Şengül: Türkiye’den İsrail’e giden demir çelik Filistinlilerin başına mermi olarak yağıyor

Önceki dönem Eş Genel Başkanlarımız ile MYK üyelerimizin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanî Kumpas Davasının 41’inci duruşmasının dördüncü günü Sincan Cezaevi Kampüsünde görülmeye devam etti. Duruşma, önceki dönem MYK üyemiz tutsak siyasetçi İsmail Şengül’ün savunmalarıyla başladı.

"HDP MYK üyesi olmam anayasal bir haktır"

Savunmasına, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i katleden Ogün Samast’ın tahliye edilmesine tepki göstererek başlayan Şengül, “Bugün, Türkiye tarihine çok acı bir gün olarak geçecektir. Ben bir vatandaş olarak Rakel Dink’in yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyorum. Tahliye kararını verenler nasıl bakacak onu da merak ediyorum?” diye sordu. Şengül, HDP’nin meşru ve siyasal bir yapı ve Meclis’te grubu olan bir parti olduğunu belirterek, partide MYK üyesi olmanın da anayasal bir hakkın kullanımı olduğunu söyledi. Şengül, “HDP MYK üyesi olmam suç değildir. Çünkü Anayasa’da bunun suç olmadığı açık olarak belirtiliyor. MYK üyeliği yapmış olmam anayasal bir hakkın kullanımıdır” dedi.

"HDP MYK’sının çağrısı soykırıma karşıydı"

“Bir tweetten dolayı müebbete gidilebilir mi?” diye soran Şengül, HDP MYK’sının Kobanî halkının soykırım tehdidi altında olduğu bir dönemde şiddet içermeyen bir çağrıyı tweet yolu ile yaptığını belirterek, “Soykırım tehlikesinin an be an arttığı bir dönemde HDP MYK’sının yaptığı, demokratik bir çağrıdır. Çağrı, iddia edildiği gibi devletin birliğine ve bütünlüğüne bir kasıt değil, soykırıma karşı bir çağrıydı. İddia makamı ise içerisinde hiçbir şiddet çağrısı olmayan bu çağrıyı 6-8 Ekim olaylarının başlangıcı olarak niteleyip, MYK üyeleri hakkında müebbet hapis cezası istiyor. Şaka gibi ama gerçek” ifadelerini kullandı. Şengül, ayrıca Türkiye ve dünyada o dönemde IŞİD’ın saldırılarına karşı yapılan çok sayıdaki açıklamayı mahkeme heyetine okuyarak, “Böyle bir ortamda HDP’nin açıklama yapmaması hayatın olağan akışına aykırı olurdu” dedi.

"HDP halkların eşitliğine dayalı bir dünyayı amaçlıyor"

IŞİD tehdidinin henüz bitmediğini belirten Şengül, “Bugün IŞİD gibi örgütlere karşı çağrı yapan bizlere ceza verilmesi, IŞİD ve benzeri örgütlere güç verecektir. HDP, tüzüğünde savaşsız, sömürüsüz, halkların eşitliğine dayalı bir dünyayı amaçlıyor. Partimiz işgallere karşı çıkıyor. IŞİD’in işgal hareketine karşı yaptığı çağrı HDP programı ile uyumludur” diye konuştu.

"İddia makamının MYK üyelerini şiddet yanlısı olarak göstermesini reddediyorum"

Şengül, sözlerini şöyle sürdürdü: “Savcının, iddianamede yaşanan olaylar için şiddete yönelik bir çağrı yaptığım yönünde beyanı vardır. Şimdi şunu söylemek istiyorum; savcılık benim düşünsel dünyamı bilemez. İddia makamı yarattığı ikilemlerle beni ve MYK üyelerini şiddet yanlısı olarak göstermeye çalışmaktadır. Bunu reddediyorum. Bu şiddet olaylarının HDP tweeti ile başladığı yönündeki iddialar, AİHM tarafından açıkça reddedilmektedir. Olaylar, demokratik gösteride bulunan insanlara polislerin sert müdahalesi sonrası başladı.”

"Türkiye’den İsrail’e giden demir çelik Filistin halkının başına mermi olarak yağıyor"

Türkiye’de insanların en demokratik hakları olan basın açıklaması ve grev hakkını dahi kullanamaz hale geldiğini ifade eden Şengül, “Bakın sayın hakim bugün İsrail’in silah cephanesi için gerekli olan demir ve çelik madenleri Türkiye’den gidiyor. Eğer Türkiye’deki işçiler örgütlü olsaydı bu durum engellenebilirdi. Türkiye’den İsrail’e her gün demir ve çelik gidiyor. İsrail, ordusunun silah ve cephane için demir çelik ithalatını Türkiye’den yapmaktadır. Oysaki, İsrail'e ihracat yapan başka ülkelerdeki işçiler, söz konusu maddelerin İsrail’e gitmemesi için grev yapmış ve ticaret gerçekleşmemiştir. Eğer Türkiye’deki işçiler örgütlü olsaydı, bu kanlı saldırı durdurulabilirdi. Silah sanayinde kullanılan ham maddeler o gemilerle İsrail’e gitmez ve orada Filistin halkının başına mermi olarak yağmazdı” diye konuştu.

Duruşma, Şengül'ün savunmalarıyla devam ediyor. 

16 Kasım 2023