Sayın Öcalana uygulanan mutlak tecrit ile sağlık ve güvenlik koşullarına ilişkin önergemiz

Urfa Milletvekilimiz Dilek Öcalan'ın Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesi:

Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözümünde kilit role sahip olan Sn. Abdullah Öcalan’ın sağlığı ve can güvenliği ile ilgili hiçbir bilginin alınmadığı kaygı verici bir dönemden geçiyoruz. Sn. Öcalan’ın 18 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulduğu İmralı’da, özellikle de son iki buçuk yıldır mevcut hukuka aykırı keyfi ve fiili uygulamaların yürütüldüğü görülmektedir.

Sn. Öcalan 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana avukatları ile görüştürülmemektedir. Ailesi ile görüşme ise, 6 Ekim 2014 tarihinden bu yana, elli Kürt siyasetçisinin açlık grevine başlaması sonucunda ancak 11 Eylül 2016’da gerçekleşebilmiştir. Yani, üç yıldan fazla bir sürede aile bireyleri kendisi ile sadece iki defa görüşebilmiştir. 21 Temmuz 2016 tarihinden bu yana ise Bursa 1. İnfaz Hâkimliği tarafından Olağanüstü Hal gerekçe gösterilerek temel haklarının kullanımı bir bütün olarak engellenmiştir Mektup, faks, telefon gibi iletişim ve haberleşme araçları 14 aydır kesintisiz bir şekilde yasaklanmıştır.

Sayın Öcalan ile HDP heyeti ve devletin görevlendirdiği kişi ya da kişilerin nezaretinde yapılan görüşmeler ise; 5 Nisan 2015 tarihinde sona erdirilmiştir. O tarihten bu yana İmralı heyetiyle de görüştürülmemektedir.

Sayın Öcalan, temel hukuk prensiplerini oluşturan; eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına, avukatın hukuki yardımından yararlanma hakkı dahil kötü muamele yasağına, tutuklu ve hükümlü hakları standartlarına aykırı koşullar altında tutulmaktadır. Sayın Öcalan’a yönelik geliştirilen bu olumsuz tutumun;hukuka aykırılığının yanında,toplumsal ve siyasal alanda ciddi olumsuzluklara neden olduğu açıktır.

Sn. Öcalan’a ilişkin son günlerde sosyal medya üzerinden ortaya atılan sağlık ve güvenlik koşuları ile ilgili iddialar ise kaygı verici boyuttadır. Kaldı ki bu süreçte böylesi iddiaların gelişmesi manidardır. Son derece hassas böylesi bir konunun Türkiye’de olumsuz gelişmelere neden olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Bu Bağlamda;

1- Ulusal ve uluslararası hukuka aykırı bir şekilde uygulanan ağır tecrit ve giderek artırılan baskının hukuki gerekçesi ve dayanağı var mıdır?

2-  21 Temmuz 2016 tarihinden bu yana ise Bursa 1. İnfaz Hâkimliği tarafından Olağanüstü Hal gerekçe gösterilerek temel haklarının kullanımı bir bütün olarak engellenmiştir. OHAL ilanı anayasa gereğince üç aylık süreler ile uzatılmasına rağmen temel haklarının kullanımı kararın uzatılmaksızın kesintisiz ve sürekli olmasının hukuki dayanağı nedir?

3- Türkiye’de yürürlükteki infaz mevzuatında 667 sayılı KHK ile yapılan eklemeler ile birlikte bir cezaevine avukat girişini tümden yasaklayan bir hüküm mevcut mudur?

4- 27 Temmuz 2011 tarihinden beri her hafta müracaat etmelerine rağmen Sayın Öcalan neden avukatlarıyla görüştürülmemektedir?

5- 6 Ekim 2014 tarihinden beri her hafta müracaat etmelerine rağmen aile görüşü neden engellenmektedir?

6- Sn. Abdullah Öcalan’ın sağlığı ve can güvenliği ile ilgili hiçbir bilginin alınmadığı, kaygı verici bir dönemde sosyal medya üzerinden ortaya atılan haberleri yapanlar kim veya kimlerdir?  Bu haberleri yaparak ne amaçlanmaktadır?

7-  Sn.Öcalan’ın sağlık ve güvenlik koşullarıyla ilgili bilginin bizzat kendisinden alınmasına dair kamuoyunun ve ailesinin beklentisine ilişkin hükümetinizin bir girişimi var mıdır, olacak mıdır?

8- Son derece hassas böylesi bir konunun Türkiye’de olumsuz gelişmelere neden olabileceği hükümetiniz politikalarında göz önünde bulundurulmakta mıdır?

23 Ekim 2017