Seçim güvenliğine yeni darbe

Demokrasinin rafa kaldırıldığı OHAL koşullarında yapılan ve meşruiyetten uzak bir niteliğe sahip 16 Nisan Referandumuyla Meclisi işlevsizleştiren AKP, TBMM'ye sunduğu YSK kanun teklifi ile seçim günü yaptığı ihlallere ve hilelere kanuni bir kılıf uydurmaya çalışıyor. Yeni seçim müdürlükleri oluşturup bunlara mülakatla alacağı memurlar vasıtasıyla seçim işlerini hükümete bağlı hale getiriyor. Ayrıca siyasi partilerin sandık kurulu başkanlıklarını gasp ediyor ve müşahitlik uygulamasına engeller çıkarıyor. Böylece muhalefetin ve halkın seçimler üzerindeki denetimini ve seçim güvenliğini ortadan kaldırıyor. 

Teklif genel hatlarıyla YSK’nın kuruluş, teşkilat yapısı, görevleri ve yetkilerini bir kanuni bağlama oturtma amacındaymış ve dikkat çekici bir değişiklik getirmiyormuş gibi lanse edilse de, özellikle muhalefet partilerinin seçim sürecindeki denetimlerini zorlaştıracak nitelikte önemli değişiklikler öngörmektedir.

Kanun teklifinde YSK’nın taşra teşkilat yapısında bazı değişikliklere gidilmekte ve İlçe Seçim Kurullarına bağlı olarak görev yürüteceği belirtilen “seçim müdürlükleri” adıyla yeni birimler oluşturulmaktadır.

Buna ek olarak, YSK’nın iş yükünün arttığı, dönemin teknolojik gelişmelerinin yakalanması vs. gerekçelerle bu seçim müdürlüklerinde görev yapacak yönetici ve uzman personel adı altında 700’ün üzerinde yeni kadrolu personel alınması planlanmaktadır. Bu personel alımının KPSS sınavının yanında “mülakat” neticesine göre yapılacağının hükme bağlanıyor oluşu dikkat çekicidir. 

Mülakatla devlet memuru alma yönteminin, her türlü kayırmacılığa yol açabilecek bir kadrolaşma biçimi olduğu aşikardır. Hele hele seçmen kütükleri gibi oldukça hassas bir birimde çalışacak ve operasyonel yetkilere sahip olacak uzman personelin “mülakat” usulüyle belirlenecek olması her türlü şaibeye yol açabilecek riskler barındırmaktadır.

Ayrıca Kanun Teklifi'nin Teşkilat başlığı altında YSK'nın Taşra Teşkilatı şöyle tanımlanmıştır: "Taşra Teşkilatı; ilçe ve yurt dışı ilçe seçim kurullarına bağlı "seçim müdürlüklerinden" oluşur. Kurul, gerekli görülen illerde, il seçim kuruluna bağlı seçim müdürlüğü kurabilir".

Burada "gerekli görülen iller" konusu son derece muğlak ve açık uçludur. Bunun açık tanımının olmaması, özellikle muhalefetin yüksek oy aldığı illere özel müdahale konseptleri geliştireceği ilk elden düşünülmesi gereken riskler barındırmaktadır.

Mevcut uygulamada siyasi partiler "sandık kurulu başkanı" görevlendirebiliyor iken, siyasi partilerin bu hakkı gasp edilmektedir.

Yeni düzenlemeye göre siyasi partilerin, özellikle muhalefette bulunan siyasi partilerin “sandık kurulu başkanı” listesi verme hakları ellerinden alınmakta ve sandık kurulu başkanlarının o ilçede görev yapan kamu görevlileri arasından, İlçe Seçim Kurulu Başkanınca atanacağı hükme bağlanmaktadır. Böylece oy kullanma sürecinde önemli yetkileri bulunan sandık kurulu başkanlığına adeta Kayyum atanmaktadır. İlçe Seçim Kurulu Başkanlarının hangi kritere göre görevlendirme yapacağı ise belirtilmemiştir.

Müşahitlik zorlaştırılmakta, adeta imkansız hale getirilmek istenmektedir. Kanun teklifinde özellikle muhalefet partileri bakımından dikkat çeken bir diğer değişiklik de “Müşahitlik” konusuna ilişkindir.

Mevcut mevzuatta basit bir cümleyle çerçevesi çizilen ve ilçe seçim kuruluna herhangi bir bildirim zorunluluğu getirilmeyen müşahitlik uygulaması, değişiklik teklifiyle oldukça zorlaştırılmakta ve bürokratikleştirilmektedir. 

Bu düzenleme halkın ve özellikle muhalefet partilerinin seçimleri sandık başında denetleyebilme hakkını elinden almaktadır. 

Müşahit kimlik kartlarının “fotoğraflı” olma şartı ve ilçe seçim kurulu başkanlığınca onaylanma şartı, birçok riskle birlikte ek külfet ve zaman kaybı getirmektedir. Özellikle sandık kurulu üyesi görevlendirilemeyen sandıklara son güne kadar müşahit görevlendirmeleri yapılabilecekken, bu yasadan sonra artık bu konudaki işlemler çok uzun süreceğinden, iyice zorlaşacaktır. Diğer taraftan oy verme işlemlerini çeşitli platformlar adı altında “Oyum Güvende, Oy ve Ötesi gibi Sivil Toplum Örgütlerinin bu denetleyici faaliyetleri de engellenmektedir.

İktidarlarını sağlamlaştırmak için her gün yeni bir vesayet kanunu çıkarmaya çalışanlar bilmelidir ki HDP olarak halklarımızla birlikte bu çabaları boşa çıkaracağız. Sonunda mutlaka kazanacağız.

Yurdusev Özsökmenler
Halkların Demokratik Partisi
Seçim İşlerinden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı
22 Kasım 2017