yetkililer ile yaşanan Êzidî göçü nedeni ile bir takım görüşmeler gerçekleştirdi. Yaptığı ziyaret ve incelemeler hakkında bilgi veren Sarıyıldız, Êzidî yurttaşların yoğun olarak göç ettiği Zaxo ve çevresini ziyaret ettiklerini ifade ederek, şunları paylaştı: " Kitlesel bir şekilde insanlar buldukları, traktör, kamyon ve tırlar ile YPG'nin sağladığı güvenlik koridoru sayesinde Şengal'den Rojava'ya buradan da Semelka üzerinden Federe Kürdistan Bölgesi'ne tahliye ediliyorlar. Geçen hafta da Zaxo ve çevresini Şırnak Milletvekilimiz Selma Irmak ile birlikte ziyaret etmiştik. Katliamdan kaçan insan sayısının bir hafta içerisinde ikiye katlanmış olduğunu gördük. Akın akın yaşanan bu zorunlu göçü görüştüğümüz Zaxo Kaymakamı Xelîl Mahmud da dile getirdi. Kaymakam, kent merkezinde katliamdan kaçan 80 bin kişinin, kent civarında ise 100 bini aşkın kişinin olduğunu, ancak IŞİD vahşeti nedeni ile yerini yurdunu terk edenlerin 500 bini bulduğunu ve kaçanların büyük çoğunluğunun Êzidîlerden oluştuğunu belirtti. Zaxo şehir merkezindeki inşaat alanları ve caddeler katliamdan kurtulan insanlar ile dolmuş durumda. Yollarda, tarlalarda kısacası her yerde Êzidîleri görmek mümkün. Göç edenler, çok kötü koşullarda yaşıyorlar. Çünkü Federe Kürdistan Bölgesi de bu kitlesel göçe hazırlıksız yakalandı."

Yaptığı ziyaret esnasında Şengal Dağı'ndan kaçan ve günlerce yaşamış olduğu açlık, susuzluk ve aşırı yorgunluğun etkisi ile 2 çocuk annesi genç bir kadının ölümüne şahit olduğunu dile getiren Sarıyıldız, " Dudağı kurumuş kadınlar bir yandan yaşadıklarına diğer yandan ölen kadına ağıt yakarak defnettiler. Katliamdan kurtulup ancak göç yolundan hayatını kaybeden yüzlerce çocuk ve kadının olduğu söylendi. Günler sonra buldukları birkaç baş patatesi yaktıkları ateşlere atıp haşlayan kadınların etrafına doluşan çocukların bu hali aynı zamanda açlığın vardığı boyutun adeta fotoğrafıydı" diye belitti.
Êzidîler ile yaptığı yaptığı görüşmeleri de anlatan Sarıyıldız, iki oğlunu soykırım esnasında kaybeden Êzidî bir kadının, "Allahım bu zulmü nasıl kabul edersin. Dünya ölümümüze suskun, vuruluyoruz, öldürülüyoruz, hakarete uğruyoruz. Allahım, bari sen bu vahşete sessiz kalma" şeklindeki yakarışının aslında katliama sessiz kalan dünyaya karşı bir isyan olduğunu aktardı.

Bir Êzidî dedesinin de feodal yaşamın kaidelerine sığınarak, "Erkek kuzu bıçak içindir, Oğullarımızı, yeğenlerimizi öldürdünüz. Peki kadınlar ve çocuklardan ne istediniz" diye sorduğunu kaydeden Sarıyıldız, " Müslümanlığı kabul edenlerin kısmen katliamdan kurtulduğunu, kelime-i şehadet getirmeyenlerin ise toplu olarak infaz edildiğini ağlayarak anlatıyorlardı. Bir Êzidî dedesi kelime-i şehadet getirmediği için köylerinde 45 kişinin infaz edildiğini belirtti. Bir başka Êzidî kadının anlattıkları ise dehşet vericiydi. IŞİD barbarlarının kadınların iki ayağına halatlar bağladıklarını, iki aracı ters istikamete hareket ettirerek, kadınları iki parçaya ayırdıklarını aktardı. Yine göğsü kesilen kadınları gördüklerini belirtiyorlardı. İşte vahşeti bütün çıplaklığı ile sergileyen bu anlatımlar Ortaçağ'da değil 21.yy'da yaşanıyor. 20. Yüzyılın Hitlerine lanet okuyan demokrasi havarileri maalesef 21.yy'ın Hitlerlerine ve Musollonilerine sessiz kalıyorlar. Çünkü bu emperyalist ve bölgesel güçlerin yarattığı canavarlar. Ortadoğu'yu yeniden dizayn etmek için IŞİD gibi canavarları kullanıyorlar" şeklinde konuştu.

"Yaşanan bu kitlesel göçü ne Rojava ne de Federe Kürdistan Bölgesi kaldıramaz. Giderek büyüyen bir göç dalgası var" diyen Sarıyıldız, şu çağrıda bulundu: " Acilen Birleşmiş Milletler ve uluslararası yardım kuruluşlarının devreye girmesi gerekir. Zorunlu göç, sadece mekan değiştirmek değil aynı zamanda binlerce yılın akabinde oluşan kimlik, kültür ve toplumsallığından kopuş ile beraber yabancılaşmayı doğurur. Bu nedenle bu göçün önüne derhal geçilmeli. Çünkü Êzidî göçü ile insanlığın önemli bir kültürü ve inancı da yok olmak ile karşı karşıyadır. Önemli diğer bir husus da önlem alınmazsa salgınlar nedeni ile toplu ölümler yaşanabilir. Uluslararası Sağlık örgütleri ivedi bir şekilde tedbir almalı. Aynı şekilde Kürt halkı başta olmak üzere bütün duyarlı çevreler ekmeğini zulümden kaçan kardeşleri ile bölüşmelidir"

12.08.2014