Seçim güvenliğine ilişkin Genel Görüşme talebimiz

Grup Başkanvekillerimiz Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimler öncesinde seçim güvenliğine dair endişelerin giderilmesi ve konunun TBMM’de tartışılması için Genel Görüşme açılmasını istedi:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİS BAŞKANLIĞINA

14 Mayıs 2023’te yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleriyle ilgili, seçim güvenliğine dair endişelerin giderilmesi, konunun TBMM’de tartışılması amacıyla Genel Görüşme açılmasını arz ve talep ederiz.

GEREKÇE

Türkiye’de yapılan seçimlerde iktidarların seçim güvenliğini ihlal ettiği ile ilgili tespitler muhalefet tarafından defalarca dile getirilmiştir. Ancak 2002’den beri iktidarda bulunan AKP’nin katıldığı tüm seçimlerde seçim güvenliğinin yıllar geçtikçe artarak daha fazla ihlal edildiğini, AKP’nin iktidardan gitme eğiliminin güçlendiği son yıllarda ise seçim güvenliği ihlallerinin fazlasıyla arttığını gözlemlemek mümkündür. Bunun, sadece partimizin değil tüm muhalif partilerin ortak iddiası olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Eşit şartlarda adil bir seçimin yapılması tarihten bugüne, insanlık ailesinin güçlü mücadeleleri sayesinde birçok yasal mevzuata ve kurala konu olmuştur. Ancak demokratik hakların askıya alındığı, ağır hak ihlalleri ve engellemelerin, parti kapatmaların gündemde olduğu Türkiye gibi ülkelerde seçim güvenliği, seçimlerin adil ve eşit şartlarda yapılabilmesi için muhalefeti birçok önlem almak zorunda bırakmaktadır.

Seçim güvenliği sadece seçim gününün organize edilmesi veya sandık güvenliği değil aynı zamanda seçime katılacak olan partilerin eşit şartlarda ve imkânlara sahip olarak seçime katılmasıdır. Seçimlerin adil olması; o seçimin ilan edilişinden başlayıp ilan edilme biçiminden, sonuçlanmasına ve sonuçlanma biçimine kadar bütün sürecin adil olması ile mümkündür. Ancak, devlet kurumlarının tarafsızlığı ve yargı bağımsızlığı gibi birçok etmenin bir araya gelmesi ile adil bir seçimden bahsedilebilir.

Çok fazla geriye gitmeden, 2017 Anayasa referandumunu hatırlayacak olursak, yasal mevzuata tamamen aykırı bir şekilde mühürsüz oyların geçerli sayılarak sisteme dâhil edilmesi sonucunda AKP Genel Başkanı R.T. Erdoğan’ın sonuçlar henüz resmileşmeden “Boşuna uğraşmayın, atı alan Üsküdar’ı geçti, haberiniz yok” açıklaması seçimlerin üzerine düşen büyük şaibelerden biri olarak tarihimize geçmiştir.

Onun dışında 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri sırasında sayısız ihlal yaşanmış, her şeyden önce Türkiye seçimlere OHAL koşullarında girmiştir. Seçim süreci boyunca devletin tüm imkânları iktidar ortakları eliyle pervasızca kullanılmış, bakanlar, valiler, kaymakamlar ve devletin bütün idari birimleri seferber edilmiştir. Kayyum atanan belediyelerin kaynakları açılış ve mitinglere lojistik destek için seferber edilmiştir. Sandık birleştirme kararları ile yaklaşık 200 bin oyu etkileyecek sandık taşınmıştır. Sandık kurulu üyeliklerine başvurular için çok kısa bir süre tanınmış ve birçok yerde başvuran kamu görevlileri herhangi bir yerde hiçbir gerekçe sunulmadan görevlendirme yapılmamıştır. Seçim günü birçok yerde müşahitlerin ulaşımı engellenmiş veya müşahitler görevlerini, tehdit, saldırı veya baskı altında yapabilmiştir. Sadece muhalefete yönelik baskı, yaratılan korku iklimi, devlet imkânlarının adaletsiz kullanımı değil; medya organları da iktidarın bir saldırı aracına dönüşmüştür. Seçimleri izleyen ulusal ve uluslararası bağımsız gözlem heyetleri engel ve müdahale ile karşılaşmışlardır.

Buna benzer ihlaller ve daha fazlası 2019 yerel seçimlerinde yaşanmış, partimiz birçok engellemeyle karşılaşmıştır. Özellikle İstanbul yerel yönetim seçimleri sandık güvenliğinin açıkça ihlal edildiği seçimler olmuştur. Kamuoyunun da baskısıyla yenilenmiştir.

14 Mayıs günü seçime giderek oy kullanacak olan tüm yurttaşlarımızı ilgilendiren, seçim güvenliği konusu aynı zamanda bu mecliste temsil edilen tüm partilerin ve milletvekillerinin sorumluluğundadır. Bu amaçla, TBMM’nin bir genel görüşme yapması elzemdir.

28 Mart 2023