Serhat Eren: Olası bir kapatma kararı hem seçime hem de siyasete gölge düşürür

Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Serhat Eren'in Gazete Duvar'a verdiği röportaj:

Kapatma davası süren Halkların Demokratik Partisi’nde (HDP) 5. Olağan Büyük Kongre’nin ardından yeni parti yönetimi belirlendi. HDP’nin MYK’sinde ilk kez görev alan isimler arasında Avukat Serhat Eren de yer aldı.

HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Eren ile HDP’ye yönelik kapatma davasının geldiği aşamadan partinin yeni dönem atacağı adımlara, seçimlerde HDP’nin rolünden cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki tutumlarına kadar birçok gündem başlığını konuştuk.

‘KONGREDE HALKIN DİMDİK AYAKTA OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI’

Seçime yakın bir tarihte HDP’nin kapatılması gibi bir sonucun ortaya çıkması durumunda hem seçimlere hem de siyasete gölge düşeceğini ifade eden Eren’e göre, HDP bu aşamada seçeneksiz değil. Muhalefetin iktidardan farklı olduğunu ortaya koyması gerektiğini söyleyen Eren, “Hayata çok sağdan ve dar bakan birisinin cumhurbaşkanı olmaması gerekiyor” dedi. HDP’li Eren’in sorularımıza yanıtları şöyle oldu:

HDP 5’inci Olağan Büyük Kongresi’ni yaptı. Size göre kongrenin en önemli mesajı neydi?

Kongrenin en önemli mesajı, HDP’nin eş genel başkanlarından tutun da milletvekillerine, belediye eş başkanlarına, yöneticilerine ve üyelerine yönelik yıllardır süren baskıya rağmen halkın dimdik ayakta olduğunun, HDP’yi sahiplendiğinin, mücadeleye devam edeceğine dair kararlılığın ortaya çıkmasıydı. Demokratik siyasette ısrar, Türkiye’nin temel sorunlarının çözümünde HDP’nin başat aktör olduğu, HDP dikkate alınmaksızın hiçbir sorunun çözülemeyeceği, Kürt sorununun çözümü, tecrit ve cezaevindeki uygulamalara son verilmesi talepleri de öne çıkan mesajlardı.

Partinin yeni yönetimi de belirlendi. Yeni dönemde HDP’nin nasıl yol yürüyeceği de merak konusu.

Yeni göreve geldik ama HDP kongre yapmadan önce çok sayıda konferans gerçekleştirdi. Halkın talepleri, yapılması gerekenler konusunda çok sayıda karar alındı. Temel sorunumuz Kürt sorunu. Kürt sorunu çözülmeden hiçbir sorunun çözülmeyeceğini yıllardır söylüyoruz. HDP bundan sonra da bu mecrada siyasi faaliyetlerini yürütecek. Şu an Türkiye’de yaşanan hukuktan siyasal sorunlara kuşkusuz çözüm önerilerimiz var. Türkiye’nin çok farklı yerlerinde sokakla, halkla buluşmalar gerçekleştireceğiz.

HDP’ye yönelik kapatma davası süreci de bir yandan devam ediyor. Gelinen hukuki aşama ne durumda?

HDP esasa dair savunmasını sundu. Biz Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na sözlü savunma için çağrı yapılmasını bekliyorduk ancak savcılık milletvekilimiz Semra Güzel’le ilgili bir ses kaydını AYM’ye sundu. AYM de bu kayıtların çözümü için bu delilin esasa ilişkin olup olmadığını sordu. Başsavcılık cevap vermedi. Ancak bu delillerin esasa ilişkin olduğu düşünülerek bu ses kayıtlarının çözümü konusunda Adli Yargı Adalet Komisyonları bünyesindeki tercümanlara kayıtlar gönderildi. Biz bu kayıtların çözümünü bekliyoruz. Çözüm yapıldıktan sonra bize tebliğ edilecek, biz bu çözümlemelerin usulüne uygun yapılıp yapılmadığını ve esasına dair AYM’ye görüşümüzü sunacağız. Bu tüketilince, AYM başkaca bir şeye ihtiyaç duymazsa, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nı sözlü savunma yapmak üzere davet edecek. Sözlü kayıtlar bize tebliğ edilecek ve eş başkanlarımızın da sözlü savunmalarını yapması için davet gelecek.

‘EŞ GENEL BAŞKANLARIMIZIN SUNUMU YARGITAY BAŞSAVCILIĞI'NIN İDDİALARIYLA SINIRLI KALMAYACAK’

HDP eş başkanlarının sözlü savunmalarının çerçevesi nasıl olacak?

Biz daha önce AYM’ye hem ön savunma hem de yazılı savunmayı sunduk. Eş başkanlarımızın yapacağı savunmanın çerçevesi orada belirtildi. Eş başkanlarımızın savunmaları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın iddialarıyla sınırlı kalmayacak. Partinin üyesi olanlar ve olmayanların bütün eylemlerini, bütün isnat eden suçlamaları delil gibi dosyaya sunmuşlar. Eş başkanlarımızın çerçevesi bunların çok daha ötesinde olacak. Yaşanan temel sorunlar, Cumhuriyet'ten bugüne yaşanan sorunlar, HDP’nin kuruluş amacı, yapmaya çalıştıkları, önemi, Türkiye’deki temel sorunların nasıl çözüleceğine ilişkin bir perspektifle mahkemeye sunum yapacaklar.

‘SEÇİMDEN ÖNCE ALINACAK KARAR SİYASETE YARGININ DOĞRUDAN MÜDAHALESİ OLARAK ADDEDİLECEK’

Bende, sıraladığınız kapatma davasına dair bürokratik işlemlerin sonuçlanması tarihi ile Mayıs ya da Haziran 2023’te yapılacak bir seçimin örtüşeceği gibi bir sonuç çağrıştı. Seçim hattında HDP’nin kapatma davasına ilişkin bir kararın çıkacağını düşünüyor musunuz?

Kuşkusuz ihtimal dahilinde. Demokratik bir ülkede bir siyasi partinin kapatılmasına ilişkin bir talep olmazdı. Talep olsa dahi seçim sath-ı mailîne girilmişken, bu ülkenin en yüksek yargı makamı seçimden hemen önce karar almazdı. Seçimden önce AYM tarafından alınacak bir karar siyasete yargının doğrudan müdahalesi olarak addedilecek. Bunun böyle olmayacağını umuyoruz ama bu ihtimalin de olabileceğini düşünüyoruz.

HDP’ye dönük bir kapatma kararı seçime gölge mi düşürür?

Hem seçime hem de siyasete gölge düşürecek. Seçime doğrudan müdahale edilmiş olacak. Anayasa Mahkemesi’nin böyle bir tasarrufta bulunmasını beklemiyoruz ama böyle bir ihtimali de tutuyoruz.

‘SALDIRI POLİTİKALARI HDP’NİN SİYASETİN DIŞINA İTİLMESİ ÇABASININ SONUCU’

HDP’ye dönük kapatma davasıyla sizce siyasi hesap mı yapılıyor?

Sadece kapatma davası değil. Bize yönelik hesap seçime dönük bir hesap değil. Bize dönük hesap özellikle 2015 yılından sonra çok ciddi bir şekilde hayata geçirilmiş durumda. Üyelerinden, milletvekillerinden, yöneticilerinden tutun belediye eş başkanlarına, kayyım atanması politikası gibi bu adımlar HDP’ye, HDP’nin bileşenlerine, Kürtlere dönük devletin, AKP ve MHP’nin sistematik bir politikası. Eş başkanlarımızı rehine olarak tutuyor, belediyelerimize kayyım atadı, durmadı Kobanê dosyası diye kumpas dosyasını açtı. Bütün bunlar HDP ve Kürtlere dönük sistematik politikanın parçasıdır. Bu seçime kadar da devam edecek. Bütün bu saldırı politikaları HDP’nin, Kürtlerin siyasetin dışına itilmesi çabasının bir sonucudur.

‘HDP SEÇİMLERDE KİLİT ROLDE’

HDP denklem dışında tutulmak isteniyor. Kürtler tamamen siyaset dışı bırakılmak isteniyor. AKP hem iktidarını sürekli hale getirmek hem de yapılacak seçimde tekrar iktidar olmak için HDP’yi en büyük engel olarak görüyor. Şu an seçimlerde HDP kilit rolde. HDP’nin ortaya koyacağı tutum Türkiye’yi yöneten ekibi, iktidarı belirleyecek. HDP’nin seçime sokulmaması, denklem dışına itilmesi demek AKP’nin tekrar iktidarda kalması anlamına geliyor.

‘SEÇENEKSİZ DEĞİLİZ’

HDP’nin kapatılması durumunda A,B,C seçeneklerinin olduğu ifade ediliyor fakat bu seçenekler kamuoyuyla paylaşılmadı. Seçim hattına girildiğinde kapatma kararı çıkarsa ilk yapılacak şey ne?

HDP seçmeni hiçbir zaman seçeneksiz kalmayacak. Geçmişte de kalmadı bundan sonra da kalmayacak. Hukuksal olarak seçime yetişmek babında pek bir şey olmayacak. Yeni bir parti kurmak mümkün olmayacak. Kürtler, HDP’yle birlikte hareket edenler, hiçbir zaman seçeneksiz kalmayacak. Bizimle birlikte mücadele eden çok sayıda parti var. Bu partiden birkaçı seçime girebilecek durumda. Seçeneksiz değiliz. Bu partilerden herhangi biriyle seçime girebilecek durumdayız.

‘MUHALEFETİN, İKTİDARDAN FARKINI ORTAYA KOYMASI LAZIM’

HDP’nin seçimlerdeki tutumunun iktidarı belirleyeceğini söylediniz. Kongrenizde de muhalefete dönük de bir mesaj vardı. Size göre HDP burada belirleyici. Peki bu durumda diğer muhalefet temsilcilerine ne düşüyor?

Muhalefetin iktidardan farklı olduğunu ortaya koyması lazım. Muhalefetin açık ve radikal bir şekilde, samimi, inanarak Türkiye’deki temel sorunların çözümü noktasında yol haritası belirlemesi ve bunu kamuoyuna deklare etmesi lazım. Muhalefetin Kürt sorununa dair yaklaşımı nedir? Türkiye’deki hukuk ve yargı sorununa dair çözümü nedir? Bunu kamuoyuna açıkça deklare etmesini istiyoruz.

HDP’Lİ EREN’DEN MUHALEFETE: FARKINIZI ORTAYA KOYMAK ZORUNDASINIZ

Bizim, altılı masada olalım olmayalım, cumhurbaşkanı adayı kim olsun gibi derdimiz yok. Bu sorunlarla ilgili muhalefetin Türkiye’ye sunacağı çözüm önerisi nedir?  Bu aynı zamanda kamuoyuna taahhüttür. Kendinizi de bir anlamda bağlıyorsunuz. Çözümünüzü ortaya koyun, bir araya gelelim konuşalım. Türkiye’nin temel sorunlarına ilişkin bizim görüşlerimizi de alın ortaya bir şey çıkaralım. Eğer bunu yapmıyorsanız iktidardan farkınız kalmaz. İktidar da bu sorunlara ilişkin çözüm sunmuyor. Siz de sunmazsanız farkınız kalmayacak. Farkınızı ortaya koymak durumundasınız.

‘HİÇ KİMSENİN İKTİDARA GELMESİ İÇİN KÖPRÜ OLMAYIZ’

Cumhurbaşkanlığı adaylığında Erdoğan’ın karşısına altılı masadan bir aday çıkacak. HDP’nin destek vermediği bir adayın seçimi kazanma ihtimalinin düşük olduğu değerlendirmeleri yapılıyor. Altılı masanın adayının HDP’nin desteğini alması için ne yapması gerekiyor?

Türkiye’deki temel sorunların çözümü noktasında bütün dinamiklerin biraraya gelerek konuşması lazım. Temel sorunlara karşı altılı masanın çözümünün ne olduğunu, yaklaşımlarının ne olduğunu, isimler üzerinden değil ama ilkeler üzerinden konuşmamız lazım. Asgari müştereklerde ortaklaşmamız lazım. Bu ortaklaşma gerçekleştikten sonra HDP seçime dair tavrını ortaya koyar. Bütün bunlar karşılanmazsa kimseye mahkûm değiliz. Hiç kimsenin iktidara gelmesi için, eş genel başkanımız da ifade etmişti, karşıdan karşıya geçmesi için köprü olmayız. Türkiye’nin altılı masa, Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı dışında bu ülkede farklı temel dinamikler ve siyasi partiler var.

HDP’nin de içerisinde olduğu 7’li masanın bir seçenek olduğunu ifade ediyorsunuz.

Kuşkusuz. Biz seçim için bir araya gelmiş değiliz. Mücadelede ortaklaşmak için bir araya geliyoruz. Türkiye’nin temel sorunları noktasında ortak paydada buluşuyoruz. Bu seçimden önce ve seçimden sonra devam etmesi gereken bir çalışma. Biz ne AKP ve MHP’ye ne de altılı masaya mahkûm olmak zorunda değiliz. Bizim de üçüncü yol ile çıkış yapmak gibi bu topluma bir sorumluluğumuz var.

‘KILIÇDAROĞLU ŞİMDİYE KADAR AÇIKLADIKLARIYLA BEKLENTİLERİMİZİ KARŞILAMIYOR’

Altılı masada cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adı öne çıkıyor. Helalleşme çağrısını dile getirmesinin ardından adımlar da attı. Kılıçdaroğlu’nun söylemleri çizdiğiniz çerçeveyle birebir uyumlu olmasa da yakın mı?

İsim Kılıçdaroğlu olur ya da başkası olur. Önemli olan adayın Türkiye’ye dair ortaya koyduğu çözümdür. Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt sorununun çözümü, hukuk, yargı, ekonomi gibi konularda ortaya koyduğu çözüm önerileridir. Çözüm varsa biz bu çözümün kendisini destekleriz. Aday konusunda da bir hassasiyetimizin olduğunu ifade etmek isterim. Aday Kılıçdaroğlu olursa, şimdiye kadar açıkladıklarıyla beklentilerimizi karşılamıyor. Bunun çok çok ötesine geçmesi gerekiyor. Somut olarak Türkiye’nin sorunlarına çözüm önerilerini ortaya koyması gerekiyor. Bir bunu yapması, iki birlikte hareket ettiği Millet İttifakı’ndaki partilerin asgari düzeyde, bizim ifade ettiğimiz çözüm önerilerine sahip çıkması gerekiyor.

Bir kırmızı çizgi mi çiziyorsunuz?

Kırmızı çizgimiz Türkiye’nin temel sorunlarına dair çözümdür.

Aday ismi anlamında mı kırmızı çizginiz yok?

İsim anlamında bir kırmızı çizgimiz yok.

‘HAYATA ÇOK SAĞDAN VE DAR BAKAN BİRİ CUMHURBAŞKANI OLMAMALI’

Bu çizdiğiniz çerçeve bir anlamda geniş bir anlamda da dar bir çerçeve. Cumhurbaşkanlığı adaylığında Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra başka isimler de öne çıktı. Bu çerçevenizle bugünden uyuşmayan isimler de var mı?

Evet.

Kim bu isimler?

Kamuoyunda çokça tartışıldı. Meral Akşener, Mansur Yavaş isimleri de konuşuldu, tartışıldı, halen de tartışılıyor. Demokratik değerlere sahip birinin bu ülkeye cumhurbaşkanı olması gerekiyor. Bu ülkede yaşayan toplumun farklı kesimlerine eşit bir şekilde yaklaşan, temel hakların korunmasını sağlayan, güvence altına alan birinin cumhurbaşkanı olması gerekiyor. Ayrımcı bir dil kullanan, nefret söylemini birçok yerde ifade eden birinin değil, birleştirici, haklara saygılı, bir arada yaşama umudunu güçlendiren bir adayın olması gerekiyor. Dolayısıyla hayata çok sağdan ve dar bakan birisinin cumhurbaşkanı olmaması gerekiyor.

Röportaj: Serkan Alan

29 Temmuz 2022