Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü ve İstanbul Milletvekilimiz Sebahat Tuncel, İstanbul Üniversitesi'nde yapılan rektörlük seçimlerinde açık ara farkla rektör seçilmesine rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ataması yapılmayan Prof. Dr. Raşit Tükel'i ziyaret etti. Tuncel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özellikle seçim süreçlerinde sık sık vurgu yaptığı "sandık" ve "irade" söylemlerini hatırlatarak, "Sandıktan çıkana saygı göstermeyen birinin sürekli sandığı göstererek oradan saygı beklemesi kabul edilemez" şeklinde konuştu.

Sebahat Tuncel, İstanbul İl Eşbaşkanımız Ayşe Erdem ve HDK İstanbul Sağlık Meclisi üyeleri, İstanbul Üniversitesi'nde yapılan rektörlük seçimlerinde açık ara farkla rektör seçilmesine rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ataması yapılmayan Prof. Dr. Raşit Tükel'i İstanbul Tabip Odası'nda ziyaret ettiler. Ziyarette konuşan Prof. Dr. Raşit Tükel, Türkiye'deki üniversitelerin 12 Eylül askeri darbesinin ürünü olan 2547 sayılı yasanın belirlediği kararlarla yönetildiğini söyledi. Seçime rağmen her hangi bir merci tarafından atanan kişinin kendisinin atayan merciden bağımsız olamayacağının altını çizen Tükel, "Kendinizi yönetmeniz, kendi kararlarınızı vermeniz mümkün değil" dedi.

Seçimlerde en yüksek oyu almasına rağmen YÖK'ün sıralamada kendisini hiçbir gerekçe göstermeden ikinci sıraya indirerek sıralamayı değiştirdiğini belirten Tükel, "Cumhurbaşkanı sıralamaya bağlı kaldı ama seçime bağlı kalmadı. Öğretim üyelerinin oylarıyla en yüksek oyu alan kişinin değil ikinci kişinin atanmasını kararlaştırdı. Biz bunu öğretim üyelerinin iradesine karşı yapılmış bir saldırı olarak değerlendiriyoruz. Bu akademik özerklik adına bu süreci destekleyen duyarlı kamuoyunun talebine karşı yapılmış bir saldırıdır" diye konuştu.

"Türkiye'nin geleceği bir adamın iki dudağı arasında"

Ardından konuşan Sebahat Tuncel ise, öğretim üyelerinin iradesine rağmen atama usulünün işletilmesinin Türkiye'deki sistemin ne duruma geldiğinin bir göstergesi olduğunu kaydetti. "Türkiye'nin geleceğini bir adamın iki dudağının arasına bırakan bir zihniyetle karşı karşıyayız" diyen Tuncel, 12 Haziran seçimlerinde milletvekili seçilmesine rağmen Hatip Dicle'nin vekilliğinin düşürülmesini hatırlatarak, "Hatip Dicle seçildi ama onun hakkını da AKP gasp etti. Bu sadece İstanbul Üniversitesi'ne yönelik değil Türkiye'deki tüm üniversitelere yönelik bir yaklaşım" ifadelerini kullandı.

"İradeyi yok sayan zihniyetin karşısında yer almak herkesin görevi"

Öğretim görevlilerinin oylarına rağmen atamanın siyasi erk tarafından belirlenmesinin anti demokratik bir uygulama olduğunu söyleyen Tuncel, "Bu aslında tam da 12 Eylül'ün merkezi, otoriter faşizan yönetimin bize dayatılmasıdır. Öğretim görevlilerinin kendi içerisinde yaptığı seçimi bile yok sayan bir zihniyetin karşısında tavır almak, insan hakları mücadelesi veren demokrasi mücadelesi veren herkesin görevidir. Biz de bu mücadeleyi sizinle birlikte yürüteceğiz" dedi.

"Atanan kişinin görev alması meşru değildir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından "atanan" Prof. Dr. Mahmut Ak'a seslenen Tuncel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Atanan kişi mevcut sisteme hayır deme cesaretini göstermiş olsaydı, atanan arkadaşı için, "Hayır bu benim hakkım değil, hocamızın hakkı" deseydi bugün çok daha farklı bir konuyu tartışıyor olurduk. Buradan kendisine de çağrı yapıyoruz; bu seçim sizin hakkınız değil. Bu kadar farka rağmen bu kişinin görev alması meşru değildir, hak gaspıdır. Bunun sadece Cumhurbaşkanıyla ilgili değil, atanan kişiyle ilgili de bir sorun olduğunun altını çizmek istiyoruz. Atanan öğretim görevlisinin demokrasi adına, insan hakları adına, bilimsel demokratik bir üniversite adına bunu reddetmesinin önemli olacağını düşünüyorum."

"Erdoğan'ın iki yüzlü politikası açığa çıktı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özellikle seçim süreçlerinde sık sık vurgu yaptığı "sandık" ve "irade" söylemlerini hatırlatan Tuncel, "Aslında bu karar AKP'nin ve Tayyip Eroğan'ın iki yüzlü politikalarını açığa çıkarması açısından da ibret verici. Sandıktan çıkana saygı göstermeyen birinin sürekli sandığı göstererek oradan saygı beklemesi kabul edilemez" şeklinde konuştu.