Sayın Öcalan üzerindeki tecrit derhal kaldırılmalıdır

Sayın Abdullah Öcalan, 18 yıldır hiçbir evrensel hukuk normunda karşılığı bulunmayan keyfi ve insanlık dışı uygulamalarla özel bir politikanın yürütüldüğü İmralı sisteminde ağır tecrit koşullarında bulunmaktadır. Özellikle, son 2,5 yıldır derinleştirilen mutlak tecrit koşullarında tutulması ve sağlık durumuna ilişkin sosyal medyada ortaya atılan iddialar kaygı verici bir boyuta ulaşmıştır. Sayın Öcalan'ın 2013 Newroz’undaki tarihi çağrısıyla başlayan “Barış ve Demokratik Çözüm” süreci, Erdoğan-AKP iktidarı tarafından, tekçi, cinsiyetçi, imha ve inkara dayalı "Tek Adam" rejiminin tahkimi uğruna, 5 Nisan 2015 tarihinde tecridin derinleştirilmesi ile sona erdirilmiştir.

Sayın Abdullah Öcalan'ın, "kadınların öznesi olmadığı bir barış sürecinin toplumsallaşamayacağını" vurguladığı çözüm sürecinde kararlılıkla yoğun emek harcadığı önemli alanlardan biri kadınların müzakerelere dahil edilmesi olmuştur. Ekolojik,  toplumsal cinsiyet eşitliğine dayanan kadın özgürlükçü, demokratik bir toplum inşasına karşı tekçi, cinsiyetçi ve giderek amaçsallaşan bir yönetim biçimi olarak şiddetin hakim kılınmak istendiği bir rejim olan AKP-Saray için bir barış süreci sonlandırılacaksa temel hedefin kadınlar olacağı kadına yönelik çok boyutlu özel saldırı politikaları ile ortaya konulmuştur. Tecridin derinleştirilmesi ile ülkede kaos ve savaşın egemen kılınmasının ve kadınların temel hedef alınarak yaşamın tüm alanlarından tasfiye edilmesini amaçlayan politikaların yürürlüğe konulmasının aynı tarihlere denk geliyor olması elbette tesadüf değildir. Bugün, Sayın Öcalan şahsında geliştirilen tek kişilik İmralı Tecrit Sistemi, başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye halklarına dayatılan ve yaygınlaştırılarak bir bütün topluma hakim kılınmaya çalışılan sistemin bir parçasıdır. Başta kadınlar olmak üzere, Kürtler, Aleviler, demokratik ve muhalif güçler, toplumsal barış temelinde bir arada yaşama iradesi gösteren tüm farklılıklar tecrit altına alınmaktadır. Tarihsel olarak Türkiye'de toplumsal barışın sağlanmasında önemli rol ve pratiklere sahip olan Sayın Abdullah Öcalan'a yönelik geliştirilen tecrit sisteminin, özellikle son 2,5 yıldır derinleştirilmesi ile Türkiye halklarına çözümsüzlük ve bu çözümsüzlükten beslenen kaos ve şiddet bir yönetim biçimi olarak dayatılmaktadır. Bu anlamda, Dolmabahçe Mutabakatının reddedilmesi ve müzakere masasının devrilmesiyle iktidar tarafından derinleştirilen çözümsüzlük, Türkiye halklarına, demokratik ve muhalif güçlere yönelik katliam, siyasi soykırım, cezaevleri ve daha birçok hukuksuz uygulama ve insanlık suçları silsilesi olarak sonuçlanmaktadır.

Türkiye'nin demokratikleşmesinde kilit noktada bulunan ve toplumsal barışın tesis edilmesinde demokratik siyaseti çözüm gücü haline getirebilecek önemli bir aktör olarak Sayın Abdullah Öcalan'ın sağlık ve güvenlik durumunun açıklığa kavuşturulması herhangi bir başsavcının açıklaması ile geçiştirilebilecek bir konu değildir. Toplumsal yaşamın ve barışın öznesi olarak biz kadınlar için iktidarın ve devlet kurumlarının tarihsel sorumluluk ve ciddiyetten uzak tutumu kabul edilemezdir.

Sayın Abdullah Öcalan'ın Kürt halkı başta olmak üzere tüm demokrasi ve barış güçlerinde endişe yaratan sağlık durumunun birinci elden, bizzat kendisinden duyulması ve öğrenilmesi talebi derhal karşılanmalıdır.  İmralı adası aile ve avukat görüşüne açılmalı ve derhal siyasi bir heyet görüşme gerçekleştirmelidir.

Hükümeti, en önemli barış gücü olan Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin derhal kaldırılması yönünde tarihsel sorumluluğunu yerine getirmeye çağırıyoruz. Türkiye'nin en temel toplumsal sorunlarını demokratik siyaset eksenli tartışma imkanı yakalayabildiği, halkların adalet, eşitlik ve toplumsal barış temelinde bir arada yaşama umudunun yeşerdiği ve tüm dünya kamuoyunun tanıklık ettiği bir dönemi hep birlikte yaşadık. Türkiye'nin dünya ölçeğinde yeniden saygın konuma gelmesi dayatılan tecrit ile çözümsüzlük ısrarından vazgeçilmesini gerekli kılmaktadır.

Kadın Meclisi olarak tecrit koşullarının ortadan kaldırılması için mücadelemizi geliştirerek devam ettireceğiz.

Barış ve Demokratik Çözüm Süreci'nde sorumluluk üstlenen, rol oynayan, tüm demokratik kitle örgütlerini, kadınları ve tüm kamuoyunu, mutlak tecrit sistemi ile derinleştirilen çözümsüzlüğün ortadan kaldırılmasına yönelik rol almaya, tepkilerini ortaya koymaya çağırıyoruz.

Halkların Demokratik Partisi
Kadın Meclisi
20 Ekim 2017