HDP Milletvekili Faysal Sarıyıldız; AKP ile IŞİD arasındaki ilişki, asker ve polislerin Kobanê saldırısını protesto eden kitleye yönelik sert müdahale ve bir uzman çavuşun IŞİD’e ait olduğu belirtilen kasaturayla halkı tehdit etmesine ilişkin Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Sarıyıldız'ın önergesinin gerekçesi şu şekilde;

"Uluslararası ve bölgesel gerici güçlerin Ortadoğu’daki yıkıcı truva atı olan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), halklar ve inançlar üzerinde bir soykırım politikası uygulamaktadır. Fundamentalist bir örgüt olan IŞİD, Ortadoğu’nun yeniden dizayn edilmesi için paramiliter bir güç olarak kullanılmaktadır. Hegemonik güçlerin esareti altında bulunan ezilen halklar ve inançların özgürlük taleplerini insanlık dışı yöntemler ile ezmeye çalışan IŞİD çete örgütünün ilk hedefi bu anlamda Rojava devrimi olmuştur. IŞİD, saldırdığı yerlerde binlerce insanı katlederken büyük mülteci hareketlerine de neden olmaktadır. Musul’u işgali ardından elde ettiği tanklar, füzeler ve Amerikan Humvee’lerini kullanarak Şengal’de Êzidî Kürt halkına karşı soykırımda bulunan IŞİD, 15 Eylül günü Rojava’nın Kobanê Kantonu’na üç koldan saldırarak büyük bir soykırım girişiminde bulunmuştur.
Kobanê halkının karşı karşıya olduğu işgal ve soykırım riskine karşı Kürt halkı ve dostları kamuoyunda duyarlılık yaratmak amacı ile Urfa’nın Suruç İlçesi’nde eylem ve etkinlikler düzenlemiştir. Sınır hattında yapılan bu demokratik eylemlere askerler gaz bombaları, coplar ver gerçek mermiler ile müdahale etmiştir. Yapılan bu müdahalede onlarca kişi askerlerin insafsızca müdahalesi sonucu yaralanırken, çok sayıda kişi dövülerek gözaltına alındı ve sivillere ait araçlar da askerler tarafından ateşe verilerek yakıldı. 22 Eylül günü yapılan bu insanlık dışı saldırıda şahsım da hedef gözetilerek, polislerin coplu ve yumruklu saldırısına maruz kaldım. Eyleme dönük bir müdahalenin olmaması için Urfa Emniyet Müdürü başta olmak üzere diğer mülki amirler yaptığımız görüşmeler neticesiz kalmıştır. Kitleye dönük sistematik olarak yapılan operasyonu bizzat Urfa Emniyet Müdürü yürütmüştür. Sınır hattında geniş bir alanda yapılan bu saldırılarda asker ve polisler halkı ölüm ile tehdit etmiştir. Asker ve polislerin müdahalesi sonucu Suruç’a bağlı Etmanika Jêrîn (Aşağı Etmanik) köyünde mahsur kalan yurttaşlara yönelik askerlerin ölüm tehdidinde bulunmuştur. Saldırılar esnasında köyde mahsur kalan yurttaşların tahliyesi için gittiğimiz köyde hemen yanı başımda bir uzman üzerinde Arapça yazıların olduğu kasaturasını çıkararak, “"Elimde gördüğünüz bu kasaturayı bir IŞİD militanı hediye etmiştir. Bu kasatura ile 27 kişinin kafası kesilmiş" diyerek halka yönelik pervasızca tehditlerde bulunmuştur. Daha sonra konusu uzman çavuşun bir önceki gün Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak ile tartışan asker grubunun içinde olduğu görgü tanıkları tarafında tespit edilmiştir. Suriye ve Rojava sınırında görev yapan asker ve polislerdeki bu bağnaz yaklaşım halka dönük ciddi bir katliam potansiyelini taşımaktadır. Bu gayri insani ve düşmanca yaklaşım nedeni ile neredeyse hafta sınırda bir Rojavalı keyfi olarak katledilmektedir.

Asker ve polislerin halkın en makul demokratik tepkilerine karşı tahammülsüzlüğü ve sert tavrı AKP’nin IŞİD ile arasına mesafe koymaması ve IŞİD’e sunduğu dolaylı ya da direk destekten kaynaklanmaktadır. AKP Hükümeti’nin özellikle özellikle “Arap Baharı” sürecinde yürüttüğü Sünni eksenli politika nedeni ile köktenci İslami örgütler ile gizli olarak siyasi ve askeri ilişkiler kuruldu. AKP Hükümeti’nin dış ve iç siyasette izlediği ümmetçi politika Ortadoğu’da halkların binlerce yıllık tarihsel mirasını ve kültürel/siyasal kimliğini çatışma ve kaos içerisine sürüklemiştir. Kobane’ye yapılan saldırıların da bu stratejik hedefin bir parçası olduğu şeklinde kamuoyunda yaygın bir kanaat mevcuttur. Konsolosluk rehinelerinin bırakılmasının ertesinde Kobanê’ye başlayan saldırlar bu şüpheleri daha da arttırmaktadır."

Sarıyıldız, Davutoğlu'na şu soruları yöneltti:

"Ortadoğu’da ezilen halklara ve inançlara karşı vahşice yöntemlere başvuran IŞİD’e karşı Hükümetinizin tutumu nedir?
Ulusal ve uluslararası kamuoyunda Suriye, Rojava ve Irak’ta büyük toplumsal yıkımlar ve soykırımlar gerçekleştiren IŞİD ve EL Nusra gibi örgütlerin Türkiye tarafından desteklendiği yönünde yaygın bir kanaat bulunmaktadır. Türkiye’ye ilişkin bu genel kanı neden sürekli dillendirilmektedir? Bu iddianın doğruluğu nedir? Bu konuda kamuoyunu ikna edecek bir açıklamada bulunmayı düşünüyor musunuz?
Ortadoğu’da yaşanan kaosta Hükümetin iç ve dış politikada izlediğiniz Neo-Osmanlıcı ve mezhepçi politikanın etkisi nedir?
Türkiye fundamentalist bir örgüt olan IŞİD’e karşı bu güne kadar hangi önlemleri almıştır? Türkiye’yi bir üs ve geçiş noktası olarak kullanan IŞİD’e karşı bir eylem planınız var mı?
IŞİD’in Kobane’ye gerçekleştirmek istediği soykırım ve işgal harekatına karşı demokratik tepkilerini dile getiren kitleye yönelik sert müdahale hükümetin aldığı merkezi bir karar mıdır? Bu demokratik eylemlerine yapılan saldırıların gerekçesi nedir?
Kitleye ve şahsıma yönelik coplar, gaz bombaları, kaba dayak ve gerçek mermiler ile şiddet eyleminde bulunan asker ve polisler ile operasyonu bizzat yürüten Urfa Emniyet Müdürü hakkında herhangi bir soruşturma ya da inceleme başlatılmış mıdır?
23 Eylül günü yapılan eylem esnasında sivillere ait araçları yakan askerler tespit edildi mi? Tespit edildi ise askerler hakkında herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır?
Suruç’a bağlı Etmanika Jêrîn (Aşağı Etmanik) Köyü’nde kasaturasını çıkararak, “"Elimde gördüğünüz bu kasaturayı bir IŞİD militanı hediye etmiştir. Bu kasatura ile 27 kişinin kafası kesilmiş" diyen Uzman Çavuş tespit edilmiş midir? Tehdit edilen şahısların ve görgü tanıklarının ifadesine başvurulmuş mudur? Söz konusu uzman çavuş bu gücü kimden ve nereden almaktadır? Uzman çavuş insanlık dışı bir örgüt olan IŞİD mensupları ile hangi zeminde ve nasıl ilişki kurabilmektedir? Uzman çavuş, IŞİD mensubundan hangi yollar ile kasaturayı almıştır?
Türkiye, Musul’da “alıkonulan” rehinelerin serbest bırakılması karşılığında Kobanê saldırısında kullanılmak üzere IŞİD’e askeri ve lojistik destekte bulunduğu yönündeki iddia doğru mudur? İleri sürülen anlaşma karşılığında TCDD’ye ait trenler ile IŞİD’e cephane taşındı mı? Sözkonusu bu iddia hakkında herhangi bir soruşturma ya da inceleme başlatılmış mıdır?"

24.09.2014