Şeffaflık ve Siyasi Etik Kanunu Teklifimiz

Grup Başkanvekillerimiz Fatma Kurtulan ve Ayhan Bilgen'in imzasıyla TBMM'ye sunulan 'Şeffaflık ve Siyasi Etik Kanunu Teklifi':

GENEL GEREKÇE

Bir ülkede demokrasinin kurumsallaşması, o ülkede siyaset organlarının ve devletin hangi etik kurallarla hareket ettiği ve toplumun vicdanına aykırı olan durumların iktidar tarafından kabul görüp görmediğiyle ilişkilendirilmektedir.

Türkiye'de siyasi etik tartışması her zaman gündemdedir ve tartışmanın temelini yolsuzluk ve rüşvet oluşturmaktadır. Bu tartışma, denetleme, hesap verme ve şeffaflık çerçevesinin çizilmesine yönelik yapılmalıdır. Bunun beraberinde seçilmişlerin, seçim kampanyası süreçlerinde yapmış oldukları her türlü kampanya harcamalarının ve kaynaklarının seçim sürecinde ve sonrasında kamuoyuna açıklanması siyasetin şeffaflığı ilkesi doğrultusunda gereklidir.

Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi’nde yer alan yolsuzluk suçları yönünden milletvekili dokunulmazlığının ve kamu görevlilerinin her türlü soruşturma ve yargılama ayrıcalığının kaldırılması bu kapsamda değerlendirilmelidir. Siyasetin finansmanının şeffaf ve hesap verebilir olması ve yolsuzlukla mücadele konularına ilişkin, yasama sürecinde bu konularda çalışan sivil toplum örgütleri ve diğer kurum ve kuruluşlarla her türlü işbirliği sağlanmalıdır.

Siyasiler ve devlet görevlileri, hizmetlerini yerine getirirken belirli ilke ve etik çerçeve içerisinde hareket etmek zorundadır. Hesap verme anlayışı Meclis'te ve her devlet kurumunda oluşmalı, toplumun dahil olduğu bir denetleme mekanizması hayata geçirilerek, bu konuda sivil toplumun önündeki engeller kaldırılmalıdır. Türkiye'nin evrensel nitelikteki ilke ve etik kuralları benimsemesi, buna uygun bir yapılanmaya kavuşması elzemdir.

Etik her yönüyle, siyasetten önce gelmelidir. ABD, Almanya, İngiltere, Fransa bir çok ülkede siyasi etik düzenlenmeleri yapılmış, ihlal sonucunda çeşitli yaptırımlar uygulanmıştır. Türkiye’de, siyaset etiğinin oluşturulması, ülkenin temel sorunları arasında yer alan insan hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasına da katkı sunacaktır. Bunun yanında siyasilerin ve devlet görevlilerinin siyasi etik çerçevesinde hareket etmeleri, iktidarda bulunanların iktidar olanaklarını, üyesi oldukları siyasi parti ve yandaşları lehine kullanmalarınınönüne geçecektir.

Hali hazırda 25/5/2004 tarih ve 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile oluşturulan Kamu Görevlileri Etik Kurulu kapsamında, Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu üyeleri ve milletvekilleri bulunmamaktadır. Ayrıca, 19/4/1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği İle Bağdaşmayan İşler Hakkında Kanun da hem içerik bakımından yetersiz hem de fiiliyatta uygulanmamaktadır.

Kanunlardaki yetersizlik, Türkiye'de yolsuzluk ve rüşvetle mücadelede etkin bir rol oynanmasına engel olurken,kamu kaynaklarından elde edilen gelirlerin amacı dışında kullanılmasının önünü açmaktadır. Bu durum, toplum nezdinde, siyasilerin ve devlet görevlilerinin rüşvet ve yolsuzlukla anılmasına neden olmaktadır.

Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa Komisyonu (AK) tarafından yolsuzluğun önlenmesine dair yaptığı önermeler önem taşımaktadır. Yolsuzlukla mücadele konusu 1998 yılından itibaren AB İlerleme Raporlarında yer almaktadır. Ancak Türkiye bu tavsiyelere ısrarla uymamaktadır.AK bünyesinde görev yapan ve Türkiye'nin üye devletlerarasında bulunduğu Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO), Türkiye'nin şeffaflık karşıtı tutumları olduğunu açıklamıştır. Türkiye, yolsuzlukla mücadeleye dair 22 adet GRECO tavsiyesinin 20’sine uymamıştır. Türkiye’nin Yolsuzluk Algı Endeksi'nde ülkeler arasındaki yeri 2013 yılından beri geriye gitmektedir. 2017 yılı Endeks sonuçlarına göre,40 puan alan Türkiye, 6 basamak gerileyerek 180 ülke arasında 81. sırada yer almıştır. Türkiye, son 5 sene içerisinde 10 puanlık bir düşüşle 28 sıra gerilemiştir.

Türkiye’de son dönemlerde gündeme gelen hem basında hem siyasi çevrede tartışmalara yon açan bir diğer konu ise seçimlerin şeffaf geçmemesine ilişkindir. Hem iktidar yanlısı çevrelerin meşruiyetini sorgulayan hem muhalif kesimin seçimlere olan güvenini yıkan bu durum, siyasal etik çerçevesinde ele alınmalı ve bu kötü gidişat engellenmelidir.

Aynı zamanda Türkiye'de siyaset ve devlet kurumlarındaki yolsuzluk ve rüşvet olayları kamuoyunun gündemine sıkça gelmektedir. Bunlar, son olarak, Türkiye gündemine Sayıştay raporlarının açıklanmasıyla girmiştir. Sayıştay raporlarında ortaya çıkan bilgiler doğrultusunda, belediyelerde, bakanlıklarda ve devlet kurumlarında yolsuzluğun olağan bir hal aldığı görülmektedir. Raporların basına yansıyan kısımları vahim boyuttayken, yolsuzlukla mücadele etmek yerine, raporları hazırlayan Sayıştay yetkilileri bir şekilde görevinden ayrılmak durumunda kalmış yahut buna mecbur bırakılmıştır. İktidarın "mega projeleri" yolsuzluk ve rüşvetin mayalandığı alanlar olurken, İşsizlik Fonu gibi kaynaklar da amacı dışında kullanılarak, yolsuzluk vakalarına örnek teşkil etmiştir.

AKP hükümetinin, 2002 yılında “yolsuzlukla mücadele” sloganıyla iktidara gelmesi bugün ironik bir hal almıştır. Keza, AKP hükümeti döneminde büyük yolsuzluklara şahit olunmuş ve bunlarbasına yansımış, kamuoyunun tepkisine neden olmuş, davaların da konusu haline gelmiştir.Bundan 5 yıl önce, 17 Aralık 2013 tarihinde 'rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık' gibi suçlamalarla 89 kişi gözaltına alınmış, aralarında hükümete yakın kişilerin de olduğu 26 kişi tutuklanmıştır. AKP iktidarı, bu süreci Gülen cemaatinin darbesi olarak nitelendirse de, iddiaların araştırılması, yolsuzluk ve rüşvet ağına karışan kişi ve kurumların araştırılması bizzat siyasi iktidar tarafından engellenmiştir. ABD’de New York Güney Mahkemesinde karara bağlanan ve kamuoyunda “RezaZarrab Davası” olarak bilinen"ABD, Mehmet Hakan Atilla'ya karşı" davasının bugün uluslararası güçler tarafından bir koz olarak kullanılması, 17-25 Aralık’ta ortaya çıkan iddiaların Türkiye yargısı tarafından konu edilmemesinin sonucudur.

Tablo oldukça açıktır ki, yolsuzluk ve rüşvetle mücadeleyi amaç edinen uluslararası sözleşmelerin tarafı olan Türkiye, bu konuda etkin mücadelede bulunmamakta ve kararlı duruş sergilememektedir. Kanun teklifimizle birlikte, Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar ve milletvekillerini de kapsayan siyasal etik çerçevesi oluşturulması öngörülmektedir.

Hazırlamış olduğumuz teklifte ayrıca, denetim mekanizmasında toplumun doğrudan katılımın sağlanması amacıyla, iddia ve şikayetlerin araştırılması ve sonuca bağlanması konusunda husus ve esaslar düzenlenmektedir. Siyasi etik ihlali durumunda, konunun etkili bir şekilde araştırılması, incelenmesi, karara bağlanıp, kamuoyuna duyurulması noktasında Siyasi Etik Kurulu’nun içerik ve bileşim açısından yeniden oluşturulması ve Kurul bileşiminin partilerin sandalye dağılımına göre değil, her partiden eşit sayıda üyeyle oluşturulması öngörülmektedir. Bu durum, partilerin kendi üyeleri hakkındaki iddiaları etkili bir araştırmaya tabi tutmasının önündeki engelleri kaldırmış olacaktır.

Teklif ile;sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine yönelik değil ülke yönetiminde yer alan tüm siyasi kişiliklerin yer alması gerektiği bu sebeple Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanların etik davranış ilkelerinin oluşturulması;

Siyasi etik, rüşvet, yolsuzlukla mücadele, siyasetin finansmanı ve şeffaflıkkavramıyla ilgili olarak mevzuatta dağınık şekilde yer alan hükümlerin tek ve kapsamlı bir metinde düzenlenmesi;

Siyasi alanda yol gösterici etik ilke ve standartların belirlenmesi, hediye alma yasağı, çıkar çatışması oluşturan durumlar,mal beyan yükümlülüğü, tahsis edilen kamu imkânlarının kişisel amaçlar için kullanılmaması gibi konuların düzenlenmesi;

Siyasi etik ilkelerinin ihlalini oluşturan davranışlar karşısında, başvuru üzerine harekete geçecek denetim mekanizmalarının oluşturulması, siyasi etik ilkelerinin ihlalini oluşturan davranışlar karşısında, başvuru üzerine harekete geçecek denetim mekanizmalarının oluşturulması;

Siyasi etik kurulunun görev, yetki, çalışma usul ve esaslarının düzenlenmesi, siyasi etik ihlallerine karşı izleme, denetim ve yaptırım sisteminin düzenlenmesi; Kurul üyelerinin belirlenmesinde parti gruplarının, parti grubu olmayan milletvekillerinin ve bağımsız milletvekillerinin temsilinin sağlanması;

Siyasi etik kültürünün yerleştirilmesi, Kamuoyunun siyasete ve demokrasiye güvenini artıracak, standartlara uygun bir siyasi etik düzenlemesinin yapılması;

Özetle bu kapsamda, siyasiler ve devlet görevlilerin, mal beyanı, hediye adı altındaki maddi alışverişleri, davranış ilkeleri, belirlenmektedir. 

MADDELER

Amaç ve kapsam

MADDE 1-    Bu Kanunun amacı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları, dışarıdan atanan Bakanların uymaları gereken siyasi etik ilkelerinin belirlenmesi ileTürkiye Büyük Millet Meclisinde Siyasi Etik Kurulunun oluşturulması, görev, yetki, çalışma usul ve esaslarının düzenlenmesidir.

(2) Bu kanun kapsamında belirlenen kurallara TBMM üyeleri, Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları ve dışarıdan atanan bakanlar uymakla yükümlüdür.

Üyelikle bağdaşmayan işler

MADDE 2- (1) Bu kanun kapsamında yer alanlar, görevleri devam ettiği sürece;

a) Devlet ve diğer kamu tüzelkişilerinde ve bunlara bağlı kuruluşlarda; Devletin veya diğer kamu tüzelkişilerinin doğrudan doğrudan ya da dolaylı olarak katıldığı teşebbüs ve ortaklıklarda;özel gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan derneklerin ve Devletten yardım sağlayan ve vergi muafiyeti olan vakıfların, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar, vekili olamazlar, herhangi bir taahhüt işini doğrudan veya dolaylı olarak kabul edemezler, temsilcilik, hakemlik, ücret karşılığı iş takipçiliği, komisyonculuk veya müşavirlik yapamazlar, genel sekreter, sekreter veya benzeri herhangi bir nam altında hiçbir yönetim görevi alamazlar.

b) Bir çıkar karşılığı olmasa dahi, özel sektörde herhangi bir görev alamazlar ve 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre tacir veya esnaf sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamazlar.

c) Serbest mesleklerini icra edemezler. Ancak, süreklilik arz etmemek kaydıyla, fikir ve sanat eseri meydana getirebilir veya icra edebilirler.

ç) Yürütme organının teklif, inha, atama veya onamasına bağlı resmî ya da özelherhangi bir işle görevlendirilemezler. Bir üyenin belli konuda ve altı ayı aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca verilecek geçici bir görevi kabul etmesi, TBMM’kararına bağlıdır.

d) Yabancı bir devlet veya milletlerarası bir kuruluş tarafından verilen idari ve siyasi, ücretli herhangi bir işi veya görevi Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararı olmadıkça kabul edemezler.

Etik Davranış ilkeleri

MADDE 3-(1) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve dışarıdan atanan bakanlar;

a) Mevcut görevlerinden kaynaklanan konum ve yetkileri ile ünvanlarını, kendilerine veya üçüncü kişilere menfaat sağlamak amacıyla kullanmaktan kaçınırlar.

b) Kişiler arasında dil, ırk, renk, milliyet, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep, yaş, bedensel, zihinsel ve ruhsal engeller ve benzeri sebeplerle ayırım yapamazlar.

c) Kendilerine tahsis olunan kamu imkânlarını amacı kapsamında kullanmaya özen gösterirler.

ç)Bu kanun kapsamındaki kurallara uymakla yükümlü olanlar görevleri, konumları ve onurları ile bağdaşmayan her türlü tutum ve davranıştan kaçınırlar.

(2) Siyasetin finansmanı, siyasi partilerin harcamaları, siyaset medya ve siyaset ticaret ilişkileri ile her türlü eylem ve işlemler yerine getirilirken açık, şeffaf ve erişilebilir olmalıdır.

Beyan yükümlülüğü

MADDE 4- (1)Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve dışarıdan atanan bakanlar mal bildiriminde bulunurlar.

(2)Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve dışarıdan atanan bakanlar;

a) Üyelik ödenek ve yollukları ile emekli maaşı gelirleri,

b)Yıllık tutarı, bir aylık ödenek ve yolluk tutarına kadar olan; toplantıya katılma, konuşma yapma, makale yayımlama ve benzeri nedenlerle edinilen sembolik gelirler,

dışında kalan kazançlarını ve yakınlarının mal beyanlarını kaynağını belirterek her yılın ocak ayında bağlı bulundukları kurumun internet sitesinde kamuoyu denetimine açık ilan ederler.

Hediye alma

MADDE 5- (1) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve dışarıdan atanan bakanlar;devletlerden, milletlerarası kuruluşlardan ve herhangi bir gerçek veya tüzel kişi veya kuruluştan değeri bir aylık ödenek ve yolluk tutarlarının onda birini aşan hediye kabul edemezler.

Siyasi Etik Kurulunun oluşumuMA

DDE 6- (1) Siyasi Etik Kurulu üye sayısı, her yasama dönemi başında TBMM Başkanı tarafından her siyasi partiden önerilecek bir üye ile bağımsız milletvekillerinden kura yöntemiyle seçilecek olan bir üyeden oluşur. Kurul üyelerinin seçimi, siyasi partilerden önerilen adayların Genel Kurulca işaret oyu ile onaylanması ile tamamlanır.

(2) Kurul Başkanı, Kurul üyeleri arasından seçilir.

(3) Kurul, her yasama dönemi başında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının oluşumunu takip eden bir ay içerisinde oluşturulur. Kurulun görev süresi bir yasama dönemidir.

(4) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı üyeleri ile Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları vebakanlar Kurulunda yer alanlar görev alamazlar.

Kurulun görev ve yetkileri

MADDE 7- (1) Kurul:

a) Bu Kanunda ve diğer mevzuatta yer alan siyasi etik ilkelerine uyum açısındanre’sen veya başvurular üzerine inceleme ve araştırma yapar.

b) Yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda aldığı kararları TBMM Başkanlığı’na bildirir.

c) Bu kanun kapsamına uymakla yükümlü olanları, siyasi etik ilkeleri, görevleri ile bağdaşmayan işler, mal bildirimi ve benzeri konularda bilgilendirir.

ç) Siyasi etik konusuna ilişkin ulusal ve uluslararası gelişmeleri izler ve sivil toplum kuruluşları ile uluslararası kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapar.

(2) Kurul, görevleri ile ilgili olarak, Cumhurbaşkanı, TBMM üyeleri, Bakanlar ve Cumhurbaşkanı yardımcılarından, kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerden bilgi isteyebilir ve belge alabilir. Kurul, gerekli gördüğü hallerde ilgili kişi ve uzmanların bilgisine başvurabilir ve TBMM dışında çalışma ve incelemelerde bulunabilir.

(3) Kurul, gerekgördüğü durumlarda milletvekillerinin mal ve gelir bildirimlerini inceler.

Kurulun çalışma usul ve esasları

MADDE 8- (1) Kurul, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile toplanır ve toplantıya katılanların üçte iki oy çokluğu ile karar verir. Oylamalarda çekimser oy kullanılamaz.

(2) Kurul gündemi Başkan tarafından belirlenir.

(3) Kurul toplantıları gizlidir.

(4) Kurul, kararlarını en geç üç ay içerisinde verir.

(5) Kurul kararları TBMM başkanı tarafından açıklanır.

(6) Mazeretsiz olarak üst üste iki toplantıya katılmayan üyenin Kurul üyeliği kendiliğinden sona erer. Bu şekilde boşalan üyeliğin en kısa zamanda tamamlanması için durum TBMM Başkanlığına bildirilir.

Başvuru

MADDE 9-(1)Kurula başvurular, 1/11/1984 tarihli ve 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunda belirlenen esaslara göre, medeni hakları kullanma ehliyetine sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile Türkiye'de ikamet eden yabancı gerçek kişiler tarafından yapılabilir. Ancak, kimliği kesin olarak tespit edilemeyen kişilerce yapılan veya ortaya koyduğu iddia ile ilgili somut delilleri bulunmayan başvurular dikkate alınamaz.

(2) Yargı organlarınca incelenmekte olan veya karara bağlanmış bulunan konular hakkında Kurula başvuru yapılamaz. İnceleme sırasında yargı yoluna gidildiği anlaşılan başvuruların işlemi durdurulur. Daha önce Kurulca incelenmiş şikâyet konusu, yeni kanıtlar gösterilmedikçe bir daha şikâyet konusu yapılamaz ve incelenemez.

(3) Başvurunun kabul edilebilir bulunması hâlinde, durum ilgiliye bildirilir.İlgili, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde Kurula başvurarak savunma hakkını kullanacağını veya mazeretini bildirmezse bu haktan vazgeçmiş sayılır.

(4) Kurul tarafından başvuru sahiplerine inceleme ve araştırma sonuçları hakkında bilgi verilir.

İnceleme ve araştırma

MADDE 10- (1) Kurul, re’sen veya başvurular üzerine yapacağı inceleme ve araştırmaları etik ilkeler çerçevesinde yürütür.

(2) Kurul, yaptığı inceleme ve araştırmaları bir rapor haline getirir ve TBMM Başkanlığına sunar.

(3) Kurulun inceleme yapma yetkisi görev yaptığı dönem ile sınırlıdır.

 Yaptırımlar

MADDE 11- (1) Kurul, siyasi etik ilkelerine uyulmadığının tespiti halinde ilgili hakkında;

a) Uyarı,

b) Kınama,

c) Ulusal ve Uluslararası heyetlerde süreli olarak görev almama kararlarını verebilir.

(2) Kurul, uyguladığı yaptırımlara ilişkin kesin kararları hakkında kamuoyunu bilgilendirir.

İtiraz

MADDE 12- (1) Kurulun aldığı kararlara karşı ilgili, kararın kendisine tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde Kurula itiraz edebilir; itiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Kurul, itirazları en geç bir ay içerisinde karara bağlar.

Uygulanacak İçtüzük

MADDE 13- (1) Bu Kanunda açıklık olmayan hallerde Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü hükümleri uygulanır.

Değiştirilen ve yürürlükten kaldırılan hükümler ile atıflar

MADDE 14- Mevcut mevzuat ile bu kanun arasında uyumsuzluk tespit edildiğinde bu kanun hükümleri geçerli sayılacaktır.

Yürürlük

MADDE 15-(1)Bu Kanun yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 16-(1)Bu Kanun hükümlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Cumhurbaşkanı yürütür.

GEÇİCİ MADDE 1- Bu kanun kapsamında kurulacak olan Siyasi Etik Kurulu’nun kuruluşu TBMM 27. dönemine ilişkin olarak bir sefere mahsus olmak üzere Kanunun resmi gazetede yayınlanmasından bir ay sonradır.

17 Aralık 2018