Şaziye Köse: Zorunlu olmayan tüm sektörlerde derhal üretime ara verilmelidir!

Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Şaziye Köse, pandemi sürecinde emekçilerin durumuna ilişkin basın açıklaması yaptı:

Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Şaziye Köse, pandemi sürecinde emekçilerin durumuna ilişkin basın açıklaması yaptı. Köse, HDP İstanbul İl Örgütünde yaptığı açıklamada şöyle konuştu:

Patrolar için sorun yok ama işçiler hak arayınca saldırıya uğruyor. AKP ve MHP hak gasplarını kesintisiz sürdüyor. Birleşik Metal İşçilerinin sendikaya üye olmalarından dolayı üstelik de “yüz kızartıcı suç” kapsamına alınarak işten atılmaları, durumun vehametini gösteriyor. İşçiler Ankara’ya yürümek isteyince saldırıya uğradı ve yüze yakın insan gözaltına alındı. Ermenek’te tazminatlarını alamayan elde ettikleri haklarını korumak için yıllardır Ermenek ve Soma’da yürütülecek bir mücadele var. Orada da emekçilerin saldırıya uğradığını ve yaka paça gözaltına alındıklarına tanık olduk. Mücadaele eden ve direnişe geçen emekçileri selamlıyoruz ve haklı mücadelelerinin yanındayız. 

Felaket kapıda 

Çalışma ve yaşama hakkı tehdit altında! Zorunlu olmayan tüm sektörlerde derhal üretime ara verilmelidir! Türkiye’de rejim ve iktidar hem yaşanan bir dizi ihlalin sorumlusudur hem de salgına karşı bütün olumlu dünya deneyimlerini dikkate alan belirgin bir stratejiden yoksundur. Hatta adı konmamış bir biçimde İngiltere’nin uyguladığı ki onlar geri adım attı  “sürü bağışıklığı” stratejisine yatmış gözüküyor. “Herkes kendi OHAL’ini uygulasın” çünkü buna yatkınlar yaklaşımıyla sorumluluğu halka ve bireylere yüklüyor. Çok açıktır ki Türkiye, İtalya ve İspanya olma hatta daha beteriyle karşılaşma yolundadır. Gidişat böyle devam ederse “felaket kapıdadır.” Halkların Demokratik Partisi olarak bu açıklamayı Mart 2020 tarihinde salgın yeni başladığında yapmıştık. Alınmayan önlemler, işçilerin çalışmaya devam ettirilmesi, erken açılma, saklanan sayılar. Bütün bunlarla şu anda felaket kapımızda! 

İşçiler için önlem yok, kısıtlamadan muaflar 

Toplu taşımalarda burun buruna işe gidenler, hastanelerde test yapılmayıp yüksek ateşle evlerine gönderilenler, salgını fırsata çeviren sermayenin sözüm ona yasaklanan işten atmayı yüz kızartıcı suçlar maddesiyle meşrulaştırması, her hak arayışını şiddetle bastırılması, çalışmanın yanında kadınlara yüklenen bakım hizmetleri, mesai saatlerinin artırılması, eve ekmek götürme kaygısıyla salgın ve açlık arasında seçim yapmaya zorlanan işçiler, tekstil atölyelerinde, marketlerde, kayıt dışı merdiven altlarında virüse açık halde saatlerce hijyenik olmayan koşullarda çalıştırılan işçiler, üç paraya oradan oraya savrulup sürüklenen göçmen işçiler. Hayatlarının bir kıymeti yok. Önlem yok, kısıtlamadan muaflar. 

İktidarın hayali başarı hikayeleri hazin bir biçimde son buldu 

Hızla yükselen sayılar, büyük kentlerde kırmızı alarm, dolan yoğun bakımlar, uzayıp giden test kuyrukları. Her gün kaybedilen yüksek sayıda insan. Ve nihayet sağlık bakanı dünden itibaren yeni sayılar vermeye başladı ki onların doğruluğundan emin değiliz. Salgın durumunda bile, ticarileştirilen sağlığın bedellerinin halka ve sağlık emekçilerine ödetilmesi, şaşaalı şehir hastanelerinin açılmasına tam gaz devam edilmesi ve verdikleri teminatlarla gelecek kuşakların bile borç batağına sürüklenmesi. Hayali başarı hikayeleri hazin bir biçimde son buldu aslında. Hem covid-19  hem de AKP salgını her tarafımızı kuşatmış durumda. 

Aklımızla alay ediyorlar! 

Salgın bu kadar yayılmışken “yeni kısıtlamalar” denilerek kimsenin anlamadığı bir dizi gün, saat, yaş vb. adı altında bir çapraz bulmaca yayınlandı. Fakat bu bulmacada iş günleri ve saatleri ile ilgili bir kısıtlama yok. Çünkü işçi ve emekçiler bu kısıtlamalardan azade. Zorunlu olmayan sektörlerde çalışma devam ettikçe virüsün yayılma hızı düşmeyecek, salgını kontrol altına almada yeterli etki sağlanamayacak. Salgın, tüm toplumsal alanlar yanında fabrikalarda, işyerlerinde alabildiğine artmaktadır. 

Bütün işçiler her gün ölüme gönderiliyor 

Ayrıca, yine görülmektedir ki, metropol kentlerde işçi ve emekçilerin yoğunlukla yaşadığı ilçe ve mahallelerde de diğer mekanlara göre daha fazla yoğundur. 

● Pandemi koşullarında bir fabrikayı dahi kapatmadan bütün işçileri her gün ölüme gönderen işçi ve emekçi düşmanı bu iktidar, utanmadan işçi ve emekçilerin eylemlerini sözde sağlık gerekçesiyle engelliyor. Buna söyleyecek söz bulamıyoruz. Bunların iki yüzlüğünü anlatacak sözcük hiçbir dilde bulunmuyor ne yazık ki. 

● AKP-MHP iktidarı, özellikle salgın döneminde işçi ve emekçi düşmanı olduğunu yaptığı her uygulama ile ortaya koyuyor. Milyonlarca işçi ve emekçiyi açlık sınırının altında yaşamaya mahkum eden bu iktidar, hakkını arayanları ise polis ve asker şiddetiyle, saldırısıyla susturmaya çalışıyor.

İşçileri yaşatmak için 14 günlüğüne de olsa fabrikaları kapatın

● Eğer işçi ve emekçilerin sağlığını düşünüyorsanız fabrikalarda yan yana çalışan milyonlarca işçi için 14 gün de olsa fabrikaları kapatın. Patronlar için işçileri ölüme gönderirken, o patronlara karşı yaşam hakları, demokratik hakları, sendikal hakları için mücadele eden işçileri salgın gerekçesiyle engellemeyin. Tek kelimeyle her halinizle insanlıktan uzaklaşmış bir iktidarla yüz yüze bıraktınız bizi.

● Salgın sürecini bile sermaye için kâra çeviren bu iktidar, işçilerin tek garantisi olan kıdem tazminatına dahi bu süreçte göz dikti. Partimizin Meclis’teki mücadelesi, işçi ve emekçilerin sokaklardaki direnişi ile bundan şimdilik vazgeçmiş görünüyor ama bu yıllardır pişirilip pirişilip önümüze getirilen bir sorun olarak duruyor. 

Alınması gereken önlemler

Salgını durdurmak için alınması gereken acil önlemler. Biz HDP olarak bu önlemleri şöyle sıralıyoruz;

● Başta işçiler ve emekçiler olmak üzere virüsün bulaşma yoğunluğu göz önüne alınarak, bir öncelik sıralaması ile acilen tüm yurttaşlara test yapılmalıdır.

● Belli bir süre zorunlu olmayan tüm çalışma alanları kapatılmalıdır. Salgın ve yayılma hızının dizginlenmesinde somut ve belirgin bir mesafe kat edilene kadar kapatma sürdürülmelidir. 

● Çalışma süreleri ücretler düşürülmeden haftalık 35 saate indirilmelidir. 

● Çalışanlara yönelik tedbirlerde kamu özel ayrımı yapılmamalıdır. Kamu da çalışanlar için alınan tüm önlemler özel sektör çalışanları için de geçerli olmalıdır.

● İşsizlik Sigortası Fonu'ndan yararlanma kolaylaştırılmalı, ödeme süresi ve ödeme miktarları artırılmalıdır. İşsizlik Sigortası Fonu'nun patronlara teşvik olarak aktarılmasına son verilmelidir.

● Herkese en az asgari ücret tutarında Gelir Desteği sağlanmalıdır.

● Göçmenlere, kayıtlı olup olmasına bakılmaksızın ayrıca yerli halktan da kayıt dışı çalışanlara, günlük yevmiye ile çalışanlara, tarım işçilerine, kadınlara ve işsizlere kişisel beyanları yeterli görülerek aylık en az asgari ücret tutarında gelir desteği verilmelidir.

● Evden yapılacak çalışmalarda, işçilere önceden yapılan tüm ödemeler yapılmalı, ayrıca evden çalışmaktan kaynaklı tüm giderler işverenler tarafından ödenmelidir. Çünkü biliyoruz ki bu dönemde evde çalışmada elektrik, su, doğalgaz ücretleri işçinin üzerine yıkılmıştır

● Ücretsiz izne çıkarmaya son verilmeli, “1134 TL’lik Nakdi ücret desteği” yerine herkese kısa çalışma ödeneği verilmeli, bu tutar asgari ücretten az olmamalıdır.

● Ebeveynlere, kadın veya erkek, ev bakım hizmetleri için ek destek ödemesi yapılmalıdır.

● KHK ile işten çıkarılmış başta sağlık olmak üzere, yerel yönetim ve diğer tüm çalışanlar hızla işlerine iade edilmelidir. 12 bin sağlık çalışanın sözleşmeli olarak alınacağı dolanıyor ortada. Sağlıkta örgütlü bulunan sendikalar, deneyimin gerekli olduğu talepleri var bu doğru bir tutumdur. Yüzlerce işinden edilmiş deneyimli sağlık çalışanı var deneyimli ve haksız bir biçimde işinden edilmiş olan. Bunlar derhal işlerine geri döndürülmelidir. 

● Covid-19 sağlık emekçileri için meslek hastalığı, diğer işçiler için ise iş kazası olarak tanınmalıdır. 

Açlığa mahkum ettiğiniz milyonların direnişi ile gideceksiniz

Halkların Demokratik Partisi olarak işçilerin ve emekçilerin direnişlerinin bir parçasıyız. Hem sokakta hem parlamentoda mücadeleyi sürdüreceğiz. Açlığa mahkum ettiğiniz, haklarını gasp ettiğiniz milyonlarca işçinin direnişiyle gideceksiniz. Uyguladığınız her türlü faşist yöntem sizi bundan kurtaramayacaktır. 

26 Kasım 2020